|
Diploma okuldan, mutluluk aileden...

Hayata gözümüzü açtığımızdan beri neler öğrendik neler… Mesela merak ederim hep, neden en başlarda agu magu derken hep ilk laflar anne baba diye çıktı ağzımızdan? Anne babalar mı bu kelimelerde ısrarcıydı yoksa bebeklerin mi isteğiydi acaba… Sanırım her anne ve babanın zamanında dediği ilk kelimeleri bebeklerinden duymayı istemesi bir gelenek. Onlar bebeklerini sevdikleri için bebekler de onlara güvendiği için gelenek hiç bozulmadı… Tane tane, hece hece, tatlı tatlı mutluluk verdik hayata her bebek. Zamanla diller çözüldü, sözler anlaşıldı, kelimeler sıraya dizildi ve bebek de ilk sevmeyi öğrendi! Öyle ya, bu hayatta öğrenilen her şey bir sevgiyle başladı…

Sonra akıl ve zeka hızla gelişti, anlaşmazlıklar başladı. Çocuk istedi, anne baba olur veya olmaz dedi! Çocuk kızdı ağladı, anne baba üzüldü, genelde çocuğun istediği oldu. Çocuk da uzun yıllar istediklerini yapanı hep çok sevdi, yapmayanı az… Bu hayatta herkes işini görmek için hep O sevgiyi kullanmayı daha bebek yaşta öğrendi işte…

Gün geldi, genç kız dendi çocuğa… Ya da o el kadar bebek, aslan gibi delikanlı oldu. İşte o yıllarda takke tersine dönmeye başladı. Yirmili yaşların başında evde ve kendi hayatı üzerinde ufak ufak söz sahibi olan genç yetişkinler hayata karıştı. Arkadaşlar edindi, sevgilileri oldu. Kimi zaman, alışkanlığı olan sevgiyi kullandı, kimi zaman da aynı şekilde kullanıldı. Bazısı ettiği her haltın sonucunda yaşadığı sevginin ve aşkın kendisini büyüttüğünü düşündü, kimi de hep içindeki sevgiyi besledi, büyüttü…

Günün birinde baktı ki, ilk öğrendiği duygu olan sevgi onu üzer oldu. O da hep üzülmeden sevmenin yolunu aradı durdu. Buldu mu? Bulan buldu mutlu olduğunu sanarak yaşadı ama henüz aradığı sevgiyi bulamayan da mutluluğa hep bir o kadar yakın oldu… Akılla kurulan evlerde mutluluk dışarıda kalırken dışarıda kalan mutluluk da her adımda sevgiyle buluştu. İşte kimi aklını kullandı, gönlünü üç kuruşa sattı; kimi gönülden severek hep akıllarda kaldı!

Geleceğin teminatı çocuklarımız!

Malum gün çocukların… Atatürk''ün çocuklarımıza hediyesi olan ünü ve anlamı sınırlarımızı aşmış 23 Nisan Çocuk Bayramı ülke genelinde günlerdir kutlanıyor. Televizyonlarda hep çocuklarımıza sesleniliyor… Onlar kıymetimiz, onların eğitimi geleceğimiz deniyor! Onların eğitimi elbette çok önemli de, alacakları eğitim onları ne kadar mutlu ediyor acaba? Öyle ya, dünün çocukları bugünün yetişkinleri… Hayatı yaşamak için önce kazanmak gerekli ama kazandığın kadar mutlu olabilmek de önemli… Kazanmak için eğitilen veya eğitilecek nesillerimiz acaba mutlu olmak için ne kadar eğitiliyor? Bunun için eğitiliyorlar mı yoksa sadece mutluluklarına muhalefet mi ediliyor? Öğrendikleri ilk duygu olan sevgiyi acaba kendi mutlulukları için ne kadar yaşayıp yaşatabiliyorlar? Yaşadıkları bir sevgiyi, tutkuyla bağlandıkları bir çift gözü ne kadar kedilerine eş edebiliyorlar… Kaçı istediği ile evleniyor, kaçı ailesine boyun eğiyor acaba? Sunulan veya elde edilen imkanlarla eğitim sadece cahilliği alırken neden yapılan evliliklerde ayrılıkların sebebi hep çocukların üstüne kalıyor? Hakikaten az mı eğitiyoruz, yoksa onların gelecekleri için en önemli değerleri olan sevgilerini mi yönetiyoruz? Öyle ya onların mutluluğu için onlardan çok büyüklerin sözü geçiyor… Cinsini sevdiğimin ille de cinsinin onay verdiğiyle mi evlenmesi gerekiyor?

Mutluluğun eğitimi her zaman anne ve babaların elinde…

Aslında mutluluğun bir eğitimi yok ama şartı belli. Özgürce sevmek, gönlünce isteyebilmek… Anam ne der, babama nasıl anlatırım demeden… Bence bu, hayattaki mutluluk için matematik, fizik veya coğrafyadan çok daha önemli!

Yarının mimarları anne babalara bir küçük not:

Siz severken söz hakkı olmayan çocuklarınızın sevgilerine kulak verin! Onların mutluluğu, aldıkları eğitimden çok sizlerin elinde…

Bugünün çocuklarına çok mutlu olmaları dileğiyle!

Güzel bir şey yapmanın en güzel yolu, yapılmayanı yapabilmektir…
12 yıl önce
Diploma okuldan, mutluluk aileden...
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak