|
Asıl biat edenler: Biatçı dediklerini hor görenler!

Bu ülkede çok uzun zamandır iktidarda olan bir partinin bitip tükenmez kışkırtma, terör ve sabotajlara rağmen gerçekleştirmeyi başardığı pek çok icraat zaten muhalefetin yapması gerekenlerden oluşuyor!

İşte tam da bu ironi yüzünden muhalefet durmadan açığa düşüyor ve hileyle, kışkırtmayla, nefretle, yakıp yıkmakla, iftirayla iktidarı devirmeye, memleketi yönetmeye aday oluyor. İktidar ancak adaletle, gerçek bir yönetme kabiliyeti ve halis niyetle, nefret yerine sevmenin zaferini amaçlayarak devrilebilir.

Fitne fesatla, hile ve şantajla, iftira ve karalamayla yapılan muhalefet: Evlatlarınızın ülkeyi terk etmesiyle sonuçlandığında enflasyon ve terörle mücadeleyi yine kalıp ölmeyi göze alanlar yapacak.

Bu mu olmalı muhalefetin evrensel insan haklarından, dünya vatandaşlığından, hümanizmden, özgür birey yetiştirmekten vesaire anladığı?

***

Şimdi oy verecek gençlere bakıyorum. Ailelerinden kopuk, her şeye muhalif, itirazcı, fakat bir o kadar da her şeyin farkındalar. Kendilerine biçilen elbiseye sığmıyorlar. Bunu ifade edecek edepli bir üslubu geliştiremediklerinden kolayca kaçıyorlar, sıkılıyorlar, kopuyorlar, odaklanamıyorlar.

Bir kısmı son derece umutsuz. Ailelerinden umutsuzluk aşılanmış onlara. Fırsatını bulup memleketi terk etmek dışında bir kurtuluş göremiyorlar. Evden sokağa kaçtıkları gibi, sokaktan memleket sınırları dışına kaçma hayali kuruyorlar.

Bazı gençler de aksine. Umutsuzluklarını burada kalarak, ölümüne mücadele ederek yenmeye çalışıyorlar. Hiç terk etmeyi düşünmeyerek.

Bu farklı yaklaşımın oy verilen partilere göre dağılımı yapıldığında büyük oranda AK Parti ve MHP’ye oy verenlerin kalıp mücadele etme azmindeki gençler olduğunu, terk etmeyi isteyenlerin de muhalif CHP ve HDP’liler olduğunu söyleyebiliriz. Elbette sosyoloji buradaki istisnaları görmezden gelmeyi gerektirmez ama bu kabaca böyle.

***

İmdi AK Parti’ye bir ideolojik parti veya bir hayat tarzı partisi olarak bakmaktan usanmayan ve buradaki dönüşümün hareketlerini izlemek yerine nefret ve öfkesinin körleştirici algısında kalanlar elbette göremiyor: AK Parti’ye oy verenleri biat kültüründen gelmekle, koyun psikolojisiyle korku ve menfaat gereği bu partiye oy verdiğini iddia ediyorlar. On altı yıldır.

Fakat her seçim döneminde asıl muhalif partilere oy verenlerin biat kültürünü yaşattıklarına tanık olmaktan usandık; en ufak bir ibret almayışlarından da memleketin muhalefet melekesinin gelişememesine yol açtıklarını tespit etmekten yorulduk.

Bakın sokak röportajlarına, anketlere. CHP’li olmakla övünen, her seferinde hatta doğuştan bu partiye oy verdiğini gururla söyleyenler meşhur altı oku saymaktan aciz. Bu partinin bir tane olumlu icraatını sayıp savunmayı beceremiyorlar. Gerçekten muhalefet olmanın bu kadar ezberci, bu kadar içi boş, bu kadar zihinleri hadım eden hali hepsini sürü psikolojisinde birörnekleştirmiş.

İçerikle ilgili, icraatla ilgili ciddi analiz, sentez gerektiren mevzularla ilgili bir gönül ihya edici cümle kuramayanlar AK Parti seçmenini horlamaktan, aşağılamaktan başka bir cümle kuramıyor. Biat kültürünü bizzat kendilerinin devam ettirdiğini göremez haldeler.

***

Dönüp dolaşıyoruz. Muhalefet etmeyi, öfke ve nefret körüklemeyi merkeze almak zannederek yola çıkan zihniyetin nasıl çuvalladığını, Türkiye’deki çeşitliliğin bu kısır muhalif tavırdan ibaret olmaması gerektiğini haykırıyoruz. Allah aşkına, gençlerin umutsuzca memleketi terk etmek istemesine yol açan bir muhalif tavırla gerçek, yapıcı, icracı, memleketin hayrına bir alternatif oluşturulabilir mi?

Ne işimize yarayacak beyin göçünü, umutsuzluğu, çekip gitmeyi bir partiye oy verilmemesi için göze almak? Yazık değil mi mücadele edenlerin, bu uğurda kan, ter ve gözyaşı dökenlerin, horlananların, iftiraya uğrayanların, şehit olanların samimi çabasına?

***

Muhalif olmak adına, bu kendini bilmez / ezberci biat psikolojisinden medet ummak yerine sağduyulu, yapıcı, içeriği sağlam, kapsayıcı, ahlaklı ciddi alternatif modeller geliştirmeye mesai harcansaydı ya!

Şu on altı yıl içerisinde terörü, vesayeti, enflasyonu çok daha önce alt etseydik, kültür, sanat, çevre, estetik, ahlak, üslup konularında medeniyeti dirilten hamleleri çoktan gerçekleştirmeyi başaramaz mıydık?

***

Dönüp dolaşıyoruz, evet ve yine sevemeyenlerin, nefret edenlerin yaptığı muhalefetin sığlığına varıyoruz. Gençleri bu nefret ve öfke dolu yakıp yıkan, direniş kandırmasıyla teröre iten zihniyetin bencilliğine ve tek adamcı tekelci yapısına geliyoruz yine.

Gençleri bile bu hırslarına kurban etmeyi göze alanların memleketi gerçekten sevmediklerini ve hiçbir zaman burada olmadıklarını / bu yürekte atmadıklarını görüyoruz.

Sevebilenlerin ‘yerli ve milli,’ sevemeyenlerin yabancı kaldığı vatan: Gönül. Sınırları yıkmak, severek eleştirenlerin maharetidir. Asıl muhalif sevenlerden çıkar. Nefret ile eleştirenler her geçen gün yeni sınırlar dikiyor gönüle.

Siyasette de hayatta da.

#Siyaset
#Seçim
6 yıl önce
Asıl biat edenler: Biatçı dediklerini hor görenler!
Kara dinlilerle milletin savaşı
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...