|
Türk üsleri ne için?..

‘Askeri üs’ tanımını dünyanın ve elbette bizim kafamızda öyle ters-yüz ettiler ki, bir yerde üs kurulduğunda ya “saldırı hazırlığı” sayıyoruz ya kuşatma/istila noktası...

Askeri üslerin aynı zamanda “kale” olabileceğini, “korumak” için kurulabileceğini unutmuşuz...


Oysa tarihimiz kale fethetmek, kale savunmak üzerine. Unutturmuşlar.

Türk Dil Kurumu, “
Düşmanın gelmesi beklenen yollar üzerinde
, askerî, önem taşıyan şehirlerde, geçit ve dar boğazlar üzerinde güvenliği sağlamak için yapılan kalın duvarlı, burçlu, mazgallı yapı” olarak tarif ediyor kaleyi...

Bu yüzden çeşitli ülkelerde kurulan/kurulacak Türk üslerinin kim için, kime karşı olduğunu anlamamız gerekiyor. Zira, “doğal rakipler” bir kenara, üs kurduğumuz ülkelerin komşuları bile kendilerine karşı zannediyorlar.

Türk üsleri/kaleleri “korumak” için. Hem de “onları” korumak için. Katar’daki üs gibi. Katar’ı koruduk. Doha’ya yönelik girişimin o gece Ankara’nın emri, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin müdahalesiyle nasıl önlendiğinin ağızları açık bırakan öyküsü artık açık açık yazılabiliyor. (‘Katar’a darbeyi Türkiye önledi’, Gerçek Hayat, Sayı:52, 25/2017.)

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri heveslendi darbeye ama arkası ABD, İsrail, ve Mısır’dı. Katar’daki ABD üssünü de hatırlatırım. Bugün Katar’daki Türk üssü ne için orada? Elbette ‘Büyük Ortadoğu’nun tüm ülkeleri için, elbette bütün Müslüman dünya için. Çünkü, arkası Mekke, Medine’ydi.

Çoğu zaman gözümüzün önünde yaşananları zihnimiz kavrar ama dil bir türlü söyleyemez.
ABD ve İsrail’in Kudüs kararı aynı zamanda Katar operasyonunun devamıydı
. Kudüs’ü İsrail’in başkenti yapma operasyonunu kim durdurdu? Türkiye ve dostları değil mi?
Ve o zaman bölgedeki herkes gördü ve dillendirdi ki, Kudüs düşürse Medine düşer, Mekke düşer! Düşman her yoldanaynı hedefe yürüyor. “
Düşmanın gelmesi beklenen yollar üzerinde
” de Türk kaleleri inşa ediliyor.

Kudüs, Katar’ın sağlamasıydı. Bu yüzden bugün kim diyorsa ki, "Sudan-Sevakin adasının veya bir başka yerin Türklere verilmesi bölgeye yönelik tehdittir", o ülke ya küre ovuşturmuştur ya ülkesinde ABD üssü vardır ya da iktidarı boğazından tasmalıdır!

Türk üsleri neredeyse orayı korumak içindir. Dramatik olan, bugün için
siyasi rakip olarak Ankara’yı karşısına alan kimi bölge ülkelerini de korumak içindir
! Bu yüzden kimi küçük ülkeler, İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri, “Türkiye, Osmanlı hegemonyasını diriltmeye çalışıyor” diye bölge liderliklerini kışkırtmaya çalışıyorlar. Halklar ise Türklerin neden orada olduğunu biliyor.
DAHA ÇOK ÜS...

Cumhurbaşkanı Erdoğan üç ülkeyi kapsayan Afrika turunu yaparken, Katar’daki üs ağır silahlar da dahil yeni askerlerle takviye ediliyordu. Bunların kime karşı olduğunu Katar ve halkı biliyor. Çünkü gözleriyle gördüler. Karşı çıkanlar da biliyor ama sahipleri onları dolduruyor. Müstevliler o üssün kime karşı, kimin yolu üzerinde olduğunu anlıyor.

Türkiye’nin daha çok üsse/kaleye ihtiyacı var. Ama bunu bölge ülkelerinde kurulacak yeni askeri yapılanmalar sanmayın. Belki böyleleri de olacak. Örneğin
Yemen
iyi bir örnek.
Hem bölgedeki diğer üslerle birleşerek bölgeyi koruyacak asıl ve çok büyük bir kalenin kulelerine dönüşürler
hem de kelimenin tam anlamıyla mahvolmuş ülke yeniden ihya edilir, barış, insanlık, adalet o zaman kazanır.

Başka üsler de var! Bunlarda Türkiye’den tek kişinin bulunmasına bile gerek yok. Örneğin Azerbaycan. Örneğin Pakistan. Kim bilir, Afganistan?

Bu noktaları Somali, Sudan, Katar, Suriye, Yemen, Azerbaycan, Pakistan, vs., birleştirin bakalım, nasıl bir harita çıkıyor. Yine bu ülkelerin büyük kısmı denizlerle temas halinde. Pakistan, Yemen, Katar ve Sudan’ın deniz güvenlikleri de modern Türk Donanması tarafından pekiştirildiğinde, omuz verecek başka güçler de ortaya çıkacaktır. Sadece Kızıldeniz veya Basra değil, Aden Körfezi de odur.

Dışarısı tabi itiraz edecek. İçeride edenler de var. ‘Orta boy ülke bunu nasıl yapacak’ diyorlar son 10 yıldır, demeye de devam edecekler. Değişen dünya dengelerini anlamıyorlar bari ‘meşru müdafaa'yı anlasalar.

İşin başında S-400’lerin alınmasına müstehzi ifadelerle, “
Türkiye mi Rus silahı alacak, güldürmeyin” diyenler aslında aba altından beyzbol sopası gösteriyordu
! Bugün ne diyorlar tv ekranlarında veya köşelerinde; “efendim, iyi de S-400’lerin teknik özellikleri o kadar iyi değil.”
İyisi kötüsü bizim ikinci tercihimiz.
İlk tercihimizi, yani yerli ve milli hava savunma sistemimizi hayata geçirdiğimizde ne diyecekler?..

Uçak gemisi veya yakıt ikmal uçakları gündeme geldiğinde söylediklerini; “ne yapacaksınız ki bunları, kime karşı kullanacaksınız ki bunları, boşa para”...

Uçak gemisinin de yakıt ikmal ve uzun menzilli nakil uçaklarının, MİLGEM gemilerinin yeri ve zamanı geldi. Ama biz getirmedik. Onlar bu ihtiyacı sınırlarımıza kadar getirdiler. Şimdi biz de üslerimizi, füzelerimizi onların sınırına götürüyoruz.

Boyun uzunluğu, kısalığı da ‘boy verdiğinizde’ belli olur. Bakalım kimin nefesi kesilecek...

#Türkiye
#Afrika
#Sudan
#Çad
#Askeri Üs
6 yıl önce
Türk üsleri ne için?..
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti