Bu görüşmelerin en azından askeri bir jestle sona erdiğini kestirmek için delillerimiz var; “İsrail savaş uçağı, Suriye’de hava savunma bataryasını yok etti”. (16/10) Kuşkusuz, bu “yok ediş”in derinliğini anlamak ‘lokasyonu’a bağlı; Suriye topraklarından atılan füzelerin jetlerine yönelmesinin ardından Şam’ın doğusunda bulunan bir hava savunma bataryasını vurdu İsrail...
İsrail bir süredir Suriye üzerinde eskisi kadar rahat kanat açamıyor ve olay “anında” Rusya’ya bilgi vermiş bulunuyor!
Bu işin askeri/teknik yönü. Politik yönünü anlamak için ayın 12’sine gitmek gerekiyor. Çünkü Şoygu, İsrail’e geçmeden Beşar Esad ile bir araya geldi. Savunma Bakanı’nın İsrail’e nasıl bir Şam mesajı taşıdığı merak edilebilir ama aynı gün Rusya’nın Suriye’deki güçlerinin komutanı Aleksandr Lapin’in yaptığı, “Suriye’nin yüzde 85’i ordunun kontrolünde” açıklaması, “Rus mandası”nın gücünü işaret etmeli.
Irak-Erbil-Kerkük gelişmelerinde ABD-Rusya-Çin’in duruşlarına baktığınızda hepsinin “Irak’ın toprak bütünlüğü”nden yana oldukları görülüyor. Ama yine biliyoruz ki, en azından ABD ve Rusya’nın Kuzey Irak’a bakışları kaygan...
ABD’nin ‘koridor’, Rusya’nın İran üzerinden Bağdat bağlarını/yatırımlarını anlatmaya gerek yok.
Bir flash-back yapalım...
Eylül 2006’da NATO’nun Roma’daki Askeri Koleji’nde gösterilen “Yeni Ortadoğu haritası” (Haziran 2006’da Amerikan Armed Forces Journal’da yayınlanmıştı) bölünmüş Türkiye’yi gösteriyordu ve büyük reaksiyon çekti. Ankara sinirlendi ve Genelkurmay Başkanları arasındaki telefon görüşmelerinde haritanın ABD’nin resmi politikasını yansıtmadığı izahı duyuldu.
Ancak bugün gelinen noktada, ABD, İsrail ve İngiltere’nin günümüze değin uzanan eylemleriyle haritanın uyuştuğu izlenebiliyor...
Ankara’nın, Washington’un çift başlılığını tarif eden okuması doğru ve Amerika da vize uygulamasından pişman ama işte “plan” da devam ediyor.
Vize “yaptırımının” düzeltilmesi hemen olamıyor çünkü, “ABD’nin prestiji” söz konusu. Elçinin Amerikan derin devletinin uzantısı olduğunu kendileri de biliyor ama onu da “aynı haritanın” diğer ucuna gitmesi engellenemiyor, çünkü güçleri yetmiyor.
İran-Akdeniz arası bir koridor üzerinde de savaş sürüyor, Pakistan-AB arası koridor üzerinde de. İkisi de “Büyük Ortadoğu”da mukim kimsenin yararına değil...
Ancak bu “resmi” görüşler yeterince “resmi” değil. Yine konuşturalım...
İlginç değil mi?
Peki, Türkiye nerede?
Polonya’da...
Daha doğru başka yer olamaz.
Hele... NATO’nun ABD ve Türkiye’ye, “oturup konuşun”, Gerhard Schröder gibi bir ismin, “AB, Türkiye ve Rusya ile daha iyi ilişkiler kurmalı” dediği bir zamanda...