|
ABD’nin gizli ajandasındaki hedef Türkiye
Amerika’nın Suriye’nin kuzeyinde “Suriye Sınır Güvenliği Gücü (BSF)” kılıfı altında sözde terör ordusu kurması Türkiye’nin bekasını ve ulusal güvenliğini açıkça tehdit eden düşmanca bir girişimdir. ABD öncülüğündeki DEAŞ karşıtı koalisyon tarafından terör örgütü PKK öncülüğündeki 30 bin kişilik terör birliğinin, kuzeyde Türkiye sınırında, Güneydoğu’da Irak sınırında, ABD’nin desteklediği SDG ile Rusya’nın desteklediği Esed rejimi arasındaki hattı oluşturan Fırat Nehri vadisi boyunca görev alacağı kaydedilmişti. Bu durum ABD’nin DEAŞ tehdidinin neredeyse sonlanmasına rağmen, Suriye’den neden ayrılmadığının açıkça işaretlerini ortaya koymaktadır. 5 bine yakın ağır silah ve mühimmat yüklü TIR ile 2000 uçak dolusu silahın Kuzey Suriye’de PKK/PYD terör örgütlerine teslim edilmesi ve eğitim desteği verilmesi açık bir operasyondur.
Hedef ise, Kuzey Suriye’den başlayarak bölgenin terör örgütleri bahanesiyle bir asır önce olduğu gibi yeni bir dizayna 2’nci Sykes-Picot’a tabi tutulmaya çalışılmasıdır.
DEAŞ ile mücadele bahanesiyle Suriye’ye asker gönderen ABD’nin Suriye’deki askeri varlığı DEAŞ’ın ülkede bitme noktasına gelmesiyle sorgulanır hale gelmişti.
ABD Savunma Bakanı Jim Mattis, bu konu ile ilgili yaptığı açıklamada gene yalanlara sarılarak “Esad rejimi ve muhalefet arasında siyasi çözüme varılana dek Suriye’de kalacaklarını” açıklamıştı.
Ancak teknolojik gelişmelerle neredeyse bir köye dönen dünyada hedef alınan ülkeleri işgal ve kan gölüne çevirecek senaryolara yönelik operasyonları saklamak için yalan söylemek ve bu yalanların ortaya çıkmayacağını düşünmek neredeyse imkansız ve aptalca
. Habertürk yazarı Serdar Turgut geçen hafta içinde Amerikan Senatosu Dış İlişkiler Komisyonu’nda Yakın Doğu ülkelerinden sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi David Satterfield’in komite tarafından DEAŞ’tan sonra Suriye’de ABD politikasının sorgulanmasının ayrıntılarını yazmıştı. Senatörler, ABD’nin bölgede askeriyle ve Kürt silahlı gücüne yardımcı olarak kalmasının sadece DEAŞ tehlikesinden dolayı mı olduğunu sormuşlardı. Gerçekleri söyleyeceği yeminini etmiş olan bakan yardımcısı, ilk önce bu soruya açık bir toplantıda cevap veremeyeceğini, bu konuyu ancak daha farklı bir ortamda (yani kapalı oturumda) konuşabileceğini söyledi. Ancak komite başkanı senatör, “Hayır bu kabul edilemez. Buna bu şekilde cevap vererek cevaptan kaçınamazsın. Bize gizli bilgileri vermeden de genel amacın ne olduğunu söyleyebilirsin” deyince bakan yardımcısı gizli tutulmaya çalışılan planın ne olduğunu ana hatlarıyla açıklamak zorunda kaldı. Serdar Turgut bakan yardımcısının açıklamasını yazmamış ancak bu sorunun cevabı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasında açıkça verilmiş. Ne demiş Sayın Cumhurbaşkanı;
“Müttefikimiz dediğimiz bir ülke, tüm itirazlarımıza, tüm ikazlarımıza, tüm iyi niyetli telkinlerimize rağmen sınırlarımız boyunca bir terör ordusu kurmakta ısrar ediyor. Türkiye sınırı boyunca kurulacak bir terör yapılanmasının Türkiye’den başka bir hedefi olabilir mi? Demek ki ABD’nin gizli ajandasındaki hedef Türkiye.”

AFRİN NEDEN ÖNEMLİ
Afrin’in Türkiye için önemi; Afrin, Hatay ve Kilis illerimizin tam karşısında yer alıyor.
Afrin’in bulunduğu nokta, Fırat Kalkanı ve İdlib arasında bir birleşme noktası. Eğer burası Türkiye destekli Özgür Suriye Ordusu’nun eline geçerse bu anlamda burada da bir bütünlük oluşacak. Bu da Suriye Barış müzakerelerinde Türkiye’nin desteklediği muhalefetin elini güçlendirecek. Ayrıca
Afrin ve sınırın terör örgütü PKK/YPG elinde olması terörle mücadelede ve sınır güvenliğini olumsuz etkileyebileceği nedeniyle Türkiye terör ordusuna karşı çıkıyor. Ayrıca bu bölge Türkiye’nin Fırat Kalkanı operasyonu ile
temizlediği bölgeyi de tehdit ediyor. Bu nedenlerle Afrin, Türkiye için çok yönlü olarak önemli bir nokta.
Afrin’in YPG için önemi Akdeniz’e açılan bir kapı olması, ABD sınırımızda planladığı PKK devletinin Akdeniz’e kadar uzanmasını istiyor, Rusya için önemi, destekçisi olduğu Esed’e muhalif ÖSO’nun eline geçsin istemiyor.
TÜRKİYE AFRİN VE MÜMBİÇ’E MÜDAHALE ETME ZORUNDA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fırat Kalkanı harekatı ile terör koridorunu bıçakla keser gibi kesip attık. İdlib operasyonu ile bu koridorun batı kanadını çökertiyoruz. Afrin’de teröristler teslim olmazsa orayı başlarına yıkacağız. Mümbiç’te bize verilen sözler yerine getirilmezse kendi göbeğimizi keseceğiz” demişti. Türkiye, bu kez Afrin ve Münbiç sonrasında da, ABD tarafından kurulmaya çalışılan terör ordusuna karşı ve bir tek terörist kalmayana kadar sürdürmekte çok kararlı.
Zira ABD Fırat’ın batısında Astana ittifakının garantör ülkelerini çeşitli kumpaslarla hedef alırken, doğuda ise PKK/YPG’den müteşekkil terör ordusunu Türkiye ile çatıştırma peşinde. Türkiye olarak, Fırat Kalkanı ve İdlib operasyonlarında küresel güçlerin oyununu nasıl bozduysak bu kez de terör ordusu girişimini bozarız inşallah. Şüphesiz ki Astana ittifakı diğer ülkeleri Rusya ve İran’ın sağlam durması şartıyla!
#Türkiye
#ABD
#Suriye
#Afrin
6 yıl önce
ABD’nin gizli ajandasındaki hedef Türkiye
Dikkat: Bu yazı sadece 15 yaş ve üzeri için uygundur
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!