|
İsminde ‘şeyh’ geçmeseydi iyiydi

Ankara ve İstanbul, ülkemizin en hızlı büyüyen şehirleri. Nüfus artış hızından dolayı değil, aldıkları göç sebebiyle önlenemez bir yükseliş görülüyor.

İstanbul’dan iki tane Bulgaristan çıkar.

Üstüne bir de sos niyetine Kıbrıs ölçeğinde fazlalık kenarda bekler.



Hem Türk, hem Rum kesimi dâhil edilse bile, toplamda İstanbul nüfusuna ulaşılamaz.

Çünkü bu hesabın yapıldığı sırada, koca şehir biraz daha büyümüştür.

*

Ankara da koşarcasına İstanbul’u yakalamaya çalışıyor.

Etrafında kısıtlayan bir deniz bulunmadığı için, yayıldıkça yayılıyor.

Bir zamanlar ODTÜ, merkeze çok uzak bir yerdi.

Beytepe ondan öte.

Hele Çayyolu…

Karayolundan geçerken, tek tük binalara rastlar ve “Buralarda kimler oturur” diye düşünürdük.

Şimdi hepsi şehrin ortası gibi algılanır durumda.

*

Şehirler bu kadar hızla genişleyince, birçok cadde, birçok sokak doğuyor.

Oralarda ikamet edenlerin, işyeri bulunanların adresini oluşturmak için, her yeni caddeye sokağa bir isim vermek şart.

Bazen seçilen isimler etrafında tartışmalar başladığını görüyoruz.

Çayyolu’ndaki “Banga Bandhu Şeyh Mucibur Rahman Bulvarı” bunlardan biri.

*

Vatandaşlar arasında bu ismi beğenmeyenler, değişmesi için dilekçe vermişler.

“Bulvarın ismini söylemekte zorlanıyoruz” diyorlar.

Muhtar, bulvarın isminin “Türkiye için önem taşıyan bir liderle değiştirilmesini” talep etmiş.

‘Atatürk’ veya ‘Mustafa Kemal’ olsun demiş.

Çok orijinal bir teklif.

*

Türkiye için önem taşıyan bir lider deyince, akla başka isim gelmemesiyle ilgili olarak, “o kişinin kendi sorunu” deyip geçmek zor.

John F. Kennedy Caddesi, Mahatma Gandi Caddesi, Simon Bolivar Bulvarı, Dö Gol (De Gaulle) Caddesi, Konrad Adenauer Caddesi sanki başka şehirde.

*

Banga Bandhu Şeyh Mucibur, Bangladeş’in ilk başbakanı ve devlet başkanı. 1972’de başbakan oldu. 1975’te devlet başkanlığı görevini üstlenen Mucibur Rahman, birkaç ay sonra 15 Ağustos’taki askerî darbeyle devrildi ve ailesiyle birlikte öldürüldü.

Bunlar önemli değil tabii!

Bangladeş de neymiş?

Ne önemi var ki?

Haritada yerini göstermek bile zor.

Biz muhtara kulak verelim:

“Dört yıllık muhtarlığımda en fazla şikâyeti bu bulvarın isminin değişmesi konusunda aldım. Belediye, nüfus müdürlüğünde kayıt yaptıracak kişi oturduğu yeri telaffuz edemiyor. Evinde misafir ağırlayacak, adres tarif edemiyor. Acil ambulans, itfaiye, polis çağıracak, derdini anlatamıyor. İnsanlar artık bu trajikomik durumdan rahatsız olmaya başladı. Gökçek döneminde bu isim verilmişti. Caddenin adı değişsin, söyleyemiyoruz.”

*

Bütün bunların sebebi eğitim noksanlığı.

Şimdi biraz alıştırma yapalım. Malûm, eğitimin en önemli ayağı alıştırma yapmaktır.

“Bankaya gidiyorum, bankadan geliyorum” demek zor mu? Hiç değil.

Banka diyebiliyorsan, Banga da dersin. De bakayım…

“Bando güzel çaldı” demek nasıl? Gayet kolay.

O halde Bandhu da dersin; kısaca Bandu.

“De Gaulle” nasıl “Dö Gol” oluyorsa, tıpkı onun gibi.

Şeyh ise, bildiğin şeyh...

Mucibur demek de basit.

Rahman, en kolayı; her gün sıkça kullandığımız bir kelime.

Böyle bakınca, bir zorluk olmadığı ortada…

Asıl mesele, hepsi bir araya gelince uzun bir ismin çıkması.

Kısaca “Mucibur Rahman” dense yeter. Ambulans da hemen anlar, polis de, itfaiye de.

Bir yakınını davet edeceğin zaman sıkıntı oluyorsa, “O uzun isimli bulvar” dersin, hemen anlaşılır.

Bangladeş’in bizim için anlamını ve Türkiye’nin onlar için önemini bilmek, en azından anlamak zorundayız.

Bu da ödev olsun.

Ha bir de şunu bilmek gerekir: Bizim devlet büyüklerinin isimleri de başka dost ülkelerdeki caddelerde.

#Banga Bandhu Şeyh Mucibur
#Cadde
6 years ago
İsminde ‘şeyh’ geçmeseydi iyiydi
Bu yazıyı 40 kişiye okutanın boyu 4 santim uzuyor!
Mustafa olma Drogba ol
Rüzgarın Kalbi
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor