|
Sırada Japonya var

2017’nin seçim tantanası bitmek bilmiyor. Nitekim takvime, yıl başlarken işaretlenenler bir yana, vaktinden epeyce evvele çekilmiş bir Japonya seçimi de eklendi. Başbakan Abe’nin Eylül sonlarında aniden aldığı karar uyarınca, dünya bu hafta sonu bir büyük ekonominin daha seçimini ilgiyle izliyor olacak.


Öyle ani oldu ki hakikaten, karar ile uygulama arasında 1 ay kadar kısa bir süre var. Japon ve dünya kamuoyu da haliyle, “nedir bu acele” diye tartışmadan edemiyor. Kuzey Kore tehlikesi Japon semalarını ihlal ederken, ekonomi zar zor toparlanmaya çalışırken ve anayasa tartışmaları sürerken, nereden çıktı bu erken seçim diye sorgulanıyor. Oysa aslında belki de Abe için, tüm bu soru parçacıkları cevabın ta kendisini oluşturuyor.

NEREDEN ÇIKTI?

22 Ekim günü sandıktan çıkacak teveccühün derecesi, Başbakan’ın K.Kore tehdidine karşı takındığı dik tutumun ve ekonomide adım adım sağladığı iyileşmenin karşılığını ortaya koyma potansiyeli taşıyor. Ve bu potansiyel, normal planlardaki 2018 sonu bir seçime nazaran şimdi daha tatlı sonuçlar getirebilir farzı var. Zira Abe’nin zaman içinde artan yıpranmışlıkları, dağılmış rakiplere de pek toparlanma vakti bırakmadan ancak bu konjonktürde minimize edilebilir gibi duruyor. Ve Anayasa değişikliği meselesi de, bu plan işlerse daha sağlıklı sürdürülebilir.

İşin siyasi kısmını hızla geçerken, bir de not düşmekte fayda var: Abe geçen ay erken seçim haberini duyururken, Tokyo’yu sarsan ilk kadın vali Koike’nin Umut Partisi de dünyaya geldi. On yılların (neredeyse) vazgeçilmez iktidarı Liberal Demokrat Parti’ye gözdağı veren yeni oluşum göz açıp kapayıncaya kadar popülarite kaybetse de, kadın liderin başlıca çıkışları arasında ülkenin yumuşak karnı olan ekonomi geliyor. Koike seçmenleri, “dünya ekonomisi almış başını giderken Japonya geriden geliyor” diye uyarıyor.

EKONOMİK EMARELER

Japon ekonomisi üzerine özel olarak yazmayalı uzun zaman oldu. Bıraktığım yerden bugüne ise, yavaş da olsa toparlanma emareleri görüldüğünü söylemek mümkün. 2016’da %1 oranında büyüme kaydeden ekonominin, bu yıl hızını %1,5’e çıkarması bekleniyor.

Nedir? Küresel ticaretin canlanmasından faydalanan Japonya, bu yıl iç talepte de bir kıpırdanmaya ve özellikle 2020 Olimpiyatları hazırlıkları çerçevesinde yatırımlara sahne olmaktadır.

Öte yandan Koike’nin ima ettiği üzere, ekonominin iyileşmeyi sürdürmesi gerektiğine de şüphe yoktur. Dünyanın 3 numaralı dev ekonomisi, gevşek para politikasını da içeren ve Abenomics denen yılların emeğiyle sabırla ayağa kalkmaya çalışmaktadır ancak örneğin enflasyon hala yerlerde sürünmektedir. Son açıklanan Ağustos verileri 2015 sonrası en yüksek oranı gösteriyor olsa da, tüketici enflasyonu %0,7 ile hedeften gayet uzaktır. Üstelik şu gidişatla pek bir gelecek de vaat etmemektedir.

YAŞLANIYOR

Kampanyalarda ekonominin hızlanmasını istemek ve vaat etmek elbette doğal ancak temel bir faktör olarak eldeki demografiyi de göz önünde bulundurmak gerekiyor. Nitekim Japonya’nın işgücü konusunda mevcut ve müstakbel ciddi bir problemi var. Düşük doğum oranlarına sahip ülkede işgücünün daralması, demografik sorunun önemine işaret ediyor.

Bugün Japon nüfusu oldukça yaşlı ve durmadan da yaşlanıyor. Bakınız, ülkede medyan yaş 2016 tahminlerine göre 47 çıkıyor ki, bu dünyanın zirvelerinde bir konum anlamına geliyor. Tahayyülümüzü bir “abartı” kıyaslamayla zenginleştirecek olursam, bazı Afrika ülkelerinde 15-16 yaş gibi bir medyana rastlanabildiğini ekleyeyim. Tabii dünya genelinde daha ziyade 25-35 bandında gezinen ülkeler ağırlıktayken, 40’larındaki Avrupa Japonya’dan sonra gelen yaşlı kategorisi olarak dikkat çekiyor.

Bu doğrultuda ülkede 65 yaş ve üzeri nüfusun %27 gibi önemli bir paya sahip olması da, ciddi bir mali yük anlamına geliyor. Ki Japonya zaten yıllardır bununla da mücadele ediyor ve kâh emeklilik paketlerini modifiye ederek, kâh erken kabuğuna çekilmeye sopa göstererek, sosyal güvenlik yükünü hafifletmeye çalışıyor. Kamu borcunun GSYH’nın 2,5 katı olduğu ekonomide, mali zafiyetin giderilmesi kolay olmuyor, olmayacak. Ve bu doğrultuda Abe’nin vergi artışı planlarının da, aslında seçmen tarafından pek sevildiği söylenemez.

Öte yandan yeniden emek piyasasına dönecek olursam, bu noktada kadınların işgücüne daha da entegre edilmesi, durumu bir miktar kurtarabilecek umut ışığı olarak görülüyor. Zaten Abe’nin sayılı hoş ekonomik vaatleri arasında, çocuk ve yaşlı bakımına kaynak aktarmak da bu saikle yer alıyor.

Büyük seçime bir elin parmağı kadar gün kala, anketler Liberal Demokrat Parti’nin ülkedeki geleneği sürdüreceğini ima ediyor. Bu bağlamda bir sürpriz ihtimali giderek azalmışken, sonuçların anayasa reformu için ne derece yeterli olacağı ise merakla bekleniyor. Zira bu hassas mesele, Japonya’nın kolektif meşru müdafaa ve dolayısıyla milli güvenlik konusunda 60 yılı aşkın bir süre sonra farklı bir adım atması potansiyelini beraberinde getiriyor.

#ABD
#Kuzey Kore
#Japonya
7 yıl önce
Sırada Japonya var
Kırık dökük şarkılar
Haram kılma ya da yasak koyma yetkisi
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar