|

Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşını Ankara’da bulunan hangi tarihi mirasımızda yazdı?

Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşını Ankara’da bulunan hangi tarihi mirasımızda yazdı? sorusu bugün yapılan KPSS lisans sınavında sorular sorular arasındaydı. Peki, milli şairimiz Mehmet Akif, İstiklal marşını nerede yazdı? İşte ayrıntılar...

Yeni Şafak
12:18 - 22/07/2018 Pazar
Güncelleme: 12:28 - 22/07/2018 Pazar
Diğer
Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşını Ankara’da bulunan hangi tarihi mirasımızda yazdı? sorusunun yanıtı haberimizde.
Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşını Ankara’da bulunan hangi tarihi mirasımızda yazdı? sorusunun yanıtı haberimizde.

Mehmet Akif Ersoy İstiklal Marşını Ankara’da bulunan hangi tarihi mirasımızda, nerede yazdı? sorusunun yanıtı haberimizde.

İSTİKLAL MARŞI NEREDE HANGİ TARİHİ MİRASTA YAZILDI?

Mehmet Akif Ersoy‘un milli mücadele yıllarında yaşadığı, ‘‘İstiklal Marşı‘‘ ve ‘‘Bülbül‘‘ şiirini kaleme aldığı Taceddin Dergahı, Vakıflar Genel Müdürlüğü nce restore ediliyor.

Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt, yaptığı açıklamada, bir tarihe tanıklık eden ve ulusal birliğimizin simgesi olan İstiklal Marşı‘nın kaleme alındığı Taceddin Dergahı‘nın önemine dikkati çekti.

‘‘İstiklal Şairi Akif‘‘in, dergahın şeyhi tarafından 18 ay misafir edildiğini anlatan Beyazıt, şunları kaydetti:

‘‘Mehmet Akif, burada 3 arkadaşı ile 18 ay kadar oturmuş. Akif, dergah evinin ahşap merdivenlerinden çıkınca hemen sol taraftaki küçük odada küçük gaz lambasının ışığında İstiklal Marşı‘nı yazmış. Ayrıca gece gelen ilhamla İstiklal Marşımızın dizelerini dergahın duvarlarına kazıdığı anlatılır. Şair, meşhur Bülbül şiirini de bu evde kaleme almış. Genel Müdürlüğümüzün restorasyonu sonunda mekanın gelecek nesillere ulaşması sağlanacak.

Tüm restorasyon çalışmalarının, eserlerin orijinal haline sadık kalarak yapıldığını belirten Beyazıt, Taceddin Dergahı‘nın restorasyonunun da bölge koruma kurulunun onayladığı proje çerçevesinde sürdürüldüğünü ve her detaya dikkat edildiğini kaydetti.

İSTİKLAL MARŞI NEDİR?

Savaş koşulları altında yazılan ve derin bir telkin gücü barındıran İstiklal Marşı'nın sözleri, yaklaşık bir asırdır her okunuşunda Türk milletinin, bağımsızlık sevdasını güçlü bir şekilde dile getirmesine vesile oluyor.Mehmet Akif şiirinde, Kurtuluş Savaşı'nın kazanılacağına olan inancıyla bağımsızlık, hak, iman, vatan, din ve benzeri konuları özenle işledi. Millete ve kahraman orduya armağan ettiği ve imza atmadığı şiiri Safahat adlı eserine de almayan Mehmet Akif, kendisine yöneltilen, "Yeniden yazılsa olmaz mı?" sorusuna, "Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdırmasın." karşılığını vererek ilelebet varlığını sürdürecek milli mutabakat metnine de son noktayı koydu.

İSTİKLAL MARŞI NE ZAMAN YAZILDI?

İstiklal Marşı, İstanbul ve Anadolu'da bağımsızlık için sürdürülen milli mücadele sırasında, cephedeki askerin şevklendirilmesi, cephe gerisindeki halka da milli mücadele ruhunun kazandırılması amacıyla yazdırıldı. Milli şiire götüren süreç, 1. Dünya Savaşı'ndan sonra 10 Ağustos 1920'de Sevr Antlaşması'nın imzalanmasıyla başladı. Türkiye'yi parçalayan bu antlaşma, Anadolu'daki mücadele ruhunun da fitilini ateşledi. Sevr'den güç alan itilaf devletlerinin Anadolu'nun pek çok yerindeki işgalleri ile 16 Mart 1920’de İstanbul'un, 15 Mayıs 1919'da da İzmir ve yöresinin Yunanlılar tarafından işgali, Anadolu'da sönmek bilmeyen mücadele ruhunu canlandırdı. Antlaşmalar ve işgallerle zora düşen Osmanlı Devleti'nin durumunu bilen Anadolu halkı, hak ve hukukunu korumak için yalnızca kendi bölgelerinde etkili olan milli cemiyetler kurdu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu cemiyetleri bir araya getirmek için 19 Mayıs 1919 günü Samsun'da bir meşale yaktı. Türk milletini örgütlemek ve milli mücadeleyi başlatmak için yakın arkadaşlarıyla birlikte çalışmalara başladı. 23 Temmuz 1919'da Mustafa Kemal Atatürk'ün başkanlığında Erzurum Kongresi toplandı, 4 Eylül 1919'da da Sivas'ta bir kongre yapıldı. Türkiye'nin, herhangi bir ülkenin bir mandasında yönetilmesi önerileri kesin olarak reddedildi. Sivas Kongresi'nde, Anadolu ve Rumeli'deki müdafaa-i hukuk cemiyetleri birleştirilerek tek cemiyet haline getirildi.

İSTİKLAL MARŞI'NIN BESTELENMESİ

Şiirin bestelenmesi için açılan ikinci yarışmaya 24 besteci katılmış, 1924 yılında Ankara'da toplanan seçici kurul, Ali Rıfat Çağatay'ın bestesini kabul etmiştir. Bu beste 1930 yılına kadar çalındıysa da 1930'da değiştirilerek, dönemin Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Şefi Osman Zeki Üngör'ün 1922'de hazırladığı bugünkü beste yürürlüğe konmuş, toplamda dokuz dörtlük ve bir beşlikten oluşan marşın armonilemesini Edgar Manas, bando düzenlemesini de İhsan Servet Künçer yapmıştır. Üngör'ün yakın dostu Cemal Reşit Rey'le yapılmış olan bir röportajda da kendisinin belirttiğine göre aslında başka bir güfte üzerine yapılmıştır ve İstiklal Marşı olması düşünülerek bestelenmemiştir. Söz ve melodide yer yer görülen uyum (Prozodi) eksikliğinin (örneğin “Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak” mısrası ezgili okunduğunda “şafaklarda” sözcüğü iki müzikal cümle arasında bölünmüştür) esas sebebi de budur. Protokol gereği, sadece ilk iki dörtlük beste eşliğinde İstiklâl Marşı olarak söylenmektedir.

İSTİKLAL MARŞI

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;O benimdir, o benim milletimindir ancak.Çatma, kurban olayım, çehrene ey nazlı hilal!Kahraman ırkıma bir gül... Ne bu şiddet, bu celal?Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal;Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklal.Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!Kükremiş sel gibiyim: Bendimi çiğner, aşarım;Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım.Garb'ın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar;Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,''Medeniyet!'' dediğin tek dişi kalmış canavar?Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın;Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın...Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.Bastığın yerleri ''toprak!'' diyerek geçme, tanı!Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!Canı, cananı, bütün varımı alsın da Huda,Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.Ruhumun senden İlahi şudur ancak emeli:Değmesin ma'bedimin göğsüne na-mahrem eli;Bu ezanlar -- ki şehadetleri dinin temeli --Ebedi, yurdumun üstünde benim inlemeli.O zaman vecd ile bin secde eder -- varsa -- taşım;Her cerihamda, İlahi, boşanıp kanlı yaşım,Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım!O zaman yükselerek Arş'a değer, belki, başım.Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklal.

#KPSS
#İstiklal marşı
#Mehmet Akif Ersoy
6 yıl önce
default-profile-img