|
2010’da Kılıçdaroğlu ölü müydü!

Seçim kanununda değişiklik öngören ve partiler arası ittifakın yasal zeminini oluşturan, kamuoyunda ‘ittifak yasası’ olarak bilinen kanun teklifinin Meclis’e sunulmasıyla muhalefet, seçim güvenliği kavramını piyasaya sürdü. CHP, teklif Anayasa Komisyonu’nda görüşülürken mühlet istedi ve sanki bir teklifi varmış gibi siyasi partilerle görüşme talebinde bulundu. MHP hariç, başta AK Parti olmak üzere talepte bulunduğu tüm partilerle görüştü. CHP heyeti, ziyaretler sırasında siyasi partilerin temsilcilerine Meclis’e sunulan ittifak yasasında seçim güvenliğini riske sokacak maddelerin bulunduğunu iddia etti.



CHP ittifak yasasında iki hususu gerekçe göstererek, seçim güvenliği endişesini dile getiriyor. Birincisi sandık kurulu tarafından mühürlenmeyen zarf ve pusulaların geçerli sayılması, ikincisi ise biraz utangaçça güvenlik birimlerinin sandık kurulu başkanı veya diğer üyeleri tarafından ihtiyaç halinde çağrılabilecek olması. Utangaçça dedim çünkü bu düzenlemeden en fazla HDP rahatsız oldu. Çünkü güvenlik güçlerinin sandık kurulu başkan ve üyeleri tarafından çağrılabilecek olması en fazla HDP’yi etkileyecek. Hepimiz biliyoruz ki PKK, HDP için tüm şiddetini kullanıyor sandıkta. Dolayısıyla CHP, HDP’ye ayıp olmasın diye yarım ağız bu düzenlemeye karşı çıkıyor.

Gelelim mühürsüz pusula ve zarfa. Düzenleme açık, “Yetkili seçim kurulları tarafından gönderilen ve Türkiye Cumhuriyeti Yüksek Seçim Kurulu filigranı bulunan oy pusulalarının arkasının sandık kurullarının ihmaliyle mühürlenmemiş olması” diyor kanun. İşin sırrı “ihmal” kelimesinde. İşte o mevzuyu konuşmamız lazım.

Türkiye’de çok partili hayata geçtiğimiz tarihten beri yapılan tüm seçimlerde hile tartışmaları yaşanır. Neticede itirazlar değerlendirilir, hükme bağlanır ve herkes neticesine razı olur. CHP son zamanlarda itirazların dozajını epey arttırdı ama yine de işleyen sistemimiz sayesinde seçim meşruiyetimizde bir sıkıntı olmadı. CHP ve yandaşları 16 Nisan referandumunda bambaşka bir formül geliştirdi. Mühürsüz oy pusulası ve zarfı. İşte bunu ciddiye almamız lazım.

Olay şöyle; bazı sandık kurulu başkan ve üyeleri bazı zarf ve pusulalara mühür vurmuyor. Oylama devam ederken fark eden dikkatli bir seçmen durumu yetkililere bildiriyor. Henüz sandıklar açılmadan kumpası fark eden YSK toplanıp sandık kurulunun ihmali nedeniyle mühürlenmemiş zarf ve pusulalar için geçerli sayılması kararı alıyor.

1994 yılından bu yana yapılan 15 seçim/referandumun 14’ünde oy kullanmış bilinçli bir seçmen olarak sandık kurulu üyesi tarafından elime verilen zarf ve pusulada mühür olup olmadığına hiç bakmadım. Demek daha dikkatli olmak lazımmış. YSK bazı sandık kurullarının ihmali veya kastı nedeniyle oluşan tezgâhı bozunca CHP ve yandaşları mühürsüz seçim tezini dile getirdi. Eğer YSK aksi karar alsaydı, bu kez de geçersiz sayılan milyonlarca oyu bahane ederek, yine yeri göğü inletecekti. Çünkü yeni tezgâh, “Yenemiyorsan seçim meşruiyetini tartış” olarak belirlendi.

CHP’nin bir yeni argümanı da e-devlet sayesinde öğrendiğimiz şeceremiz. Hemen hemen hepimizin bir dedesi ve/veya büyük annesi sağ görünüyor. CHP’li Eren Erdem’in de büyük büyük babaannesi sağ görünüyor. Durumu fırsat bilen Erdem, “Benim büyük babaannem nerede oy kullandı” diye soruyor.

Halbuki oy kullanmak için sağ olmak yetmiyor. Hepimiz hatırlayacağız, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu 2010 referandumunda oy kullanamamıştı. Kemal Bey o tarihte nüfus kayıtlarında ölü mü görünüyordu? Hayır. Niye oy kullanamamıştı. Çünkü 2009 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olmuştu ve İstanbul’dan bir ev kiralayarak adresini o eve taşımıştı. Kemal Bey seçimi kazanamayıp tekrar Ankara’ya gelince İstanbul’daki o ev başkasına kiraya verildi ve Kılıçdaroğlu o adresten düştü. Yeni adresini de kayıtlara geçirmediği için Kemal Bey’e seçmen kâğıdı gönderilemedi. Yani oy kullanmak için sağ olmak yetmiyor, bir de ikamet adresinin olması lazım. Bu arada Eren Erdem, hala merak ediyorsa bildiğim kadarıyla seçime girmeye hak kazanmış partiler seçmen listelerini YSK’dan isteme hakkına sahip, YSK’dan listeyi alsın büyük büyük babaannesinin nerede oy kullandığını öğrensin.

Bunları CHP’yi hicvetmek için yazmıyorum. Yeni dönemin tezgâhı, “Erdoğan’ı yenemiyorsan yönetme erkini aldığı seçimleri sakatla”. Dolayısıyla bu kampanya şiddetlenerek devam edecek. 16 Nisan referandumunda zarf ve pusulaları mühürlemeyen sandık kurulu başkan ve üyeleri tespit edilmeli, yeni seçimlerde benzer bir durumun ortaya çıkmaması için en sert önlemler alınmalı. Bu işi yapmayan sandık kurullarının ihmali mi kastı mı var ortaya çıkarılmalı ve tezgâh şimdiden bozulmalı.

Sandıktan netice alamayanlar, sandık neticesinin meşruiyetini ortadan kaldırmak istiyor. Buna fırsat vermemek 15 Temmuz’da verilen mücadele kadar önemlidir.

#CHP
6 yıl önce
2010’da Kılıçdaroğlu ölü müydü!
Kuru akıl, kör heves
Haftanın ekonomik özeti ve beklentiler
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından