|
‘Ben nerede oturacağım?..’

Çocukluğum Kadıköy’de, Feneryolu’nda geçti. Tam olarak Ahmet Eyüp Sokak 18 numaralı evde. Karşı komşularımız Edebiyat hocaları Salim Rıza Kırkpınar ile eşi Nuriye Kırkpınar ve hemen onların yanındaki evde oturan Matematik Hocası Naci Alev ile eşleri coğrafya öğretmeni Bediha Alev Hanım bizimkilerin en yakın ahbapları idi.



Peder de o sıralar Yıldız Teknik’te ve İTÜ’de Teknik Resim ve Makine Elemanları dersi veriyordu. Aileler bir araya geleceği zaman cep telefonu ile ya da sabit hattan birbirlerini aramıyorlardı. Çocuklarını gönderiyorlardı komşuya…

Standart, klasik, ezberletilmiş bir repliğimiz vardı: “Eğer bir mâniniz yoksa annemle babam size oturmaya gelmek istiyorlar”…

Oturma kavramı bizim hayatımızda her zaman çok önemli bir yer tutmuştur. Annemle babam sohbete değil, oturmaya gelmek istiyorlar… Sürekli bir oturma meselemiz vardır…

Bir işe girersiniz mesela… Akla gelen ilk soru: Nerede oturacağım?..

Nerede çalışacağım değil yani… Eylemlerimizden birinin adı bile o fiille anılır: Oturma Eylemi!.. Seri toplantılara ne diyoruz? Oturum!..

“Otur oturduğun yerde” vb. deyişleri hiç saymıyorum. Oturmak ile ilgili sorunu olan bir toplumuz doğrusu…

Oturmanın bu kadar önemli olduğu (!) bir ülkede yeni Meclisimizde ciddi sorun varmış…

İlk sıkıntı, milletvekili sayısının 550’den 600’e çıkarılması nedeniyle eski vekil sayısına göre dizayn edilen halkla ilişkiler binası ile ana binada yaşanmış. 24 Haziran seçimlerinde Meclis’e 5 partinin girmesi de oturulacak oda ihtiyacını artırmış. 470 milletvekili odası ile 16 ihtisas komisyonu salonu ve 10 uluslararası komisyon başkanlığının yer aldığı yeni halkla ilişkiler binasında, yeni vekillere yer açılması için arayış başlamış.

Hem bakanların dışarıdan atanması hem de milletvekili sayısının artması nedeniyle insanların ‘oturması’ için bazı mekânların hem toplantı hem de başkanlara makam odası olarak kullanılması formülü bulunmuş.

Ancak yeni yasama yılına kadar bitirilmesi planlanan tadilatın halen sürmesi nedeniyle 100’e yakın milletvekilinin oturacak odaları yokmuş… Oturacak yer bulmak için, lokantayı bile kapatmışlar. Lokanta, bölümlere ayrılarak uluslararası komisyon başkanları için makam odasına çevriliyormuş.

Özellikle milletvekilleri ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yemin töreninde Genel Kurul’a katılımın fazla olması nedeniyle bazı vekillerin, koltuk olmadığı için salonun arkasında, yerde oturduğu görülmüş...

Bu sıkıntı mutlaka en iyi şekilde çözülecektir. Vekillerimiz oturmak için eski Başbakanlık binasını bile kullanmayı düşünüyorlarmış.

Şaka bir yana… Şöyle bir bakın etrafınıza. Oturmak hayatımızda ne kadar geniş ve etkili bir yer alıyor

  • Bizimkilerin durumu hiç iç açıcı değil
  • Forbes Dergisi tarafından yapılan “Dünyanın En Değerli 50 Spor Kulübü 2018” araştırmasına göre, Amerikan Futbolu Ligi (NFL) takımlarından Dallas Cowboys, 4,80 milyar dolar piyasa değeriyle bu yıl dünyanın en değerli spor kulübü olmuş. Böylece, Dallas Cowboys üst üste üçüncü yıl listenin zirvesinde yer almış. İlk 10 şöyle sıralanmış: 2. Manchester United – 4,123 milyar dolar; 3. Real Madrid – 4,088 milyar dolar; 4. Barcelona – 4,064 milyar dolar; 5. NY Yankees – 4 milyar dolar; 6. NE Patriots – 3,7 milyar dolar; 7. NY Knicks – 3,6 milyar dolar; 8. LA Lakers – 3,3 milyar dolar ve NY Giants – 3,3 milyar dolar; 10. GS Warriors – 3,1 milyar dolar ve Washington Redskins – 3,1 milyar dolar (Listede iki adet 8’inci, 2 adet ise 10’uncu sırada takım yer alıyor) …
  • Türkiye’den herhangi bir takımın 50 kulüplük listeye girememesi hiç şaşırtmadı, değil mi?.. Bizimkilerin değeri yaklaşık şöyleymiş (Borsa dikkate alınarak): FB – 843 milyon 875 bin TL; GS – 939 milyon 600 bin TL; BJK – 588 milyon TL; TS – 135 milyon TL…
  • İsterseniz kıyaslamayı tam yapmak için bunların dolar karşılığını hesaplayabilirsiniz. O zaman fark daha da çarpıcı gözüküyor… Öte yandan SporToto Süperlig’in TV haklarının Bein Sport tarafından devralınmasıyla bizim lig, Avrupa’nın en değerli 6’ncı Futbol Ekonomisi olarak tespit edilmiş…
  • Demek ki seyircinin atfettiği değerle futbol kulüplerinin gerçek değeri arasında ciddî makas var… İnşallah kapanır… Aksi takdirde sporun, ‘yumuşak gücün’ bir parçası olduğu düşünülürse, Türkiye markasının rekabetçi güç kazanmasını sağlamak zorlaşır…
#Spor
#Futbol
6 yıl önce
‘Ben nerede oturacağım?..’
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset