|
Çay üretiminde iki sorun tek çözüm

Mayıs ayı Doğu Karadeniz’de çay hasadının başlama ayıdır.

Yılda genellikle 3 sürgün (bazen 4) veren çayın ilk sürgünleri mayıs ayında toplanır.

Hava şartlarına göre mayıs başı ya da sonuna doğru çay kesimi yoğunlaşır.

Sahil bölgesinde ve yüksek yerlerde çayın toplama zamanı genellikle farklılaşır.



Bu doğal süreç aynı anda çayın toplanmasını önleyerek, toplama zamanlarını belli bir sürece yayar (iyi bir şey).

Bu yıl hava şartları nedeniyle yüksek kesimle sahil kesimlerinde çay filizleri aynı anda olgunlaştı.

Bir başka gelişme de Ramazan ayı başlamadan bir an önce çay toplama işini bitirme düşüncesinin yaygınlaşmasıydı.

Söz konusu iki gelişme kısa sürede aşırı çay toplanmasına (yaş çay arzı), Çaykur’un işleme kapasitesinin günlük toplanan çayın tamamını işlemede yetersiz kalmasına, özel sektör işletmelerine üreticinin çay satma zorunluluğuna neden oldu.

**

Buraya kadar sorun yok gibi.

Üreticinin topladığı yaş çay elinde kalmadı, Çaykur ve özel sektör tarafından satın alındı.

Sorun şu: özel sektör sanayicilerinden bazıları üreticinin aşırı çay toplamasını ve Çaykur’un dönüm başına günlük kota koymasını fırsat bilerek 2,32 lira (devlet katkısıyla 2,45 lira) olan yaşçayın alım fiyatını 1,80 liraya kadar düşürdü.

Çayı elinde kalan üretici bu fiyattan satmak zorunda kaldı (bu duruma üreticiler ciddi tepki gösterdi).

Burada bazı kurumsal firmaların (Özçay, Amber Çay gibi) devlet tarafından belirlenen fiyatları uyguladıklarını, üreticinin sıkışık pozisyonunu fırsatçılığa dönüştürmediklerini de söylemeliyiz.

**

Çay sektöründe başka bir önemli sorun ise yevmiye ile çay toplayan işçilerin durumu. Son yıllarda çay üreticileri çayını özellikle Gürcistan menşeli yabancı işçilere toplatıyor.

Yabancı işçiler yevmiyelerini topladıkları ürün miktarına göre alıyor. Kg. başına asgari 50 krş yevmiye aldıkları, çaylık alanın kalitesi ve işçinin becerisine göre günlük 350 ile 600 kg arasında çay kesebildikleri (topladıkları) görülmektedir.

Bunun anlamı günlük 175 ile 300 TL arasında yevmiye aldıklarıdır.

Hatta aşırı yabancı işgücü talebi nedeniyle yevmiye fiyatlarının arttığı ve 10-15 gün sonrasına randevu verildiği basına yansıdı.

Toplamda 1 milyon 200 bin ton civarında yaşçay üretildiğini ve bunun yarıdan fazlasını yabancı işçilerin topladığını dikkate aldığımızda 400-500 milyon lira değerinde bir paranın işgücü bedeli olarak yabancılara ödendiğini rahatça söyleyebiliriz.

(Trabzon Çaysiad’in bu konuda yaptığı bir çalışmada 2018 yılı için 137 milyon dolarlık yabancı işgücü maliyeti hesapladıklarını da belirtelim.)

Çay sektörünün toplam hacmini düşündüğümüzde bu rakam önemli bir değer kaybıdır.

Bir yanda işsizlik var diye yakınıyoruz, diğer yandan gücü yeten ve yetmeyen üreticiler olarak çayımızı yabancı işçilere toplatıyoruz.

**

İki temel sorunun (taban fiyatın altında çay alımı ve yabancı işçi sorunu)çözümü için çay toplayan şirket/şirketler örgütlemesine ihtiyaç var.

İlgili sivil toplumun ve yerel kamu otoritelerinin de temsilcilerinin yer alacağı, profesyonel anlayışla yönetilecek bir kurumun varlığına ihtiyaç var.

Bilindiği gibi çaylıkların önemli kısmı yarıcılar vasıtasıyla toplatılmaktadır.

Önerilen kurum toplama işini tek elden üstlenecek, çayların toplama zamanlarını regüle ederek arz talep dengesini sağlayacak ve piyasaya işleme kapasitesi ölçüsünde çay arz edecek.

Böylece fiyatlar taban fiyatın altına düşmeyecek, üreticinin toplama sorunu ve gelir kaybı ortadan kalkacaktır.

**

Çay toplama şirketi işgücünü ülkenin çeşitli yörelerinden ve mevsimlik olarak istihdam edecek, zamanla kurum/şirket ve işgücü de profesyonelleşerek daha çok gelir elde edilebilecektir.

Yani hem dönemsel arz talep dengesizliğinden dolayı 2,45 liradan 1,80 liraya kadar düşen çay satışı söz konusu olmayacak, hem de çayın toplama sorunu kökünden çözülecektir.

Bugün yabancı işçiye yasak getirirseniz çay elde kalır.

Ama uzun vadede bugünkü yapı sürdürülebilir değildir.

Öneriye benzer bir projeyi Trabzon Çaysiad’ın tarım bakanlığına sunduğunu biliyorum.

**

Doğrusu, 205 bin aile ve 1 milyondan fazla Karadeniz insanının doğrudan geçimini sağladığı, sanayisiyle ve tüketimiyle çok önemli düzeyde katma değere sahip ürün olması hasebiyle çay tarımının devlet aklı tarafından yönetilmeye, desteklenmeye ve regüle edilmeye muhtaç olduğunu söyleyerek bitirelim.

#Çay
#Karadeniz
6 yıl önce
Çay üretiminde iki sorun tek çözüm
Düşmanlaştırmayan bir siyaset dili inşa etmek…
Eşcinsellik geni’nin olmadığı ispatlandı ama dayatma sürüyor!
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…