Kelimenin tam anlamıyla mağlup başladı Galatasaray maça. “Dil ağrıyan dişe dokunur” derler eskiler. Sarı-kırmızılılar 2 yıldır süren savunmada duran top problemiyle 1-0 yenik duruma düştü. Sonrası aslında bildiğimiz gibi...

Tribünde taraftar, kulübede Fatih Terim ve sahadaki tüm futbolcular iştahla maçı istedi.

Bu sezon 3. teknik direktörüyle anlaşan Konyaspor'da Sergen Yalçın, Galatasaray'ın hücum ederken boşaltacağı geniş alanları Volkan Şen ve Fofana ile değerlendirmeyi düşünmüştü. Geniş alanlar buldu da Konyaspor. Ama ilk yarıda sadece 2 kez bunları pozisyonla değerlendirebildi. Onlarda da gol getirecek beceri eksikti. Gomis'in kaçırdığı penaltı sonrasında da Galatasaray'ın motivasyonu düşmedi. İlk yarıda tek eksiklik Donk-Selçuk “fazlalığı” gibi görünüyordu ki ikinci yarı başlarken Terim'in müdahalesi buraya oldu.

Yine Galatasaray'ın bıraktığı geniş alanlar vardı. Öyle ki Muslera, bir stoper de değil ön libero gibi oynamaya başladı. Ve yine Konyaspor, bundan istifade edemedi. Beraberlik golü Galatasaray adına böylesine bir maçta “İdeal” denilebilecek bir dakikada geldi. Son 20 dakikaya girilirken skor eşit ama oyun ve moral üstünlüğü net bir şekilde Galatasaray'daydı. Ve sonradan oyuna giren Sinan'ın zarif golüyle Cimbom istediğini aldı. Böylece Kadıköy deplasmanına lider ve moralli bir seyahatin ilk adımını atmış oldu. Ama tekrar belirtmekte fayda var, Galatasaray için asıl maçlar şimdi başlıyor.