|
Serdengeçti’nin siyasete vedası

O dönemde Cevdet Perin, Aydın Yalçın gibi yazarlar, Adalet Partisi’ndeki milliyetçi ve muhafazakâr zümresini kışkırtan yazılar yayınlamışlardı. Bilhassa Osman Yüksel Serdengeçti o topun ağzındaydı; Köylüleri hor gördüğü iddia edilmekteydi. Hâlbuki Adalet Partisi’nde Osman Yüksel Serdengeçti kadar alçak gönüllü aransa bulunmazdı. Tabi bunların arkasında Demirel vardı! Aslında Serdengeçti Adalet Partisi’nin kuruluş felsefesine tam uyan insandı. Lâkin parti felsefesine uymayan bazı kozmopolit insanlar partiye hâkimdi. Menderes ve iki arkadaşının acısı yüreklerde taze iken, parti içerisinde Serdengeçti’nin Demokrat Parti’ye sövdüğü iddiasını çıkarmışlardı. Hâlbuki idam hükmünün infazında, onun ne acılar çektiğini yakınları bilirdi.

***

Osman Yüksel Serdengeçti’nin ‘Yeni İstanbul’ Gazetesi’nde yazıları çıkıyordu. Milliyetçilerin çoğu Saadettin Bilgiç’in etrafında toplanmışlardı. Serdengeçti ise Bilgiç’in liderliğini yetersiz buluyor, Demirel’in samimiyetine de fazla inanamıyordu.

Diyanet İşleri Başkanı İbrahim Elmalı ve çevresindeki idealistler tasfiye edilmiş, yerlerine CHP’lilerle bölücüler getirilmişti. Kamuoyunda değişik sesler çıkınca Rafet Sezgin, ‘Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Tabu Müdürlüğü’nden farkı yok!’ demiş, ne hikmetse Demirel ‘Dindarlar bana baskı yapıyorlar’ diye bir beyanat vermişti. İnönü, Adalet Partisi’nin Genel Başkanı ve Başbakanının bu talihsiz beyanatı üzerine, eline geçen fırsatı kaçırmamış, olaya mal bulmuş mağribi gibi atlamıştı. Demirel ile beraber kol kola girerek Anıtkabir’e gitmişti. Bu yakınlaşmadan sonra Serdengeçti Haysiyet Divanı’na verilmiş, ayrıca Bakanlık emrine alınan solcu öğretmenler de serbest bırakılmıştı. CHP zihniyeti ile çalışan halk evlerini Demirel övmüş, onlara bütçeden ayrılan yüklü bir ödenek verilmişti. Bu arada Serdengeçti’nin Haysiyet Divanı’na verilmesi dolayısıyla binlerce imza toplayan Konyalı üniversite gençlerini Demirel kabul etmemiş; bu da Serdengeçti açısından bardağı taşıran son damla olmuştu.

***

Serdengeçti’nin günlük yazılarını yayınlayan ‘Yeni İstanbul’ Gazetesi, Adalet Partisi Kongresi için, “Maskeli Kongre” diye bir ek vermişti. Serdengeçti dürüst adamdı. Doğruyu söylerdi. Bu fırsatı Adalet Partisi’nin kozmopolit tayfası kaçırmamıştı. Kongre salonunun dışında Yeni İstanbul Gazetesi ve eki yakılmış, Kemal Dağcıoğlu adında birisi koltuğun altında Yeni İstanbul Gazetesi ile kürsüye çıkmış, Osman Yüksel Serdengeçti’yi yerden yere vurmuştu.

Kongrenin bütün divan heyeti karşı taraftandı. Osman Yüksel Serdengeçti’ye söz verilmedi. O dönemde muhalif kanadın lideri Prof. Dr. Osman Turan’dı. Osman Yüksel’in şahsında o da nasibini almıştı.

Sonra kürsüye Demirel çıkmış; her cümlesinin başında Cenab-ı Hak kelimesini kullanarak ‘ben onlardan daha Müslüman’ım mesajı vermişti.’ Demirel, Cenab-ı Hak deyince delegeler ve dinleyiciler tarafından alkışlanmış; orada bulunan herkes particilik havasına girmişti; artık geri dönüş mümkün değildi. Ardından Rafet Sezgin kürsüye çıkmıştı:

“Biz hilafetçi değiliz” “Ümmetçi değiliz” deyince alkışlanmıştı. Ortaya atılan fikirlerden ziyade Adalet Partisi alkışlanıyordu.

Bu kongreden sonra Rafet Sezgin, Mecliste konuşma yaparken “Biz laiklik anlayışında tamamen Halk Partisi ile beraberiz,” demekle muhalefet partisine hulus çakmış; bu kongrede yapılan seçimlerle kozmopolitler iyice Adalet Partisi’ne yerleşmiş, tabi Osman Yüksel Serdengeçti’ye de partide ihtiyaç kalmamıştı.

***

Osman Yüksel Serdengeçti’nin meclise kravatsız gelmesi, Atatürk ilke ve inkılâplarıyla bağdaşmayan tutumu, parti disiplinine aykırı hareket etmesi gibi sudan sebeplerle partiden ihracına karar verildi. Adalet Partisi grup başkan vekili Hüsamettin Atabeyli, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na bir yazı göndererek Osman Yüksel Serdengeçti’nin partisinden çıkarıldığını bildirildi.

Kemal Fedai Coşkuner, Osman Yüksel Serdengeçti’ye arka çıkmıştı. ‘Fedai’ Dergisi’nde ilk olarak Osman Yüksel Serdengeçti hakkında bir makale yazmış, ‘AP ve Milliyetçiler’in durumunu işlemişti. Sonra da Osman Yüksel Serdengeçti için nefis bir makale kaleme almış, kendisi için ‘Destanlaşan Adam Serdengeçti,’ ifadesini kullanmıştı.

***

Osman Yüksel Serdengeçti, başında Alpaslan Türkeş’in bulunduğu CKMP’ye girmişti. Aslında bu parti onun ocağı idi. Bütün fikirdaşları oradaydı. 2 Haziran 1968’de yapılacak olan senato seçimlerinde CKMP adına iki konuşma yapmıştı. Bu, esprileri ile karışık olmasına rağmen fikir yüklü bir konuşmaydı. CKMP, 8- 9 Şubat 1969’da Adana spor salonunda tarihi bir kurultay yapmış, partinin adı Milliyetçi Hareket Partisi olarak değiştirilmişti. Fakat amblemi üç hilal mi? Bozkurt mu olsun, diye bir tartışma başlamıştı. Birçok delegenin konuşması ile beraber Osman Yüksel’in konuşması da etkili olmuştu:

‘Biz Osmanlıların torunlarıyız. Bize üç hilal yakışır. Ecdadın sembolü de üç hilaldir…’ tarzında ifadeler kullanmış, delegelerin gönlünde üç hilalin yerleştirilmesinde büyük bir rol oynamıştı. Bu durum, amblemin “Bozkurt” olmasını savunan grup tarafından protesto edilmiş, partinin başbuğu Alpaslan Türkeş ise Ülkü Ocaklarına amblemi Bozkurt olarak vermişti.

Osman Yüksel 1969 seçimlerinde Konya’dan aday olmasını beklerken, adaylığı hiç bilmediği Ordu’dan gösterilmiş, ona rağmen köy köy dolaşarak davasını anlatmış, radyo konuşmaları yapmış, iyi bir oy toplamasına rağmen seçimi kazanamamıştı. Bunun üzerine aktif siyasetten çekildi, fakat yine de Ülkü Ocaklarının düzenlediği toplantılarda konuşmasına devam etti. Daha sonra çok sevdiği arkadaşı Süleyman Arif Emre MSP’ye girmesi için çok ısrar etmişti. O bir gönül adamıydı, MSP’ye de girdi. Fakat bu partiye ısınamadı, kısa bir süre sonra da istifası vererek aktif siyasete ebediyen veda etti.

#Serdengeçti
#Siyaset
7 yıl önce
Serdengeçti’nin siyasete vedası
Selçuk hedef tahtası
Dünyanın en kötü ülkeleri!..
Kimleri konsolos yapmış, kimleri alnından öpmüşüz?
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?