|
Bugünün tasarrufu yarının refahını belirliyor

Tasarruf, gelirin tüketilmeyen kısmı.

Yatırım ise gelirin tüketilmeyen kısmının yeni gelir elde etmek amacıyla tüketilmesine deniyor.


Düşük tasarruf, düşük yatırım, düşük ekonomik büyüme ve tekrar düşük kişi başı gelir demek.

Yani milli geliri-toplumsal refahı artırmak için tasarruf yapılmalı ve finans piyasaları kanalıyla reel ekonomiye aktarılmalı.

**

Çin’de her 100 liralık gelirin 45.8’i tasarruf edilirken, 44.4’ü ise yatırıma dönüşmüştür. Yakaladıkları yüksek büyüme hızlarının arkasında bu yapı vardır.

Türkiye’de ise 2017 yılında her 100 liranın 25.7’si tasarruf edilirken 30.9’u yatırıma gitmektedir (TÜİK 2016 yılında açıkladığı güncelleme ile eski hesaplamaya göre tasarruf oranlarında yaklaşık 10 puanlık bir ekleme yapılmıştır). Yanı tasarruf açığı vermektedir.

Kamu (sabit sermaye) yatırımlarının GSYH oranı 1998-2016 döneminde yüzde 4-5 aralığında seyretmiş. Özel sektör (sabit sermaye) yatırımları 1998 yılında GSYH’nin yüzde 18.8’i iken, 2016 yılında yüzde 25.3’e çıkmıştır.

Bugün özel sektör dış borçlanmasının yüksek boyutlara ulaşmasının nedenini bu veri net olarak açıklamaktadır.

1998 yılında ortalama tasarruf oranı (yeni hesaplama serisine göre) yine yüzde 25.5 civarındaydı. Oysa kişi başına gelir söz konusu dönemde 3000 dolar civarından 10500 dolar civarına çıkmış ama yine tasarruf oranları artmamıştır.

Tasarruf-yatırım arasındaki fark borçlanmayla finanse edilmiştir.

Borçlanarak (dış borç) büyüyoruz argümanını kısmen doğrulayan bir veri bu. Kısmen diyorum, çünkü bir kısım yatırımlar iç tasarruflarla finanse ediliyor. Yani, tamamen borçlanarak yatırımları finanse etmiyoruz.

**

2017 yılı itibariyle ortalama tasarruf oranları (yani 100 liralık milli gelirin ne kadarının tasarruf edildiği) İsviçre’de 32.9, Almanya’da 27.7, Japonya’da yüzde 27.9, Yunanistan’da yüzde 10.9 düzeylerinde.

Yunanistan’da 2010 yılında tasarruf oranı yüzde 5.6 iken, yatırım/milli gelir (GSYH) oranı nınyüzde 17 civarında olduğunu belirtelim.

2017 yılında İsviçre’de yatırım/milli gelir (GSYH) oranı yüzde 23.6, Almanya’da yüzde 19.6, Japonya’da yüzde 23.9 ve Yunanistan’da ise yüzde 11.7 civarında.

Tasarruf fazlası veren ülkelerin güçlü ekonomik yapıya sahip olduğunu biliyoruz.

Hem tasarrufları yatırımlarından az, hem de yatırımları düşük düzeyde olan ülkelerin başına gelecekleri Yunanistan örneğinden de net olarak görebiliriz.

**

Tasarruf yapma, gelirden daha çok mantalite ile ilgili.

Kişi başına milli geliri bizden düşük olan Çin’in tasarruf oranları çok yüksek olduğu gibi, kişi başına geliri bizden yüksek olan Yunanistan’ın tasarruf oranları bizden düşük olabiliyor.

Türkiye’de kişi başına gelir artmasına rağmen tasarruf oranlarının değişmemesi de ilginç. Zenginleştikçe daha çok harcama alanı buluyoruz demek ki.

Bir de gelir dağılımı adaletsizliği bu süreci destekleyen bir unsur olarak dikkate alınmalı.

Hem birey, hem de ülke olarak gelirimizden daha fazla tükettiğimizden borçlu yaşamı tercih ediyoruz demektir.

Cari açık gibi ekonomiyi sürekli kırılganlık modunda tutan ekonomik değişkenin yükseklik nedeni tasarruf yetersizliği. Borç artışının, düşük büyüme hızlarının, döviz krizlerinin nedeni de tasarruf yetersizliği.

**

Özel ve kamu sektörü ciddi bir tasarruf hamlesi başlatmalı. Devletin ne ölçüde tasarrufa gittiği kamuoyuna örneklerle gösterilmeli.

Kamuda araç saltanatına son verilmesi, lojman ve sosyal tesislerin satılması ve diğer tasarruf kararları kamuoyuna moral-motivasyon verecektir. Bu meyanda bütün bakanlıklardan somut tasarruf adımları bekliyoruz.

Sonuç olarak; “yarın daha yüksek refah seviyesine ulaşmak, daha az borçlu olmak istiyorsak bugün daha fazla tasarruf etmeliyiz” düşüncesini topyekün içselleştirmeliyiz.

Not: Ülke verileri IMF World Economic Outlook yayınından derlenmiş ve TÜİK verileri ile de tutarlı olduğu görülmüştür.

#Tasarruf
#Ekonomi
#TUİK
6 yıl önce
Bugünün tasarrufu yarının refahını belirliyor
Kurban ve kavuşma özlemi
Berber Osman’ın emekli maaşlarına ilişkin düşündüren analizi
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!