|
Dostlarımızı partilerden çok sevmeliyiz

Bizden başka; siyasetin, partilerin, inançların üstüne yirmi dört saat boyunca konuşan başka bir millet yoktur sanıyorum.


Partilerimiz ilişkilerimizi yaralamamalı. Dostluklarımızın arasına Başbakanlar girmemeli. Hangi birimiz hastalanınca ziyaretine başbakan gelir ki? Dostlarımızı partilerden çok sevmeliyiz.


Konuşurken hayatın içinden, kişisel dertlerimizden bahsetmeyeli yüzyıllar oldu sanki…


Her seçim sonunda kazananlarla kaybedenler ortamı germeye çalışıyorlar. Bize yakışmıyor. İktidar olmak hiç birimize ayrıcalık vermemeli. Futbol ve siyaset konuşan her millet sanattan, hayattan, estetikten, empatiden kopar, kabalaşır. Oysa nezaket ve tahammüldür bizi bir arada yaşatan.


Aynı mezarlığa gömülen bir millet gündelik hayatta yan yana gelmekte niçin bu kadar zorlanıyor?


Kamplaşarak yaşamamalı Türkiye, biz bunu hak etmiyoruz.


Sembollerimiz, gazetelerimiz, kıyafetlerimiz, sanatçılarımız, yazarlarımız savaşıyor.


Bir tartışma veya toplumsal kamplaşma anında bize "Dur" diyen, akıl veren, birleştiren aydınlarımız kalmadı. "Başım gitse ben doğruları söylerim arkadaş" diyen adamlar nerede?


Elbette inançlarımız, mezheplerimiz, partilerimiz olacak lakin bunlardan hiçbiriyle bir arkadaşımızın kalbini kırmamak gerekiyor.


Hayata siyasi olarak baktığımızda kurumlarımız, medyamız ortalama zekâdan bile yoksun insanların eline geçer. Bu memleketin bağımsız yazarlara, aydınlara, sanatçılara ihtiyacı var. Bağımsız, özgün kafaların ölüme, açlığa terk edildiği bir memleket ah alır, gazaba uğrar.


Heykele dinen karşı olmak başkadır ama heykeltıraşla selamı kesmek hoş olmaz.


Bilmeliyiz ki Türkiye Osmanlı"nın bakiyesidir. Burada her inançtan, milletten, inançtan insanlar yaşıyor. Farklı fikirlere sahip olmak ümmet olmamıza engel değildir.


Belli bir mesafeden, nezaketle, toleransla gündelik yaşantımızda farklı düşünen insanlarla hayatı paylaşmalıyız.


Kupkuru, tektip insanların yaşadığı Avrupa ülkelerine inat her renkten, her düşünceden insanların yaşadığı bu şenlikli toplumun bireyleri olmaktan keyif almalıyız.


İncitmeden, kırıp dökmeden bazen bir fıkra anlatarak mesaj verip kardeş olmak varken niçin birbirimize hasım olalım?


Anlayarak, dinleyerek, beraber çay içerek çözeceğiz sorunlarımızı. Çay içerken bile kavga ediyorsak bittik biz. Çay içerken de insan olamazsak yandık, inşallah o günler gelmez.


Birbirimizle helalleşmeden yaşıyorsak üçüncü köprünün adı "Yunus" olsa ne "Mevlana" olsa ne?


Köprüleri birbirimize kurmalıyız, sonrası kolay…


Köprüyü geçemeyen ateşe düşüyor ahirette. Bari buradaki köprüleri geçelim el ele kardeşçe…


Demiştik ya sonrası kolay…


Türkiye tüm dünyaya örnek olmalı… Hem tecrübemiz var, hem mayamız sağlam. Sağıyla, soluyla tüm dünyaya ders vereceğiz inşallah, inanıyorum.


Küfür tek millet oldu dünyada. Şimdi çaylarımızı içip sarılalım, beraber olalım, gerisi kolay.

11 yıl önce
Dostlarımızı partilerden çok sevmeliyiz
Haftanın ekonomik özeti ve beklentiler
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü