Fenerbahçe, bir renk, bir heyecanın adı oldu bu sezon. Kazanınca piyasa hareketlendi, kaybedince heyecan duruldu. Gerçekten de kamuoyunun, spor camiasının neredeyse umumi arzusu haline geldi. Galatasaray doyuma ulaşmıştı, Fener şampiyon olacak ve bilhassa medya bundan nasiplenecekti.

Hakkını yemeyelim Fenerbahçe de bu arzuları boşa çıkarmadı. Bilhassa Kadıköy''de birbirinden güzel maçlar oynadı ve seri galibiyetler aldı. Dışarıda kediye döndüğü maçlardan sonra bile istifini bozmadı içeride aslan kesildi.

Ve Bursa maçına çıkarken adeta yolu yarılamış oldu. Yine bir Kadıköy akşamında kolay bir galibiyet bekleyen binlerce taraftarı özellikle ilk yarıda çok tutuk bir takım izlediler. Neredeyse taraftar bile ''birileri şu takımı tahrik etse de oynamaya başlasa'' demeye başladı.

Ama olanlar oldu, ikinci yarıda kenardaki Revivo takıma girdi. Sağdan Yusuf''un ortası ve Revivo''nun enfes vuruşu hem maçı hareketlendirmeye hem de seyirciyi ayağa kaldırmaya yetmişti bile. Aynı Revivo, Andersson''un pasını ağlara göndererek günün yıldızı oldu.

Tabii unutmamak lazım Bursa da gerçekten iyi bir mücadele örneği verdi. ''Beni ilgilendirmiyor, neme lazım'' deyip geçmedi. Belki şampiyonluk veya bir başka hedefi yoktu ama gol krallığı gibi bir büyük ideali vardı Bursa''nın Haftalardır Okan için oynayan ayaklar yine fırsat kolladı. Moshoeu''su, Okan''ı, Murat''ıyla, Ümit Özat''ıyla çetin cevizliğini gösterdi. Galiba Nejat Biyediç''e de bir aferin demek gerekir.

Biraz korku, biraz endişe ve galiba stres dolu bir maçı yaşayan Fenerbahçe, neticede evinde bir kere daha kazandı ve şampiyonluğa bir adım daha yaklaştı. Bu kadar büyük fedakarlıklar yapan Başkan Aziz Yıldırım''a da, büyük badireler atlatan hocası Denizli''ye de, dört bir yandan toplanmış takıma da ve de muhteşem destekleriyle takımı coşturan seyirciye de yakışır doğrusu.