|
Lanet Olsun

Edin ile Saraybosna Başçarşı’daki Moriça Han’da tanıştık. Türk çayı içerek, Türkçe’yi nasıl öğrendiğini konuştuk. Kendi başına çalışıp, kitaplardan öğrenmiş.

“Konuş-makta zorla-nıyorum, oku-duğumu daha iyi anlı-yorum” dedi ama tercümanlık yaptı.



Duraklı konuşması, kendi kendine öğrenmesinden değil; Boşnaklar ana dillerini de duraklı konuşuyor.

Edin, iki dedesini de savaşta kaybetmiş.

Zaten Bosnalı olup da bir yakınını savaşta kaybetmeyen birine rastlamak imkânsız.

Türkiye’yi görmeyi çok arzuluyor. İnşallah bir gün nasip olur.

*

Aliya’nın kurduğu Genç Müslümanlar teşkilatının bir odasında Anes ile sohbet ettik.

Anes Dzunozoviç, gazeteci, yazar, televizyon programcısı.

“Lanet olsun” adlı kitabında Doğu Bosnalı Boşnaklara yapılan zulmü anlatıyor.

İki buçuk sene önce tanıştık. O kitabı hakkında bilgi edinince, bizde de yayınlanması gerektiğini düşündük. Reyhan Dilek uzun ve titiz bir çalışmayla dilimize çevirdi.

Tek satır kurgu yok, hayal yok, tasvir yok.

*

Yazar Türkiye’deki kardeşlerine şöyle sesleniyor:

“Fatih Sultan Mehmet Han, Bosna’yı size bir vakfe olarak bıraktı. Bu nedenle sizden, elinizden geldiği kadar vakfeye sahip çıkmanızı, kardeş Boşnak halkı ve kardeş Bosna-Hersek ile iyi ilişkileri koruyup daha da beslemenizi rica ediyorum. Bir ulus ve bir devlet olarak siz güçlü iken, biz de kendimizi daha güvende ve korunaklı hissediyoruz. Bu nedenle ülkenizi koruyun ve biz Boşnakları, Bosna’yı unutmayın.

Nasılsa biz, düşmanlarımız için ‘Türk’üz.”

*

Mehmet Serhat Bıçak’la beraber kitabın editörlüğünü üstlenen Nesrin Çaylı, sunuşunda son derece önemli bir noktaya işaret ediyor:

“Lanet olsun’u okuduğunuzda, Hıristiyan dünyanın modern görünüm altındaki aşağılık cinayetlerine, imansızlığın cinnetine, Allah korkusu olmayanların nasıl canavarlaşabileceğine şahit olacaksınız. Canlı tanık ve belgelerle hazırlanmış bu kitap, Boşnakları yeryüzünden silmek isteyenlere her bir satırında ‘Ah’ ediyor.”

*

Akıllara durgunluk verecek ilk katliamlar ile başlayan kitap, on iki bölümden oluşuyor.

Her bölümde karşımıza çıkan, etnik temizlik.

Güvensiz ‘güvenli bölge’ ve ‘güvenlik birimleri’ ile son bulan bu belgesel niteliğindeki eser, kolay okunabilecek bir kitap değil.

Belki bundan daha zor okuyabileceğiniz bir kitaba bugüne kadar rastlamamışsınızdır; bundan sonra da inşallah benzerini dahi görmezsiniz.

*

Nikâh şahidinin ihaneti, Ağaç motoru ile katliam, Özel işkence paketleri, Etnik temizlik ve ata dinine döndürme çalışmaları, Boşnak çocukların katledilmesi…

Drina nehrinde Müslüman cesetler, Alev mezarlığı, Reşit olmayan Boşnak kızların dramı, Polis teşkilatındaki katiller, Savaş suçlularını paniğe sevk eden yazılarımız…

Can verenlerin tam sayısı asla bilinmeyecek, ‘Müslümanlarla yaşadım, yapamam’ diyen bir Sırp, İslam’ı ve Müslümanları hatırlatan her şey yerle bir, Sırpların savaş öncesi hazırlıkları…

Lahey Mahkemesi’nde Sırp itirafı, Kilisede vahşet, İstisna birkaç iyi Sırp, Kayıtlara doğal ölüm olarak geçen katliamlar, Tecavüzler soykırım projesinin bir parçası, Yağmacı Başpiskopos, Önce komşu sonra cellat, Yüksek kariyerli cani: Bakan Düşko…

Seçtiğim bu dikkat çekici başlıklar bile tablonun çerçevesi hakkında bilgi verecek nitelikte.

*

Biz okumakta zorlanıyoruz, yazılanlardan bir yakınımıza bahsetmek bile zor geliyor.

Bir de yazanı düşünün.

O nasıl acı çekmiştir…

Hele kitapta yazılan olayları bizzat yaşayanları düşünmek, insanı çileden çıkarır.

Aziz kardeşim Anes’in bu kitabının, ülkemizde yayınlanması için gayret sarf eden Yavuz Selim’e tarihe kayıt düşen bu eser için teşekkür borçluyuz.

Keşke yazılmasaydı, keşke yaşanmasaydı demenin bir anlamı yok; yaşandı ve yazıldı.

Bosna’daki bembeyaz mezarlıklar, bu soykırımı sessizce seyreden bütün dünyanın ayıbı.

İşitelim” diyor editör, “İşitelim ve aynı Rabbe iman ediyorken, aynı kıbleye dönüyorken, aynı coğrafyada yaşıyorken, aynı bayrağın altında, hür ve şen sevda türküleri söylüyorken,birbirimizle uğraşmayı bırakıp, birlik ve beraberliğe dair ibret alalım.”

#Mehmet Serhat Bıçak
#Saraybosna
6 yıl önce
Lanet Olsun
'Üst düzey takım'
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…