|
Cenaze namazına izin verilmeyen imam

Doğu Türkistan Altay’da işgalci Çinliler tarafından tutuklanarak hapse atılan Mescit İmamı Kazak Türklerinden İmamahmet işkence altında şehit edildi.

Cenazesi ailesine teslim edilen İmamahmet için ailesi otopsi istedi ancak derhal toprağa verilmesi için baskı yapıldı.

Cenaze namazına bile izin verilmedi.

*



Doğu Türkistan’da şehit olan din kardeşlerimizin gıyabi cenaze namazı, Cuma namazı sonrası Zeytinburnu Emine İnanç Vakfı (İstasyon ) Camiinde kılındı.

“Kazak Haber” kaynaklı bu haberi gözden kaçıranlar için bildirmek istedim.

Elimden daha fazlası gelmediği için en azından kayıtlara geçsin.

Bilgimiz oldu, duyduk, rahmet diledik diyelim.

BOSNA’DA KAR KARŞILADI BİZİ

İstanbul’da kar bekledik, bir türlü gelmedi.

Balkanlar üzerinden gelecek diye baktık durduk.

Kar yağsın ki, mikroplar kırılsın, kış olduğunu bilelim der eskiler.

Çocukların kar beklentisi yalnızca kartopu oynamak, kızakla kaymak, kardan adam yapmak için değil.

Bir de kar tatili umudu var elbette.

Aralık geçti, Ocak geçti, Şubat da bitmek üzere, henüz bir kıpırtı yok.

Madem kar gelmiyor, biz gidelim diye yola düştük, Bosna’ya geldik ve daha uçaktayken kar ile karşılaştık.

Bosna, bildiğiniz gibi desek, tek çerçeve çıkmaz ortaya.

Zira herkesin Bosna’sı farklı.

*

Bir Amerikalının bakışıyla, Alman’ın, İngiliz’in bakışı ve Bosna hakkındaki düşünceleri aynı olamaz.

Bizimkiyse hiç birine benzemez.

Peki biz kimiz?

Türkiye’nin Bosna ile olan ilişkisini tek cümlede özetlemek, bir başlık altında toplamak mümkün mü?

Bosna ile tarihî bağımız var.

Tek cümle değil, tek kelimeyle bile tanımlamak mümkün.

Kardeşlik.

Ancak detaya inildiğinde, yine aynı cümleye döneriz.

Herkesin Bosna’sı farklı.

*

Bir Kemalist ile bir İslamcının Bosna’sı başka.

Fetöcünün Bosna’sı var, Türkçü’nün Bosna’sı var, Kürtçü’nün Bosna’sı var.

Boşnak kökenli olup Türkiye’de yaşayan birinin Bosna’sı ile Fransa’da yaşayan bir Boşnak aynı bakamaz.

Bakmaya çalışsa da aynı göremez.

Türkiye’deki resmî kurumların da değerlendirmeleri kendi açılarından olacaktır, olmaktadır.

Diyanet bir türlü bakar, Kızılay başka türlü.

Silahlı Kuvvetler’in Bosna fotoğrafı ile belediyelerinki de birbirine benzemez.

Kemalistlerle Atatürkçülerin bile Bosna’sı aynı değil.

*

Başçarşı ne güzel, aynı bizim orası… Sebil’de fotoğraf çekmeli… Mostar köprüsü müthiş… Blagay’ı görmeden olmaz…

Bu çerçeveyi turistik olarak tanımlayabiliriz.

Ticarî ilişki içine girerek, Bosna’da yatırım sahibi olanlara göre Bosna bambaşka.

Bosna’da görev yapan resmî görevlilerimiz ise daha farklı tecrübelere sahip.

15 Temmuz’dan sonra bir şekilde yurt dışına çıkmayı başaran ve kapağı Bosna’ya atan Fetöcülerin Bosna’sı, fırsat buldukça buraya gelerek daha yakından tanımaya çalışanların Bosna’sı ile aynı değildir.

Fakat kar, herkesin üstüne aynı şekilde yağıyor.

Hiç ayrım yapmadan.

*

Bu kadar farklı bakış açılarının olduğunu bilince, Boşnakların da Türkiye’ye bakışını tek kalıba sığdırmak mümkün olamaz.

Onlara göre de farklı farklı Türkiye var.

#Bosna Hersek
#Balkanlar
6 yıl önce
Cenaze namazına izin verilmeyen imam
Hz. Muhammed bugün yaşasaydı Batılılar gibi giyinmezdi
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?