|
Allah"ın askerleri

Bir Fransız gazetesi, haberini "Allah''ın askerleri iman kıvılcımları çakıyorlar" başlığıyla veriyor. Allah''ın Askerleri adını verdiği adamları öve öve bitiremiyor. İnsanları Allah''ın yoluna nasıl davet ettiklerini uzun uzun anlatıyor. O kimseler sayesinde insançsızların nasıl pervaneler gibi imana koşuştuklarını coşkuyla dile getiriyor. Bu "askerler"e karşı okurda büyük bir sempati ve saygı hissi doğurmaya çalışıyor.

Kitlelerin dindar olmaları için büyük gayretler sarfeden o din adamlarına bu övgüleri yağdıran gazete, Fransız Katoliklerinin meşhur dinî gazetesi La Croix (La Kruva) değil. Tam aksine, tavizsiz laikliğini ve solculuğunu bütün cihanın bildiği Le Monde (Lö Mond) gazetesi. Evet, laik Fransa''nın, hatta laikliği bir din gibi algılayan Fransa''nın o dört dörtlük laik gazetesi, din dâvetçilerini göklere çıkarıyor (19 Haziran 1999).

Tabiî bu övülen din adamları, Müslüman din adamları değil. Hıristiyan din adamları, papazlar, misyonerler.

Bu misyonerler, aynen Küba gibi müzelik komünist ülke olan Kuzey Kore sınırına yakın yerlere karargâh kurmuşlar. Kuzey Kore''deki açlık, kıtlık ve baskıdan kaçıp sınırı aşanları ilk karşılayanlar bu misyonerler oluyormuş. (Son üç yılda bu ülkede resmî rakamlara göre 200 bin, BM uzmanlarına göre ise 3 milyon kişi açlıktan ölmüş bulunuyor.)

Misyonerler, o mültecilerin önce karınlarını yiyecekle, ardından da beyinlerini İncil''le dolduruyorlar. ("Zorunlu ve sıkı komünist eğitime alışkın oldukları için, İnciller''i saatlerce bıkmadan, usanmadan okuyorlar" diyerek de seviniyorlar).

Ve o laik gazete, ve o solcu gazete, tâ oralara Philippe Pons adlı muhabirini gönderiyor. Yayımladığı röportaja ikinci başlık olarak da "Çin sınırındaki papazlar, mültecileri Hıristiyanlaştırıyorlar" cümlesini uygun görüyor.

"Günümüzde Güney Kore''nin yüzde 20''si Hıristiyanlaştırılmış bulunuyor" diyerek o solcu, o laik gazete alenen iftihar ediyor.

Misyonerlerin bu çabalarını, Fransız hükümetinin madalya vermesi gereken çok önemli bir faaliyet olarak takdim ediyor.

Koyu Laik Fransa devleti, en başta Cizvitler olmak üzere Hıristiyan tarikatlarına bağlı rahiplerin ve rahibelerin, Türkiye dahil, bütün dış ülkelerde okullar açmalarına yardım eder. Bu tarikat okullarına öğretmenler verir.

Laik Fransa''nın laik gazeteleri, solcu gazeteleri bu yurt dışındaki tarikat okullarını asla kötülemezler.

Laikliği kendi resmî dini gibi benimseyen Fransa devleti, yabancı ülkelerde (Türkiye dahil) Katolikliğin yayılmasına sevinir.

Nitekim dünyanın ilk, öncü ve örnek bu laik ülkesi, çok yakın geçmişte Fransa''yı ziyaret eden Çin Başbabakanı''ndan Çin''deki Katolikler''e baskı yapılmamasını, rahat ibadet etmelerine izin verilmesini ve misyonerlik faaliyetlerine müsaade edilmesini istemişti.

Bütün bu anlattıklarımızdan sonra, şimdi, yurt dışında ve yurt içinde yüzlerce eğitim yuvası açmış olan Fethullah Hocaefendi''ye insafsızca saldıran kesimlere, laikçilere ve solculara soralım:

Laik Fransa, yurt dışındaki tarikat okullarına niçin sahip çıkar? Bu okulların çoğalmasını niçin ister? Hıristiyanlaştırma faaliyetlerini neden destekler? Misyonerlerin neden arkasında yer alır?

Ve sizler, Fransa adına çalışan bir papaz olsaydı, kesinlikle en yüksek devlet nişanı alacak ve öldüğünde de mutlaka (tıpkı Louis Massignon gibi) Panthéon''da ebedîleştirilecek olan o muhterem zâta, akıl ve iz''an dışı saldırıları niçin hep reva görürsünüz?

Kesinlikle eminim: Fethullah Hocaefendi''nin faaliyetleri Türkiye''yi sözü dinlenir, haysiyetli bir dünya devleti yapmaya, ülkeyi yüceltip saygınlaşmaya götürür ve götürecektir!

Sizin yapıp ettikleriniz ise, Türkiye''yi zavallılaştırmaya, Suriye''ye, Tunus''a çevirmeye, Irak''a, Cezayir''e, hatta Sırbistan''a döndürmeye ve sonunda yıkıp yok etmeye yöneliktir! Bundan da eminim.

25 yıl önce
Allah"ın askerleri
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’