|
Aklıma çok cazip bir fikir geldi

Sanırsınız ki yazılarımı aklıma cazip bir fikir geldiği için veya geldiği zaman yazıyorum. Hayır, öyle yapmıyorum. Fikirlerin cezbedici tarafıyla ilgilenmek benim uğraşı alanıma girmiyor. Halbuki cazibelerin biz insanların hayatında ne büyük yer tuttuğunun nicedir bilincindeyim. Belki de bu bilinç yüzünden cazip bir fikir bana kıymetinden ilk şüphe duyulacak bir fikir gibi görünüyor. Her parıldayan şey altın değildir, denildiğini bilirsiniz. Demek ki parıltı bir cazibe vesilesi olduğu kadar bir güvensizlik, bir aldatmaca kaynağı olmaya adaydır. Altına altınlığını kazandıran şeyin onun parıltısı, cazibesi olmadığını bilerek hareket etmek lâzım.

Fikirlerin cazibesi değilse acaba nesi benim yazı yazmamı sağlıyor veya en azından kolaylaştırıyor? Aklıma takıldıysa bir fikir, onun neye değdiğine ve neye dokunduğuna bakıyorum. Yani zihnimde belirenler arasından yazıya dökmek için sergilendikleri zaman aynı anda sevdiklerimin yararına, sevmediklerimin zararına sonuç vereceğine inandığım fikirleri seçiyorum. Yazacaklarım ikisinden sadece birine yol açacaksa, yalnızca sevdiğim kişilerin işine gelecek veya yalnızca sevmediğim kimselerin işini bozacak özellikteyse artık yazacaklarım olmaktan çıkıyor. Bu yüzden doğruluğuna inandığım her şeyi, doğrudur diye bildiğim herhangi bir şeyi yazı konusu yapmıyorum. Dostlarımı sevindirecek bir iş yapacaksam bundan düşmanlarım mutlaka üzüntü duymalı. Düşmanlarımın canı sıkıldıysa dostlarım mutlaka ferahlamalı.

Gel gelelim, çoğu zaman benim niyetimle yazılarımın yankısı birbiriyle uyuşmuyor. Gün oluyor, benim serin kanlı bir gerçekçiliğin ürünü sayarak yazdığım yazı heyecanları körükleme çabası gibi algılanıyor. Gün oluyor, duygular ve duyarlıklar doğrultusunda yaptığım çağrı bir mantık abidesi imiş gibi karşılanıyor. Bunun böyle oluşunda muammalı bir taraf yok. Biliyorum ki okuyucu yazının güncel akış sebebiyle oluşturulmuş ortamla bir ilişkisini kuruyor ve yazılanı değil de yazılmasını istediğini okuyor. Temas ettiği fikirleri cazip buluyor. Daha doğrusu cazip bulduğu fikirlerle temasa geçiyor. Okuyucunun en çok ilgisini çekenin nelerin dile getirildiği olduğunu biliyorum. Pekalâ söylenebileceği halde söylenilmesinden imtina edilenlerin okuyucunun meselesi olmadığını da. Ben kendimi mevsimlik yazar saymadığım için okuyucunun mevsimlik tavrıyla uyum sağlamam imkânsız. Uyum sağlamayı umduğum onlardır ki ben bir satır bile yazmasaydım bile benden bir şekilde haberdar oldukları zaman bir yolu benimle yürüme isteği duysunlar. O kimseler ki aynı isteğin bende uyanmasına sebep olsunlar.

24 yıl önce
Aklıma çok cazip bir fikir geldi
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti