|

Bayram hamamı geleneği

Osmanlı'da bayram öncesi yapılan hazırlıklarından biri de hamam günüydü. Ramazan sonunda evlerde bayram temizliği yapılır, ardından hamamlar yanardı. Refik Halid Karay, “Memleket Yazıları”nın 14. cildinde “Eski Konaklardaki Ramazan ve Bayram Hamamları” başlıklı yazısında bütün ayrıntılarıyla bu eski geleneği anlatıyor.

Yeni Şafak
08:12 - 25/06/2017 Pazar
Güncelleme: 09:35 - 25/06/2017 Pazar
Yeni Şafak
Bayram hamamı geleneği
Bayram hamamı geleneği
Eskiden belli başlı hamam günleri vardı, buna uymal savsaklık kabul etmez vazife ve adetlerden biri idi. En mühimleri Ramazan ve bayram hamamları değil miydi? Evlerde Ramazan temizliği bitip kileri yerleştirme işi de sona erdi mi –arefe gününden bir gün evvel- hamam yanardı; hususi hamamları olmayanlar da çarşı hamamlarına giderdi. Bizim evde tepe camlı, kubbeli, alttan yanan, yani külhanlı bir hamam bulunduğundan ve o çeşit hamamlar birkaç çeki odunla ısınıp günlerce soğumak bilmediğinden yıkanması hem rahat olur hem de bundan hısım akraba, hatta yakın komşu hanımlar faydalanırdı.

Bakımlı tutulan konak hamamlarında yıkanmak gerçekten zevkli işti. Böylelerinde hamam kısmı ayrı bir daire sayılırdı. Hamama bitişik, soğunmağa ve giyinmeğe mahsus, yumuşacık minderler serilmiş uzun sedirli bir oda var ki, asıl hamama oradan –biri içeriye, öbürü dışarıya açılan- çift kapıdan girilirdi. Bu kapılar iri başlı sarı çivilerle tutturulmuş kırmızı renkte çuhalarla kaplı idi. Nalınlar da aynı çivilerle süslü, pek zarif şeylerdi.

Kalfalardan veya hizmetçilerden biri –içeride yıkanan hanıma veya beye bir fenalık gelir de düşer, bayılır ihtimaliyle- soyunma odasında nöbet tutar, kısa fâsılalarla, hele ses kesilirse kapıya vurur, “Bir şey istiyor musunuz?” diye sorar, vaziyetten daima haberdar olurdu. Yıkanma işi bitince de hanımı yahut beyi o kurular, uvar, giydirir, ne lazımsa yapardı. Öbür taraftan serin küp suyuyla hazırlanmış limonata veya turunç şerbetini de yine o ikram ederdi. Hiç unutmam, bir kere limonatayı istenilen nefasette yapılmış bulunmadığı için babam kıyametler koparmıştı. Fakat sanırım ki, öfkenin asıl sebebi sıcak hamamın başına vurması idi!

Konak hamamlarının bir iyiliği de külhan yapısının selamlık tarafında bulunması, o taraftan yakılması ve temizlenmesi. Hareme zahmeti yoktu. Fakat fena tarafı da şu idi: Hamam, ekserisi üç katlı ve çifte merdivenli olan koca ahşap binanın zemin katında bulunduğu için üst kattaki yatak odasından çıkıp sofalar, koridorlar ve taşlıklar geçerek aşağıya inmek ve sonra tekrar çıkmak öyle şimdiki banyolarda olduğu gibi oda içinde bir kapı açarak girmeğe benzemezdi, kışın, hamam çıkışı soğuk almak ihtimali bile vardı.

Düşününüz ki, kışları o barhanelerde kadın erkek, çoluk çocuk herkes kürk giyer, “içinde at koştur” sözüyle tarif edilen sofalardan, ısıtılması kabil olmadığı için kürksüz geçilmezdi. Odalar ise fazla ısıtılır, hatta sofadan soğuk girmesin diye çoğunun hamamlardaki gibi ortaları sopalı, etrafına meşin çekilmiş kalın perdeler asılırdı!
#Osmanlı
#Bayram Hamamı Geleneği
7 yıl önce