|
Dünya petro-dolardan büyüktür

İkinci Dünya Savaşı sonrası dünya ülkeleri savaş yaralarını sarmak adına yeniden yapılandırma hareketini devreye soktular. Bu harekete kaynak sağlamak için yeni bir uluslararası para sistemi ve bu sistemi işleten Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası kuruldu.



Kabul edilen sistem, devlet paralarının altın karşılığı olmasını öngören altın standardıydı.

Altın standardı gelişmiş ülkelerde işleyen bir sistem halinde iken, ABD-Vietnam Savaşı hala devam ediyordu. Ancak bu savaşın uzaması ABD’nin savaşı finanse etmesini her geçen gün zorlaştırıyordu. Çünkü altına dayalı dolar sistemi buna izin vermiyordu.

Dolayısıyla bu zorluk karşılığı olmayan bir para basılması ihtiyacını ortaya çıkardı.

Nihayet 1971’de doları altına sabitleme kararından vazgeçen ABD altına dayalı dolar sistemini ikame edecek başka bir sistem buldu. Bu yeni sistemde dolar hem uluslararası rezerv para olacak hem de doların dünya ticaretinde etkisi ve payı artacaktı.

ABD bunu da hayata geçirdi.

DOLARIN KARŞILIĞI PETROL

Petrolün dünya ticaretini kasıp kavurduğu o dönemde yakın bir dolar-petrol ilişkisi kurmak petrol üreticilerinden daha çok dolar üreticisi olan ABD için önemliydi. Yani dolar, artık karşılığı petrol olan bir para birimi olarak basılmalıydı.

Nitekim petrol ihraç eden ülkeler bu ticaretin dolar ile yapılmasından da rahatsızlık duymadılar. Petrol üreticilerinin bu sisteme katkı sağlaması ve desteklemeleri hem dolarizasyonun genişlemesini ve derinleşmesini hem de tüm ülkelerin ekonomilerini petrole olduğu kadar dolara da bağımlı olmasını sağlıyordu.

Kurulan bu yeni düzen 2000 yılına kadar sorunsuz bir şekilde devam etti. Ancak başta Saddam Hüseyin ve Kaddafi’nin petrol ihracatına dolar yerine Euro ile başlayacağını açıklaması dünya siyasi tarihinde krizlere sebep oldu.

Açıkçası bu ülkelerin ne hale geldiklerini hepimiz gördük.

Bu girişimi destekleyen Latin Amerika darbe girişimleriyle uyarıldı.

İran’a uygulanan ambargonun arkasında da petro-dolara kafa tutması yatıyor.

Artık petrole talebin arttığı her an doların güçlendiği, petrolün fiyatının arttığı her an doların güçlendiği, petrol ticaretinin arttığı her an doların güçlendiği bir zaman diliminde ülkelerin ekonomi politikalarının iç dinamiklerden ziyade dış etkenlere daha çok bağımlı olmasının şaşırılacak bir durum olmaması gerekiyor.

Son günlerde Türkiye’de doların tırmandırılması da buna örnek değil mi?

PEKİ NE YAPMALI?

Dünya ekonomilerinde merkez bankalarının rezerv para olarak dolar tutması FED’e mutlak bir üstünlük veriyor. Çünkü, diğer merkez bankaları kredibilitelerini başarılı para politikalarıyla kazanırken, FED - petrol ticaretini dolar ile gerçekleştiği sürece- güvenilir bir kurum olarak dünya ekonomisine yön veriyor.

Adeta dayatılan bu sistemden başta gelişmekte olan bizim gibi ülkeler ise hep zararlı çıkıyor. Ekonomik istikrarsızlığı oluşturmak için Demokles’in kılıcı olarak kullanılan kurun sebep olduğu ve olacağı olumsuz tablo ortada.

Diğer yandan gelişmekte olan ülkeler adaletli gelir paylaşımı olmamasından şikayetçi. Zaten son dönemde yaşanan petro-yuan tartışmaları ve yerli para ile ticaret girişimleri de buna en güzel örnektir. Gelir dağılımının adaletli bir hale gelmesi, dünya ticaretinde rekabet koşullarının sağlanabilmesi ve kurun bir ekonomik tehdit olmaktan çıkarılması için gelişmekte olan ülkelerden daha güçlü bir ses çıkmalı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasette “Dünya 5’ten büyüktür” mottosu mevcut hegemonyanın tüm çarpıklığını ifade eden etkili bir slogan oldu.

Bugün ekonomi için de “Dünya petro-dolardan büyüktür” diyebilmeliyiz.

#Dolar
#Petrol
6 yıl önce
Dünya petro-dolardan büyüktür
Perde ve Mânâ
Nükleer silahların gölgesinde
Hayatımızdaki bütün "yeni"likler kapitalizmin şanlı kalesi olarak varlık buluyor!
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…