|

Türkiye’ye ‘Siper’ olacak

HİSAR ailesinin son üyesi ise Uzun Menzilli Hava Savunma Sistemi “HİSAR-U” namı diğer “SİPER”dir. 01 Ocak 2018 tarihinde start alan SİPER’in projelendirme safhası sürüyor. Tıpkı HİSAR-A/O gibi, SİPER de tüm hava soluyan hedefleri etkisiz hale getirmek için tasarlanan bir hava savunma sistemi olup; menzilinin takribi 90 km olması bekleniyor.

Haber Merkezi
04:00 - 10/11/2018 Cumartesi
Güncelleme: 03:39 - 10/11/2018 Cumartesi
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
MERVE SEREN

Son yıllarda Türk savunma sanayiinde önemli adımlar atılıyor; siyasi karar mekanizmasının “yerli” ve “milli” söylemleri doğrultusunda icra ettiği politikalar somut çıktılara dönüşüyor. Elbet bu müspet gidişat, sektörün “kemikleşmiş” sorunlarının topyekûn çözüme kavuştuğu veya TSK’nın ihtiyaçlarının yüzde 65’inin karşılanması her tür sofistike teknolojinin üretildiği anlamına gelmiyor. Ancak 2000’li yıllardaki hamlelerle birlikte savunma sanayiinin canlandığı; sektöre yönelik ilginin yerli yatırımcı, araştırma kuruluşları, üniversiteler ve kamuoyu nezdinde giderek arttığı aşikâr.

Nitekim savunma sanayiindeki hamlelere bağlı yükseliş trendi, geçtiğimiz günlerde TUBİTAK SAGE yerleşkesinde düzenlenen Milli Teknoloji Geliştirme Altyapıları Açılış Töreni’nde test atışları gerçekleşen ürünlerle bir kez daha açığa çıktı. Örneğin Hassas Güdüm Kiti-82, Pulat Aktif Koruma Sistemi, IŞIN Lazer Silah Sistemi ve SAPAN Elektromanyetik Fırlatma Sistemi ve ATMACA’nın yanı sıra F–513 TCG Burgazada, Hürkuş-B, ANKA-S gibi muhtelif sistemler test atışı, teslimat ya da imza sürecine konu olmaları hasebiyle konuşulan ürünler arasında yer aldılar. Bütün bunların ötesinde törene damgayı vuran esas mevzu ise, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dış devletlerin rahatsız olup Türkiye’yi hedef almalarına rağmen “bağımsız” savunma politikası uygulamaya devam edileceği ve söz konusu politikanın bir sacayağının “SİPER” projesiyle taçlanacağını duyurması oldu.

HİSAR AİLESİNİN YENİ ÜYESİ

Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Türkiye’yi farklı bir lige çıkaracak” şeklinde deklare ettiği SİPER projesi nedir? Aslında SİPER, savunma sanayii ve ilgili çevrelerin yakından takip ettiği HİSAR projesinin üç sütunundan birisini temsil ediyor. Malum Türkiye, bölgesel hava ve füze savunma sistemine olan ihtiyacını karşılamak üzere özellikle son 10 yıldır yoğun bir çaba sarf ediyor. Bu çaba, sadece doğrudan hazır alıma dayalı bir yurtdışı tedarik projesine dayanmadığı gibi, bilakis teknoloji transferi, iş payı ve ortak üretimi önceliyor. Öte yandan söz konusu çabanın bir diğer boyutunu, Türkiye’nin kendi bölgesel hava savunma sistemini yerli ve milli kaynaklarla geliştirmesi yatıyor.

Böylece Türkiye kendisine ait hava savunma sistemini bağımsız ve münferit olarak kullanma imkân ve kabiliyetine erişmek istiyor. Söz konusu saik ile yola çıkan HİSAR projesinin temel mantığı; askeri üs, liman, tesis ve birliklerin tüm hava soluyan hedeflerden korunmasına dayanıyor. Bu kapsamda HİSAR Projesi; ana hatları itibarıyla sabit kanatlı uçaklar, döner kanatlı uçaklar (helikopter) seyir füzeleri, havadan karaya atılan füzeler ile insansız hava araçlarından kaynaklı tehditleri bertaraf etmek üzere geliştirilen bir hava savunma sistemidir.

HİSAR ailesinin geçen seneye kadar iki üyesi bulunuyordu. Bunlardan ilki, hareket halindeki birliklerin korunmasını sağlamak üzere geliştirilen 15 km’lik önleme menziline sahip Alçak İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi (HİSAR-A)’dır. Diğeri ise, sabit birliklerin hava savunmasından sorumlu 25 km’lik önleme menzili bulunan Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi (HİSAR- O)’dur. HİSAR sistemlerinin test atışları uzun zamandır devam ediyor. İlk test atışı 2013 yılında gerçekleşirken, uçuş testleri 2014 yılında beri düzenli aralıklarla icra ediliyor. Örneğin bir uçuşta manevra, diğerinde motor, bir diğerinde ise dik atış gibi farklı unsurlara odaklanılıyor. Ancak mevcut durumda, esas atış HİSAR-A konfigürasyonunda olmasına karşın her iki sistemi müşterek olarak ilgilendiren ve 15 Kasım tarihine kadar Aksaray’da devam edecek olan test, “ilk sistem entegre atışı” olması itibarıyla ayrı bir önem arz ediyor. Zira bu aşamadan itibaren atış fazına geçilecektir ki; artık radarın hedefi görüp yanından geçmesinin ötesinde hedefi (örneğin insansız hava aracı) vurması bekleniyor.

HİSAR ailesinin son üyesi ise Uzun Menzilli Hava Savunma Sistemi “HİSAR-U” namı diğer “SİPER”dir. 01 Ocak 2018 tarihinde start alan SİPER’in projelendirme safhası sürüyor. Tıpkı HİSAR-A/O gibi, SİPER de tüm hava soluyan hedefleri etkisiz hale getirmek için tasarlanan bir hava savunma sistemi olup; menzilinin takribi 90 km olması bekleniyor. HİSAR-A ve HİSAR-O hava savunma sistemlerinde, ana yükleniciler ROKETSAN ve ASELSAN olurken; HİSAR-U hava savunma sistemine, iş ortağı olarak TUBİTAK SAGE eklenmiştir. HİSAR-A’nın Türk Silahlı Kuvvetleri’ne 2019’da, HİSAR-O’nun ise 2020 yılında teslim edilmesi öngörülüyor. SİPER’in ilk teslimatlarının ise 2021 yılı sonunda gerçekleşmesi planlanırken, sürecin uzama ihtimali karşısında teslimin en geç 2025–2026 yılında tamamlanmış olmasına kesin gözüyle bakılıyor.

S-400’E HALEN İHTİYAÇ VAR MI?

S–400 ile HİSAR ailesinin haiz oldukları imkân ve kabiliyetler (irtifa, menzil, hedef vs.)birbirlerinden farklıdır. Örneğin S-400’ün menzili 400 km iken Türkiye’nin geliştireceği uzun menzilli hava savunma sisteminin önleme menzili azami 90–120 km arası tahmin ediliyor. Keza HİSAR ailesi hava soluyan hedeflere karşı etkin olurken; S-400’lerin sadece balistik füzeler değil, görünmezlik (stealth) teknolojisine karşı da etkili oldukları biliniyor.

Dolayısıyla Türkiye, balistik füze tehdidi karşısında yurtdışından bir sistem tedarik ederken; hava soluyan hedeflere karşı kendi bağımsız ve müstakil çalışan sistemini geliştirmeyi tercih ediyor. Bu arada Türkiye’nin kendi uzun menzilli hava savunma sistemi HİSAR-U’yu ne Rusya ile ne de EUROSAM ile ortak geliştirmediğinin altı çizilmelidir. Buna mukabil Türkiye’nin gerek Rusya (S-400) gerekse EUROSAM (SAMP-T) ile teknik düzeyde farklı işbirlikleri ve müşterek görüşmeler yürüttüğü bilinmektedir. Mevzubahis süreç içerisinde dikkat çekilmesi gereken iki nokta vardır. Bunlardan ilki Türkiye’nin HİSAR ailesiyle birlikte (A, O ve U/SİPER) kendisine ait “katmanlı” bir hava savunma sistemi inşa etmek istemesidir. İkincisi ise, HİSAR-A ve HİSAR-O’dan farklı olarak Türkiye’nin SİPER’e aynı zamanda saldırı füzesini eklemleyeceğidir. Hava savunma sistemlerinde yer alan füzeleri, havada yahut yerde vuracak şekilde, yazılıma göre “saldırı” ya da “savunma” amaçlı kullanabiliyorsunuz. Zaten birçok sistemde saldırı ve savunma birlikte mevcuttur. Misal ABD ve Rusya kendi hava savunma sistemlerini, darda kaldıkları takdirde “fire power” olarak kullanabilecek imkân ve kabiliyete sahiplerdir. Diğer bir ifadeyle, S-300’ler yahut Patriot’ları mode değiştirmek suretiyle saldırı maksatlı kullanma olanakları vardır. Burada Türkiye’nin siyasi ve savunma angajmanlarının dışında göz önünde bulundurduğu husus ise ‘hukuki’ boyuttur. Türkiye’nin Füze Teknolojileri Kontrol Rejimi (MTCR)’ne tabii olduğunu unutmamanız gerekiyor. Zira bu rejim, 300 km’den fazla menzile sahip füze geliştirme hakkı tanırken; bu tür menzildeki füzeleri alış ya da satış hakkından feragat etmek zorunda bırakıyor…

#Türkiye
#Siper
#Savunma sistemi
5 yıl önce