|

Türkiye ve dünyadan 10 masal serisi

İyi ki masallar var da dünya hala yaşanılabilir görünüyor. Dileğimiz tüm dünyanın masalların gücüne inanıp yepyeni, güzelliklerle bir dolu bir dünyanın yaratılması için bir araya gelmesidir. Masalların gücü buna yeter yeter ki insanlar buna inansın. İşte birçok nesil büyüten 10 masal serisi.

Yeni Şafak
12:54 - 11/10/2017 Çarşamba
Güncelleme: 13:01 - 11/10/2017 Çarşamba
Yeni Şafak
Masallar yüz yıllar boyunca birçok nesli büyüttü.
Masallar yüz yıllar boyunca birçok nesli büyüttü.
SEVİNÇ ŞAHİN

Bir varmış bir yokmuş ya da once upon a time ya da Es fehlt ein ya da ek laapata ek hai ya da C’è una mancanza ya da Có mt ngi mt tích….

Dünyanın her yerinde masallar bu cümleyle başlar: Bir varmış, bir yokmuş…Sonu aynı bitmez belki ama ilk cümle budur. Masallar bütün ulusların ortak özelliklerinden belki de birincisidir. Masal denince, çözülmesi gereken bir problem ve olağanüstü varlıkların ve güçlerin görülebildiği bir anlatı dünyası, tekerlemelerin ve ahenkli cümlelerin kullanıldığı bir üslup akla gelir. Bu özellikler masalların diğer anlatılardan ayırt edici özellikler olarak kabul edilebilir.

Yazılı edebiyattan önce var olan edebiyat türünün sözlü edebiyat olduğu hepimizce malumdur. Sözlü edebiyat geleneğinin temelinin masallar olduğunda da tüm edebiyatçılar hemfikirdir. Masallar toplumların eğitim, eğlence ve öğretim araçlarıydı. Öyle bir araç ki, ilk masaldan bu yana ne kadar zaman geçtiğinin kesin olarak bilinemeyecek kadar uzun olmasına rağmen, masallar misyonundan hiçbir şey kaybetmemiştir.

Zaman değişip teknolojinin hakimiyet çağı başladığından beri masalların papucu dama atılmıştı. Bunu esefle belirtirken, sevinçle belirteceğim çok güzel gelişim ve değişimler de yok değil hani. Özellikle bizim ülkemizde masallara adete bir iadeyi itibar yapılmaya başlandığını görmekten büyük bir mutluluk duyuyoruz. Kadim masallar yeniden yazılıp anlatılmaya başladığı gibi aynı zamanda yeni yeni masallar da edebiyat dünyasında yerlerini almaktadır. Masal kulvarında gerçekleşen bu gelişmeler bizi ziyadesiyle umutlandırmaktadır. Her geçen gün masal anlatıcılarının çoğalması ve birçok yerde salt masal dinlemek için insanların bir araya gelmesi de umudumuzu katlayan gelişmelerden biridir.

Masallar, geçmişten farklı bir değerlendirmeyle hem yetişkinler hem çocuklar içinken günümüzde maalesef çocuk edebiyatı kapsamında değerlendirilmektedir. Bu değerlendirmenin aksine inanan yazar ve masal anlatıcıları ise kadim geleneği takip ederek, masallarını büyük küçük herkes için yazıp anlatmaktadırlar. Masalın olağandışı veya olağanüstü olaylarla dolu olması, iyilerin daima kazanması ve kötülerin yenilgiye uğraması masalları cazip kılan özelliklerindendir. Çocuğun yaşamında düş ve gerçeğin iç içe seyretmesi, çocuğu masala yaklaştıran en önemli unsurdur. Aynı durum yetişkin için de böyledir.

İyi ki masallar var da dünya hala yaşanılabilir görünüyor. Dileğimiz tüm dünyanın masalların gücüne inanıp yepyeni, güzelliklerle bir dolu bir dünyanın yaratılması için bir araya gelmesidir. Masalların gücü buna yeter yeter ki insanlar buna inansın.

Bu yazımızda seçkin masal kitaplarından bir seçkiyle karşınızdayız. Seçim yapmakta çok zorlandığımı belirtmeden geçemeyeceğim. Ama her ne kadar aklım bazı masallarda kaldıysa da sonunda içime sinen bir seçki oluştu. Umarım sizler de benimle aynı kanaatte olursunuz.

Andersen rüzgârı

Hans Christian Andersen, bulaşıkçı ama iyi bir masal anlatıcısı bir anne ve ayakkabıcı bir babanın oğlu olarak dünyaya gelmişti. Annesinin ona özenle anlattığı yerel masalları aynı özenle dinleyerek büyüyen Andersen’e yıllar sonra masal yazmaya başladığında annesinden dinlediği bu masallar yol göstermiştir. Yazdığı bazı masallarla topluma ahlaki duyguların, iyinin güzelliğin zaferine bir inanç aşılamaya çalıştığı gibi, bazılarında da kötümser bir hava ve kendi yaşamından izler taşıyan masallar yazmıştır. Andersen masallarını bilmeyen yoktur. İlk dinlediğimiz, ilk okuduğumuz masalların neredeyse tamamı Andersen masallarıdır.

Kibritçi Kız, Küçük Deniz Kızı, Kurşun asker, Güzel Prenses ve Bezelye onlardan bazılarıdır. Dünyanın sayısız dillerine çevrilen Andersen Masalları’nın bir çoğunu biliyor da olsak kütüphanemizde var olması gereken masal kitaplarından biridir.

Masallara adanan hayat

Pertev Nail Boratav masallara kendini adamış araştırmacı yazarlarımızdan biridir. Birçok masal kitabının yanında masallar üzerine yazmış olduğu birçok eser de vardır. Boratavav’ın bu eseri Tekerlemeler ve Masallar isimli iki bölümden oluşuyor. Tekerlemeler masalların girişlerinde kullanılan, masalın giriş kısmını oluşturan, dinleyicinin dikkatini çekmek amacıyla söylenen şiirsel sözlerdir. Masal anlatıcıları bu tekerlemelere sürekli yenilerini eklediği gibi herkesçe bilinen kadim tekerlemeleri de tekrarlayabilirler. Boratav, kitabın giriş kısmında masallar ve tekerlemelere dair pek çok bilgiye yer vermiştir. Masalların hayatımızdaki yeri ve anlamını bir kez daha idrak etmemizi sağlayan bu güzel eser, tüm masal severlerin kütüphanelerinde olması gereken demirbaş niteliğinde bir eserdir.

Türk Dünyası ses veriyor

“Masal Dede” Yücel Feyzioğlu’nun kaleme aldığı bu güzide eser 22 ciltten oluşan muhteşem bir masal hazinesi. Sanırım bu eser içine girmeyen masal kalmamıştır. 3 bin yıllık Türk dünyasının masal hazinesinin 14 cildi “Türk Dünyası Masalları” başlığı altında, büyük bir seçkisi de “Kardeş Masallar” adıyla yayınlandı.

Anadolu’dan Tataristan’a, Yakutistan’dan Kosova’ya Türk yurtlarının binlerce masalına yeni bir soluk kazandıran Yücel Feyzioğlu bu muhteşem eser için tam 30 yıl emek harcamış. Sözlü anlatı geleneğimizin bir kolu olan masalların bir araya toplanmış olması çok büyük bir önem arz etmektedir. Masalların yazıya geçirilmesi kimseyi endişelendirmesin. Her anlatıcının dilinde masallar gelişmeye ve yenilenmeye devam edecektir. Çünkü masallar böyle var olurlar, böyle yaşarlar. Canlılıklarını anlatıcılarına borçludurlar. Anlatıcılar var olduğu sürece masallar dünyamızı süslemeye devam edecektir.

Anadolu’nun dört yanından masallar

Muhsine Helimoğlu Yavuz tarafından kaleme alınan seri bir eserdir. Beş kitaptan oluşan seri Yavuz’un en önemli çalışmalarından biridir. Kitaplar sırasıyla şöyle: Evvel Zaman İçinde (Anadolu Masalları-1), Gel Zaman Git Zaman (Anadolu Masalları-2), Zaman Zaman İçinde (Anadolu Masalları-3), Esil İle Yeşil (Anadolu Masalları-4), Bir Varmış bin Yokmuş (Anadolu Masalları-5).

Evvel Zaman İçinde’nin arka kapak yazısında “İnsan masalsız, meşe çakalsız olmaz” yazıyor. Sözlü anlatım geleneğinin tarihini düşününce bu cümlenin ne kadar doğru olduğunu bir kez daha idrak ediyoruz. Bu kitapta ve serinin diğer kitaplarında yer alan masallar, Anadolu’nun hemen her bölgesinden dinlenerek ilk kez sözden yazıya geçirilmiş halk anlatılarıdır. Titiz bir çalışmanın ürünüdür. Yazarın masalın çocuk eğitimindeki yeri ve önemine inancı bu serinin ve başka birçok masal kitaplarının edebiyat dünyasına kazandırılmasında mihenk taşı olmuştur.. Yazarın aşağıda yer alan sözleri masalların bu en önemli özelliğini vurgulayan cümlelerdir: “Masallarda genellikle iyilik, dürüstlük, adalet ve çalışkanlık üstün gelmekte ve yine çoğunlukla mutlu sonla bitip iyiler hak ettikleri yerlere ulaşırken kötüler de cezalarını çekmektedirler. Bu da henüz gelişmekte olan çocuk ruhlarının, bilinçlerinin, doğrudan ve haklıdan yana tavır koymaları doğrultusunda yönlendirilmeleri bakımından yararlı olacaktır. Önemli olan onlara, temelde güzel ve sağlam değerler kazandırabilmektir. Bunun da en kolay ve etkili yolu masallardan geçer.”

Grimmler iş başında

Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, Külkedisi, Rapunzel, Kırmızı Başlıklı Kız, Uyuyan Güzel, Bremen Mızıkacıları…Hepsi ne kadar tanıdık ne kadar bildik masallar değil mi? Belki de çoğumuz uzun zaman bu masalları Türk Masalları diye bildik. Ama bu masallar Jacob Ludwig Carl Grimm (1785-1883) ve Wilhelm Carl Grimm (1786-1859) yani Grimm Kardeşler tarafından yazıldı. Daha doğrusu kendi ülkeleri olan Almanya’dan ve çeşitli Avrupa ülkelerindeki sözlü kaynaklardan faydalanarak iki yüzden fazla masalı derleyip yazıya döktüler. Bu masallar yetmişten fazla dile çevrilip tüm dünyaya yayıldığı için artık sanırım hemen her ülkede insanlar bu masalları kendi kültürlerinin bir parçası sanıyorlardır. İşin espri tarafı bir yana Grimm Kardeşlerin bu çabalarını takdir etmek gerekir. Bu masallar yıllar sonra basılıp yayınlanmaya devam edecektir. Grimm Kardeşler Masallarının şimdiye kadar bilinen tarihi bunu işaret etmektedir. Zaten bu masalları biliyoruz demeyin. Bir de asıl kaynaktan okuyun derim.

İlk masal derlemesi

Billur Köşk Masalları da Binbir Gece Masallar’ı gibi yıllardır defalarca farklı baskıları yapılan güzide eserlerden biridir ve Türkiye’deki ilk masal derlemesi olarak bilinmektedir. Kitap içinde on dört masal bulunmaktadır. Billur Köşk kitaplarının en eski basımlarının üzerinde tarih bulunmasa da, yaklaşık olarak en erken 1876 yılları olabileceği tahmin edilmektedir. Masal camiasına çok büyük katkılar yapmış olan Tahir Alangu da Billur Köşk Masallarını yeniden yazdı. Masallar insanların sorunlarına çözüm bulmak için, insanların ahlaki duygularının gelişmesi için ya da içinde bulundukları durumları tanımlamak için anlatılırmış. Şimdilerde bu kriterler tamamen geçerli olur mu bilemiyorum ama masallar hakkında söylenebilecek değişmez gerçek şudur: Masallar insanın hayal dünyasını harekete geçirir, hayal dünyası zengin bir toplum da tüm toplumlar önünde lider bir konuma geçer hem de hemen her açıdan.

Evvel zaman içinde

Eflatun Cem Güney’in Evvel Zaman İçinde isimli masal kitabında, 10 Anadolu masalı yer almaktadır. Oldukça bilindik masalların yanında bazı masalları ilk kez okuyor olabilirsiniz. Eflatun Cem güney alanında çok büyük işlere imza atmış, “masal”ı hayatının meselesi yapmış üç beş yazarımızdan bir tanesidir. Dolayısıyla Masal Baba’nın kaleminden çıkan masallar da bu emek kendini bariz bir şekilde göstermektedir. Masal dinlemek kadar masal okumanın da çok keyifli olduğunu değerli yazarlarımızın kalemlerinden çıkan bu güzel eserlerle haşır neşir olunca anlıyorsunuz.

Yazarımız Eflatun Cem Güney, yaptığı çalışmalar sonucunda Danimarka’da bulunan Andersen Kurumu tarafından 1956 yılında “Açıl Susam Açıl” isimli eser için Dünya Çocuk Edebiyatı Onur Belgesine layık görülmüştü. Aynı ödülü 1960 yılında tekrar Dede Korkut Masalları Adlı kitabıyla almıştır. Güney’in yaptığı bir başka yenilik ise İstanbul Radyosu’nda çalıştığı dönemlerde, Bir Varmış Bir Yokmuş isimli programda birçok masalı dinleyici ile buluşturmasıdır.

Yürekli ve zeki Keloğlan

Türk masalları içinde önemli bir yere sahip olan Keloğlan Masalları en çok okunan ve en çok anlatılan masallarımızdandır. Keloğlan herkestir, herkes Keloğlandır. O hem kahramandır hem sürekli hatalar işleyen bir haytadır. İçimizden biridir. Her yerde karşımıza çıkabilecek biridir. Seveni olduğu kadar sevmeyeni de çoktur. Başına gelmedik kalmaz ama o zekasıyla ve yüreğiyle her badireyi atlatmanın bir yolunu bulur. Tahir Alangu’nun Keloğlan Masalları kitabı en seçkin keloğlan masallarının yer aldığı defalarca baskısı yapılmış nadide bir eserdir. Keloğlan masalları ülkemizde en yaygın olarak anlatılan ve yazılan masallar olmuştur hep. O yüzden bir de Tahir Alangu’nun kaleminden okunmalı diye düşünüyorum.

Şairden masal

Ahmet Murat bir şair ve bir masalcı. Kim bir Masal Yorganı olsun istemez. O zaman sıkı durun bir yorgan nasıl Masal Yorganı yapılacağının tarifini de veriyor Ahmet Murat:

“Yorgan önce bir yaşından küçük olan, otuz üç bebeğin üstüne ayrı ayrı örtülecek. Ama mutlaka bebekler uyurken üzerlerine örtülecek. Sonra bir mağarada bulunan pınarda otuz üç kez yıkanacak. Daha sonra üç yüz yaşında bir ağacın dalına asılacak. Üzerine kuş yuva yapacak. Kuşlar yuvayı terk edinceye kadar yorgan dalda asılı kalacak. En sonunda Hacdan on iki kişi, kasabaya girdiklerinde ayaklarını topraktan önce yorgana basacak. Bu şartları tamamlarsanız yorganınız artık bir masal yorganı olacak.” Ahmet Murat nesilden nesile anlatılacak bir masala imza atmış.

Bu battaniye bir başka

Ferida Wolff ve Harriet May Savitz tarafından yazılan Masal Battaniyesi 3 yaş ve üzeri olarak tanımlanmaktadır. Zevkle okuduğum eserlerden biri olduğunu söylemeden edemeyeceğim. Masal Battaniyesi modern masal kavramına örnek bir masal olarak gösterilebilir. Şimdiye kadar paylaştığımız seçkin eserlerin tamamı kadim masallardan oluşuyordu. Oysa ki bu eser yeni yazılmış bir masal. Ama inanın belki de başucu kitaplarınızın arasında yer alacak bir minik eser. Ne kesenizi ne gözünüzü yoracak türden. Ama gönlünüz için garanti veremem. Merak etmeyin güzel şeyler bekliyor sizi, dayanışma, paylaşma, insanların durumlarını fark etmek gibi.

#Masal
#Andersen
#Grimmler
#Keloğlan
6 yıl önce