|

Zeytin ağacımız çok markamız yok

Zeytin ve zeytinyağının faydaları yıllardır sık sık yinelenir. Ancak ülkemizde zeytinyağı tüketimi birçok Akdeniz ülkesine göre çok az. Biz de, merkezi Kuveyt’te olan MRESCO Türkiye Group CEO’su Oya Zingal ile sektörü konuştuk. Dünyaya kafa tutacak kadar zeytin ağacımız var ama bir markamız yok diyen Zingal, devletin Avrupa’da olduğu gibi zeytin üreticilerini desteklemesi gerektiğini söylüyor.

Yeni Şafak
04:00 - 2/12/2018 Pazar
Güncelleme: 11:09 - 1/12/2018 Cumartesi
Yeni Şafak
Zeytinler tek tek elle toplanıyor.
Zeytinler tek tek elle toplanıyor.

Merkezi Kuveyt’te bulunan MRESCO Türkiye Group CEO’su Oya Zingal, bu kez zeytinyağı işine el attı. On yıldır yönetici olarak çalıştığı Arap şirketinin tarım sektöründe de arayışları başlayınca aklına ilk zeytin ve zeytinyağı gelmiş. Bunda çocukluğundan beri, dededen kalma zeytinliklerin büyük etkisi olmuş. Hasat zamanı bire bir bütün aşamaları takip eden Zingal ile Türkiye’deki zeytin ve zeytinyağı sektörünü konuştuk. Türkiye’nin dünyaya kafa tutacak kadar zeytin ağacı olduğunun altını çizen Zingal, Türkiye’yi temsil eden bir marka olma hedefiyle yola çıktıklarını söylüyor.

Çiftçilik yapmaya ve zeytin tarlalarında çalışmaya nasıl karar verdiniz?

Aslında çocukluğumdan beri hep bunu istiyordum. Dededen kalma zeytinliklerimiz vardı ve zeytinyağımız çiftlikten geliyordu. Çalıştığım şirketin patronları da Türkiye’de tarım yapmaya karar verince bu işe birlikte girdik.

Öncesinde bu sektöre dair bilgi sahibiydiniz yani?

Son 10 yıldır bilgisayarımda zeytinyağının fizibilitesi ile ilgili bir excell dosyayı vardı. Hangi tür ekilmeli, nasıl verim alınmalı gibi bilgilerin olduğu bir araştırma yapmıştım. Tüm bu çalışmalarımın ardından Geyikli bölgesinde çiftlik kurmaya karar verdim.

Neden orayı seçtiniz?

Çünkü Kuzey Ege bölgesi nefasetin en yüksek olduğu yer. Böylece benim çiftçlik maceram başladı.

Zeytin yetiştiriciliğine başlayınca Türkiye’de bu alanda nasıl bir sektör ile karşılaştınız?

Türkiye’nin, dünyanın en büyük zeytinyağı üreticilerine kafa tutacak kadar zeytin ağacı var. Buna rağmen elde ettiğimiz zeytinyağını dünyaya satamıyoruz. İçerde ise kendi insanımızın tüketimi kısıtlı. Dünyada zeytinyağı üreten ülkelere göre Türk insanın zeytinyağı tüketimi çok az.

Ama halk çok pahalı olduğu için alamıyor öyle değil mi?

Bence zeytinyağının faydalarının çok bilincinde değiliz. Evet doğru, bizde pahalı. Çünkü Avrupa ülkelerinde zeytinyağı üreticilerine teşvik ve destek var. Ancak bizde bu yok. Bugün Avrupa’da İtalya’dan bir zeytinyağını rafa çıkarmak ile Türkiye’den bir ürünü rafa çıkarmak arasında büyük maddi fark var.

Ne gibi?

Bir kere Türk markalarının maliyetleri çok yüksek. AB üyesi bir ülkede zeytinyağının rafa çıkmasıyla Türkiye’den bir ürünün çıkmasının maliyetleri çok farklı. Gümrük masrafı var. Diğer yandan onlar devletten aldıkları teşviklerle ürünlerini daha ucuza mal edebiliyorlar. Dolayısıyla biz onlarla rekabet edemiyoruz. Mesela biz ihracatımızı İtalya ve İspanya’ya yapıyoruz.

Bu ülkeler zeytinyağı üretiyorlar diye biliyorum.

Evet İtalya ve İspanya dünyanın en büyük zeytinyağı üreticileri ama bizden zeytinyağı alıyorlar.

Neden?

Kendi ürettiği zeytinyağının tamamını satmasına rağmen talebi karşılayamıyor. Türkiye’den toplu olarak alıyor ve onu kendi markasıyla şişeliyor. Bu ürünü de bizden aldığının üç dört katı fiyatına satıyor. Türkiye’deki markalar İngiltere ve Almanya’da o fiyattan rafa çıkamıyor. Bununla ilgili bir markalaşma çalışması yok.


TARIM BAKANLIĞI DESTEK OLMALI

Siz bu konuda ne yapacaksınız?

Üretime üç yıl önce başladık. Henüz Türkiye pazarında satıyoruz. Dürüst ve en iyi ürünü elde etmeye çalışıyoruz. Pazarlamayla ilgili kaygılarımız daha sonra geliyor.

Dürüst ve eni iyi üründen kastınız ne?

Doğru zamanda ve elle toplamak çok önemli. Gününde değil hatta saatler içerisinde sıkma işleminin yapılması gerekiyor. Daha sonra depolayacağınız alanın sıcaklığı, filtreleme işlemi gib faktörler kaliteyi doğrudan etkiler.

Siz tüm aşamaları takip ediyor musunuz?

Evet, hasat zamanı birebir bütün aşamalarda bulunuyorum. A’dan Z’ye her şeyi takip ediyorum.

T
oplantı salonlarından çıkıp tarlada olmak ve üretimin her aşamasına katılmak nasıl bir duygu?

Çok farklı bir ortam, temiz hava ve toprak...Ötesi yok. Bir mucizeye tanıklık ediyorum.

Hedefleriniz neler?

Önümüzdeki senelerde kendi tadım akademimizi ve tesisimizi kurmayı hedefliyoruz. Türkiye’de zeytinyağı tadım eğitimi veren bir kurum olmayı arzu ediyoruz. Bütün tadımların yapıldığı, Türkiye’deki zeytinyağların araştırıldığı ve burada toplanıp incelendiği bir akademi kurmak istiyoruz.

Bunu yapan kuruluşlar var mı?

Üniversiteler belli bir şekilde yapıyorlar. Ancak özel sektörde böyle bir akademi yok. Zeytinyağı kültürünü yaymayı, tanıtmayı, faydalarını anlatmayı, bilinç ve farkındalık oluşturmayı hedefleyen bir akademi kurmayı istiyoruz.

Zeytin ve zeytinyağı sektörünün gelişmesi için ne yapılmalı?

Son dönemde Afrin’den zeytinyağı ithalatı gündeme geldi. Bu, biz üreticilerin moralini çok bozdu. Bu yönde Tarım Bakanlığı politikalarını gözden geçirmeli ve zeytinyağı üreticilerine destek olmalıdır. Teşviki artırıp en azından bu zeytinyağını üreterek marka olmak isteyen şirketlere omuz verebilirler. Marka ihraç etmek istiyoruz. Bu alanda Avrupa’daki rekabet ortamında avantaj kazanmak için devletin desteğine ihtiyaç var.


Okula tayyörle giderdim

Siz daha yolun başında “Ben iş insanı olacağım” mı dediniz?

Evet, daha en başından beri hedeflerim belliydi. İstanbul Üniverstesi Fen Fakültesi Biyoloji bölümünde okudum. Okula bile tayyörle giderdim. Bana gülerlerdi. Üniversite yıllarında hep satış işlerinde çalıştım. Emlak, turizm ve sigorta alanında çalıştım. Hep satış yönetciliği yaptım. Daha sonra da yolum bu şirketle kesişti. Kısa bir sürede yöneticiliğe yükseldim. On yıldır bu şirketin CEO’su olarak kariyerimi sürdürüyorum.

#Yeni Şafak Pazar
#MRESCO Türkiye Group
#CEO Oya Zingal
5 yıl önce