|
Kendimizi kendimize bile anlatamıyoruz...

Dünkü gazetelere göz atarken doğal olarak en çok dikkatimi çeken olay çeşitli kuruluşların verdikleri Cumhuriyet Bayramı ilanlarıydı. Büyükçe bir kısmı, bir taşla birkaç kuş vurmuşlar hem kendilerinden söz etmişler, hem Cumhuriyet Bayramı’ndan, hem de İstanbul Grand Airport’un (İGA) açılışından…

En zoru da bu olmuş zaten. Aynı iletişim aksiyonunda birden fazla kilit mesaj kullanmak zordur ve tavsiye edilmez. Birbirilerini vurabilirler çünkü… Düşünün bir de üç kilit mesaj birden kullanmak… Gerçekten sihirbazlık gerektiren bir durum…

Her 10 Kasım ve 29 Ekim’de olduğu gibi bu kez de ilanlarda kullanılan Atatürk fotoğrafları birbirleriyle yarışma halindeydi… Onları da ilginçliği ve kilit mesajla uyumuna göre kendi aralarında sıraladım…

Tam böyle işlerle oyalanır, öğleden sonra Yeni Havalimanı’nın açılışına gitmek için hazırlanırken aklıma düşüverdi: Neden şu günlerde Cumhuriyetin kuruluş yıllarında geçen konulu bir film ya da TV dizisi devreye girmemişti acaba?.. Vizyonda konuya tamamen ters yönde, ancak son derece başarılı bir darbe parodisi olan Anons adlı film dışında pek bir şey yoktu… Bir de tabii terörle mücadeleyi konu alan birkaç film ve dizi…

Oysa ABD’nin emperyal savaşları, kendi içlerindeki Kuzey-Güney Savaşı, millî davaları üzerine yürüttükleri casusluk işleri, içinde 4 Temmuz’un ‘parlatıldığı’ senaryoların öne çıkarıldığı ne kadar çok film ve dizi izlemiştik…

Belli bir kuşağın II. Dünya Savaşı’na ilişkin bilgisi Kurtuluş Savaşı hakkındaki bilgisinden daha fazlaydı. Bir araştırmada Çanakkale Savaşı’nın Kurtuluş Savaşı’nın bir parçası olduğunu söyleyenlerin oranının %70’ler civarında olduğunu görmüş de inanamamıştım…

ABD’nin kamu diplomasisinin son derece önemli bir parçası olan, popüler kültür enstrümanlarını kullanarak içeride ve uluslararası platformlarda ABD algısını yönetmek için neler yaptığını anlatan bir kitap Batı’nın gündeminde… Kitap yayınlananı bir yıl olmasına rağmen, bugünlerde sanki yeniden keşfedilmiş gibi hakkında peş peşe makaleler yayınlanmakta…

Kitabın adı National Security Cinema (Milli Güvenlik Sineması) … İki yazarı var. Gazeteci, yazar, araştırmacı tarihçi ve podcast yayıncısı Tom Secker ve İngiltere’de Bristol yakınlarındaki Bath Üniversitesi’nde hocalık yapan Matthew Alford…

Yazarlar ABD’de Pentagon ve CIA’in Amerikan sinema ve TV sanayinin kalbinin attığı Hollywood arasındaki ilişkiyi incelemişler. Diyorlar ki, “Washington’la Hollywood arasındaki ilişki tahmininizden çok daha derine gidiyor” …

Sadece 2005 yılından bu yana ABD TV’lerinde devlet tarafından 900’den fazla yapıma doğrudan müdahale edilmiş. Mesela Usame Bin Ladin’in öldürülmesini anlatan filmin senaryosunun tamamen CIA tarafından yazıldığı tespit edilmiş… Kitabın tamamını okuyamasanız da şu adrese girip Matthew Alford’un yazdığı özet makaleye göz atabilirsiniz:

Pentagon’un 1948’den bu yana bir ‘eğlence departmanı’ devreye soktuğunun bilindiğini söyleyen yazarlar, CIA’in de benzer bir örgütlenmeye 1996 yılında gittiğini kaydediyorlar. Her iki kuruluş, danışmanlık hizmeti ve ordu olanaklarının kullandırılması karşılığında senaryolara müdahale hakkı elde ediyorlarmış.

24, Homeland, Transformers, Iron Man, The Terminator, NCIS, Flight 93 gibi yapımlara doğrudan müdahale eden devlet, Meet The Parents gibi komedilere bile karışmış. Mesela bu filmde Robert de Niro’nun filmde CIA’in işkence el kitabıyla dalga geçtiği sahneyi montaj sırasında çıkartırmış…

Bunlar gibi çok örnek var…

Yazarlar eleştirel bir dil kullansalar da, biz her devletin kendi varoluş nedeni çerçevesinde, tezlerini ülke halkına ve bütün dünyaya yaymak için popüler kültürün kullanılmasına dahlini bir iletişim tekniği olarak kabul etmek durumundayız…

“Kendimizi bir türlü dünyaya anlatamıyoruz!” diye hayıflanıp durmanın âlemi yok… Bırakın dünyaya kendimizi kendimize de anlatamıyoruz aslında… Yoksa şimdiye kadar onlarca Cumhuriyet filmi çekilmiş olur, “Vatanım Sensin”i pahalı diye yayından kaldırmamış olurduk…

#Cumhuriyet Bayramı
#Reklam
#CIA
5 yıl önce
Kendimizi kendimize bile anlatamıyoruz...
Yüz yıl sonra: Gazze, Müslümanları “bir” olmaya çağırıyor
Var tartışmaları
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar