|
28 Şubat darbesini Erbakan biliyor muydu?

Demirel, birkaç adamını gönderip, Erbakan’ı uyarmış, “Şunları şunları yapma, asker rahatsız oluyor, durum ciddi” demiş.

Erbakan’ı, askerin müdahaleye hazırlandığından haberdar etmiş, Demirel…

Peki Erbakan, haberdar olduğu darbe girişimine karşı herhangi bir önlem almış mı?

Almamış, alamamış, nasıl alsın ki…



Bu yönüyle bakarsanız, 28 Şubat da “kontrollü darbe” aslında.

Öyle ya, Reis-i Cumhur, Başbakan’a, darbeyi haber vermiş ama Başbakan kılını bile kıpırdatmamış, “Ne yaparlarsa yapsın, biz buradayız” demiş.

Daha sonra İsmail Hakkı Karadayı, Çevik Bir, Erol Özkasnak gibi kudretli generaller de haber verdikleri darbeyi ciddiye almayan Erbakan’a gününü göstermişler.

Şimdi burada suçlu kim, askerler mi, siviller mi, bu soruya bir cevap bulmamız lazım.

15 Temmuz ve 28 Şubat, eylemsel açıdan çok farklı darbeler, fakat sonuç itibarıyla her ikisi de sivil siyasete, sivil iradeye karşı yapılmış askeri müdahaleler.

28 Şubat dosyası yeniden açılınca, doğal olarak yeni başlıklar, yeni sorular gündemi meşgul etmeye başladı bile.

Şayet, “Erdoğan, 15 Temmuz’u biliyordu, önlem almadı, suçludur” diyorsan, “Erbakan da 28 Şubat’ı biliyordu, o da önlem almadı, suçludur” diyeceksin.

Ama diyemiyorsun…

İçinde kalan son vicdan kırıntısı, bunu söyletmiyor sana, rahatsız oluyorsun, “Dünyadır, geldi geçiyor, kul hakkı var, bu dünyanın öteki tarafı var, hiç olmazsa hayatımın son çeyreğinde adam gibi bir kelam edeyim,” diyorsun ve ekliyorsun, “Erbakan’a yazık ettik, adama iftira attık, memleketi elli sene geri bıraktık” diyorsun, değil mi?

Bak, yine aynı şeyler oluyor, bugün Erdoğan’a kızıyorsun, bağırıyorsun ama son kertede haklı olduğunu da görüyorsun.

Çünkü, o büyük kuşatmayı hiç kaldırmadılar, aynı sebeplerle, aynı tuzaklarla etrafımızda dolanıyorlar, bugün ortaya koyduğun, koyacağın irade, on beş yıl sonra neticesini vermeye başlayacak.

Ali Kalkancıların, Fadime Şahinlerin, Müslüm Gündüzlerin işi bitti mi sanıyorsun, Erbakan’ın tabiriyle “glu glu dansı” yapan bu yamyamların sahneyi terk ettiklerini mi düşünüyorsun?...

Hiçbir yere gitmediler, kılık değiştirdiler, kimi Rıza Sarraf oldu, kimi Tuncay Güney oldu, kimi Emre Uslu oldu, “Batı Çalışma Grubu”nun yeni dönem taşeronları olarak, bir öncekilerin bıraktıkları yerden devam ediyorlar.

Bunlar bitmez, bitmeyecekler, bu savaş kıyamete kadar sürecek, sana, senin adamlarını yedire yedire, sana, senin kanını içire içire yollarına devam edecekler.

Şimdi bakıyorum, 15 Temmuz’un siyasi ayağını, ama özellikle hükümetle bağlantılı olduğunu düşündükleri siyasi ayağını merak edenler, 28 Şubat’ın siyasi uzantılarını hiç merak etmiyorlar.

Tansu Çiller yaşıyor, Mesut Yılmaz yaşıyor, Meral Akşener yaşıyor.

İki general hakkında müebbet istemeyle bir neslin hayatını karartan 28 Şubat aydınlatılmış mı oluyor?

Bu isimler neden konuşmuyorlar…Mesela Çiller…Darbeden haberdar mıydı?... Mesut Yılmaz’a, “Hazırlan, oyuna giriyorsun” diyen general kimdi?...Anlatsınlar, millet bilsin olanı biteni…

Bugün siyasette yeniden sahne almaya çalışan Merak Akşener’in, 28 Şubat karnesi nasıldı?... Kimden yana tavır aldı, darbecilerle ilişkisi var mıydı?... O da konuşsun, Türkiye, hepimizi derinden etkileyen ceberut bir dönemin üstünü örtmesin.

Hiç kimse için olmasa bile, Türk siyasetine altın bir nesil armağan eden Erbakan için izleyeceğiz süreci.

Sonu nereye giderse gitsin, o generaller, ihanet içerisinde olan o siyasiler, gerçeği itiraf edip, Erbakan Hoca’nın, manevi şahsından özür dileyene kadar bu davayı takip edeceğiz.

#28 Şubat
#Necmettin Erbakan
#Süleyman Demirel
6 yıl önce
28 Şubat darbesini Erbakan biliyor muydu?
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü
‘Korkuluk’…