|
“Çıkmaz demeyin, şansınızı deneyin; İsmet Paşa’ya bile çıkmış”
P
rof. Ahmet Demirel
,
Cumhuriyet tarihi
çalışan, bu tarihin önemli simalarının anı/hatıra külliyatını iyi okuyan ve çok önemli kitaplara imza atan bir akademisyendir.

Beğenirsiniz, beğenmezsiniz, tarih arkanızda duruyor, değiştirme şansınız yok, merak ediyorsanız okuyacaksınız, araştıracaksınız, ulaştığınız bilgilerden bir çıkarım yapacaksınız, kendi yorumlarınızı da katarak ve işaretleyerek bunları paylaşacaksınız, bu iş böyle yapılıyor.


Ahmet Hoca
’nın önemli çalışmalarından biri de
İsmet İnönü
’nün, yüz defteri aşkın hatıratından derlediği, hiçbir harfine dokunmadan yayınladığı
'İsmet İnönü/Defterler/1919-1973'
adlı kitaptır.
Prof. Demirel
,
Cumhuriyet döneminde
kurulan yeni siyaseti, açılımı, kabuk değişimini anlamak için
Niyazi Berkes
,
Kemal Karpat
,
Cemil Koçak
gibi çok kıymetli isimlerin yanına koyarak okuduğum, çok şey öğrendiğim isimlerdendir.
Birinci Meclis'te Muhalefet
,
Ali Şükrü Bey’in Tan Gazetesi
,
Tek Partinin Yükselişi
,
Birinci Meclis'te Mustafa Kemal’in Muhalifleri
,
Ahmet Demirel
’in önemli çalışmalarıdır; fakat ben,
İnönü
’nün
54 yıl
boyu tuttuğu defterlerden bire bir alıntılarla yaptığı çalışmanın ayrı bir şey olduğunu düşünüyorum.

Tabi bu kitaplar hakkında konuşmak, bu kitapları anlatmak benim haddime değil, bilen biliyor zaten, fakat yeni bir yılın eşiğinde olduğumuz şu günlerde, hatta saatlerde, hatıraların tozlu sayfalarında kalan enteresan bir olayı hatırlatmak için bu girizgahı yaptım, kusuruma bakmayın.

Efendim mesele şudur…

İsmet İnönü
,
27 Mayıs darbesinden
sonra kurulan üç koalisyon hükümetine de başbakanlık yapar,
2 Şubat 1965
tarihi, onun başbakan olarak anıldığı son tarihtir.
Daha sonra
Demireller
,
Ecevitler
,
Türkeşler
,
Erbakanlar
dönemi başlar,
Türkiye siyaseti
bambaşka mecralarda, bambaşka fikirlerle genişler ve çok partilinin de çok partilisi bir döneme evrilir.
İnönü
, siyasete devam etmektedir, fakat
27 Mayıs
’ın, halk üzerinde meydana getirdiği derin ve hüzünlü tesir,
Ecevit
’in
CHP
’sini çok etkilememiştir ama
İnönü
devrini sonsuza dek kapatmıştır.
Tabi bu arada devlet işleri, siyasi meseleler, parti içi mücadeleler derken bir taraftan da aile içi sorunlar, çoluk çocuk mevzuları, masraflar, gelir gider dengeleri, hesaplar kitaplar,
İsmet İnönü
’nün özel hayatına dair enteresan ayrıntıları oluşturmaktadır.
İnönü
çalışan herkes,
İnönü
’nün hayatı boyunca maddi imkansızlıklarla mücadele ettiğini söyler, hatta
Atatürk
devrinde, sürekli olarak yardım alan biri olduğu anlatılır.
İsmet Paşa
, Cumhurbaşkanlığı yapmıştır, Başbakanlık yapmıştır, parti liderliği, senatörlük, milletvekilliği yapmıştır ama dediklerine göre hiç para kazanamamıştır.
Milli Piyango
’ya, özel bir merakı vardır,
İnönü
’nün, her sene, belki senede birkaç kez, bilet almakta, piyango yoluyla şansını denemektedir.
Bu çabalar sonuç verir ve nihayet
1968 yılının 27 Ocak
’ında,
İnönü
, şeytanın bacağını kırar.
O tarihte ne olur biliyor musunuz,
Cumhuriyet
’in ikinci adamı,
İstiklal Harbi
’nin ışıltılı kumandanı,
Milli Şef İsmet İnönü
’ye,
Milli Piyango
’dan büyük ikramiye çıkar.
Haberi duyanlar,
“Tabi ki Milli Şef’e çıkacak Milli Piyango, sana bana çıkacak değil ya…”
derler, ama gerçekten de büyük ikramiyenin sahibi
İsmet İnönü
’dür.
Bazı kaynaklar,
24 Ocak 1968
tarihli çekilişin büyük ikramiyesinin
İnönü
’ye çıkmadığını, çünkü büyük ikramiyenin
500 bin lira
olduğunu,
İnönü
’ye çıkan paranın
50 bin lira
kadar bir yekun tuttuğunu söyleseler de, bir kere
“İnönü’ye büyük ikramiye vurdu.”
haberi dağı taşı aşıp, bütün memlekete yayılmıştır.
Paşa’nın
başına konan
'talih kuşu'
hikayesini, damadı
Metin Toker,
şöyle anlatmaktadır:
“Bu sırada İsmet Paşa’nın başına hiç beklenilmeyen bir şey geldi: Milli Piyango’dan 50 bin lira kazandı. 1968’de 50 bin lira! Bu müthiş bir rakamdı. İnönü’nün Milli Piyango oynaması onun masum düşkünlüklerinden biriydi. Fakat, hiç büyük ikramiye ona çarpmamıştı
. (Metin Toker’in büyük ikramiyenin denk gelmesini ‘çarpışma’ olarak tarif etmesi de ayrı bir hoşluk tabi…)
Şimdi ise, 1968 parasıyla 50 bin lira! Duyulsa, herkes başına üşüşecekti. Bilir misiniz ki, İsmet Paşa, hep para sıkıntısı çekmiştir. Sağlığında hep Atatürk ona yardım etmiştir. Bundan dolayı, o 50 bin lira bazı ihtiyaçların karşılanması için gökten inmiş nimetti. Ama onu İsmet Paşa gidip alamazdı ki… Ne yapılsın? Nihayet bizim Özden
(İnönü’nün kızı, Metin Toker’in eşi)
bulundu. Soyadı da ‘İnönü’ değildi. İkramiyeyi gidip o tahsil etti, babasının hesabına yatırdı…”

Evet işin aslı astarı budur, ama enteresan bir hikayedir yani, öyle değil mi…

Ahalinin şüphelenmesine de hak vermek lazım, bunca insan dururken ikramiye çıka çıka
İsmet İnönü
’ye mi çıkmıştır canım, başka adam yok mudur memlekette?
Tamam, böyle düşünelim; fakat
İnönü
gibi uyanık bir adam, hileyle hurdayla
Milli Piyango
ikramiyesi kazandıysa, bunu kendi el yazısıyla hatıra defterlerine yazacak kadar da, afedersiniz ama, geri zekalı değildir herhalde.
Madem bu işte bir iş vardı, kapatırdı giderdi mevzuyu, kim nereden bilecekti,
İnönü
’nün piyangodan para aldığını?
Hem neden böyle bir yolu tercih etmişti ki,
1968
’de,
Demirel başbakandı
, kendisi de
CHP genel başkanıydı
, hala önemli bir görevdeydi, partisi aracılığıyla, ya da başka kanallardan bu miktarda bir parayı bulamaz mıydı,
1923
’ten beri devleti yöneten kadroların içindeydi bu adam, madem yolsuzluk yapacaktı, kendi başbakanlığı, cumhurbaşkanlığı döneminde yapmadı da, 1968’i,
Demirel
’in iktidarını mı bekledi, nasıl oldu, o iş?
Tabi diğer taraftan da “
50 milyonda bir şans
geldi ve İnönü’yü mü buldu?”
diyor insan kendi kendine; hem de paraya çok ihtiyaç duyduğu bir dönemde… İlginç, harbiden çok ilginç…
Şimdi ne desem, bilemedim ki,
“Kimsenin günahına da girmek istemiyorum”
diyeceğim,
“Yahu zaten piyango meselesi baştan aşağıya günah.”
diyeceksiniz, o topları da hiç sektirmek istemiyorum, en iyisi herkes kendi kararını versin, isteyen
“Talih kuşu İnönü’nün başına kondu.”
desin, isteyen
“İnönü’nün kuşu, talihin başına kondu.”
desin, kim ne derse desin.

Bu arada,

Mevzuyu toparlarken bir endişemi de dile getireyim izninizle…

İyisiyle kötüsüyle bir yılı geride bıraktık, iyisiyle kötüsüyle bir ömrü geride bıraktık ve iyisiyle kötüsüyle bir tarihi geride bıraktık, bütün bunların hepsini biz yaptık, hep beraber yaptık.

Malumunuz, bizim siyasetimiz, yolsuzluk ve rüşvet üzerine fazlaca hikaye üreten bir siyasettir, doğrusu bu hikayeler de hepimizi rahatsız etmektedir.

Ben, sadece,
“Milli Piyango, yılbaşı, büyük ikramiye, tam bilet, amorti”
gibi sözcükleri çokça duyduğumuz şu günlerde,
Metin Toker
’in tabiriyle, tarihin en ilginç
'ikramiye çarpışması'nı
anlatarak ortama farklı bir renk katmak istedim.
Umarım
İnönü
’nün kazandığı
Milli Piyango
ikramiyesi, partilerimiz ve siyasilerimiz arasında yeni bir yolsuzluk tartışması başlatmaz.

Umarım...

#Cumhuriyet
#İsmet Paşa
#Ahmet Demirel
il y a 6 ans
“Çıkmaz demeyin, şansınızı deneyin; İsmet Paşa’ya bile çıkmış”
Haftanın ekonomik özeti ve beklentiler
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü