Bayram psikolojisine girdiniz değil mi?
Ya da en azından dokuz gün sürecek o uzun tatilin iç gıcıklayan havasına…
Yok, endişe etmeyin! Bayram güzellemesi yapacak değilim. Söz, Pazar rehavetinizi de bozmayacağım.
Bugün köşeyi sanal âlemden posta kutuma düşen, çok özel nasihatlere bırakacağım. Bir dervişin nasihatlerine…
Mail, çok değer verdiğim bir hemşerimden geldi. Kendisine buradan teşekkürlerimi yolluyorum.
Nereden buluyor bilmiyorum ama gönderdiği tüm mailler, resmen bende bağımlılık yapıyor. Tarihin derinliklerinden fevkalade özel bir derleme mi istersiniz, dünyanın en enfes fotoğraflarından oluşan renkli bir slayt mı? Enfes müziklerin eşlik ettiği, düşündüren veya güldüren çarpıcı metinler mi? Enteresan bir animasyon, hayati bir uyarı veya ne bileyim bir Çin bulmacası mı?
Neler neler…
Hepsini arşivledim, masaüstümde kocaman bir dosya oluştu.
Canım sıkıldıkça girip bakıyorum, arkadaşlarıma, dostlarıma gösteriyorum. Onlardan bir tanesini bu Pazar sizinle paylaşayım istedim.
Sözünü ettiğim bir dervişin nasihatleri, müthiş hoşuma gitti benim…
Öyle alt alta yazılınca, Şiirsel bir dizilimle sıralanınca, kısacık cümlelerle hap gibi formüle edilince, ortaya nasıl güzel, nasıl sadra şifa bir reçete çıkmış…
Ben her öğüdü kendimde test ede ede okudum. Hangisi hayatımda hangisi değil, çek ettim. Dilerseniz ''bayram'' niyetine siz de öyle yapın…
İşte o nasihatler…Buyurun okuyun…
Emanete ihanet etmeyin.
Bayramınız kutlu olsun…
