34 yaşında, iki çocuk annesi ve evli Safiye Bayat, darbe gecesi soluğu tek başına Boğaziçi Köprüsü’nde (15 Temmuz Şehitler Köprüsü) aldı. Yine tek başına köprüyü tutan darbeci askerlerin komutanının yanına kadar gitti. Onların tüm tehditlerine, korkutmalarına rağmen tek başına kafa tuttu. Vurulanlara, yaralananlara yardım etmek için oradan oraya koşarken ayağından vuruldu. Gazi oldu.
“Ben cennet karşılığı canını satanlardanım” diyor Levent Deveci, Kuran-ı Kerim’deki ayete gönderme yaparak. 15 Temmuz’dan sadece beş gün önce gördüğü rüyada, nereden geldiği belli olmayan bir kurşunla vuruluyordu. Darbenin haberini alır almaz, küçük kızını öptü, ailesiyle helalleşti ve gözyaşları içerisinde, “Ben şehit olmaya gidiyorum” diyerek evden ayrıldı. Köprüde, önündeki genç kafasından o da çenesinden vuruldu.
İnşaatlarda boyacılık yaparak geçimini sağlayan Mehmet Dalda için 15 Temmuz, sıradan bir gündü. Televizyondan darbe yapıldığına dair haberin ardından arayan bir arkadaşıyla birlikte dışarı çıktı. Yaklaşık 30-40 kişilik bir toplulukla Kızılay’a gitti. Tanklar yolları kesmişti ve önlerine çıkan araçları eziyorlardı. Yakın bir arkadaşıyla birlikte Genelkurmay’a geçti ama içeri girmek mümkün değildi. Toplanan kalabalıkla birlikte Genelkurmay’ı çeviren demirleri yıktılar ve yoğun ateş altında içeri girdiler. Ama bu sırada atılan bir bomba ile sırtından yaralanan Dalda, hastaneye son anda yetiştirildi.
Ramazan ayı boyunca her akşam dua etmişti: “Allah’ım bana şehitlik nasip et” diyerek. Biri kız biri erkek iki çocuğu ve büyük bir aşkla bağlı olduğu eşiyle mutlu bir hayatı vardı. Taksicilik yaparak evini kıt kanaat geçindirse de, ağızlarının tadını hiçbir şey bozamıyordu. 15 Temmuz gecesi, önce kızı ve eşiyle birlikte sokağa çıktılar ama o bir anda ortadan kayboldu. Eşini arayıp eve geri dönmelerini istedi. Bütün gece hiçbir haber alamadılar. Sabah olduğunda gittikleri hastanede şehit olduğunu öğrendiler.
Şimdi biz bu vatan evlatlarına mı o gece vatanı savundukları için cezai işlem uygulayacağız?
Erbakan hocanın dediği gibi: Hadi Ordan…!
15 Temmuz demokrasi şehit ve gazilerimiz... Gerçek kahramanlar… Hain darbe girişimine karşı gözlerini kırpmadan, tankların karşısına dikilip, şanlı bayrağımıza ve vatanımıza sahip çıktılar. Bu millet onları hiçbir zaman unutmayacak.
Çıkartılan bu tartışmaların tek bir amacı var… 15 Temmuz gecesi yeniden alevlenen milli birlik ve beraberlik ruhuna vurabildikleri kadar darbe vurmak istiyorlar.
Çıkarttıkları bu tartışmalarla şehit ailelerini ve gazileri rencide etmek istiyorlar.
Siz o gece dışarı çıktınız, vatanı savundunuz ama bakın bunun bir gün bir bedeli olacak-olmalı diyerek aba altından sopa gösteriyorlar.
Pardon…!
Kime, neyin cezası ?
O gece vatanı müdafaa edenlere mi ceza vereceksiniz?
Ömer Halisdemir o gece şehit düşmeseydi, sağ kurtulsaydı, darbeci Semih Terzi’yi öldürdüğü için bugün yargılanacak mıydı?
O gece darbeye karşı durmak suç mu teşkil ediyordu?
Ve o gece vatanı değil; canını düşünenler mi söylüyor bunu?
Hiç kusura bakmayın…
Bu ruhu yenemeyeceksiniz…
Yukarıda sadece birkaç gazi ve şehidimizin hikayelerini okudunuz…
Onlar gibi milyonlarcası var, onlar gibi milyonlarca varız…
Başaramayacaksınız…
Yenemeyeceksiniz…
Bu milli ruha bir toplu iğne başı kadar dahi olsa darbe indiremeyeceksiniz…
Bu ruh uyandı artık.
Yüzyıl önce de vardık şimdi de varız.