|

Savaşa edebi bakış

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ile Türk Dil Kurumu’nun ortaklaşa düzenlediği “Birinci Dünya Savaşı’nın 100. Yılında Savaş ve Toplum: Eve Dönen Asker” başlıklı Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi bugün sona erecek. Türk ve dünya edebiyatından örneklerin sunulduğu kongrede savaşın acıları ve kahramanlıkların yazarlar tarafından nasıl ele alındığı konuşuldu.

Haber Merkezi
04:00 - 14/09/2018 Cuma
Güncelleme: 04:41 - 14/09/2018 Cuma
Yeni Şafak
“Birinci Dünya  Savaşı’nın 100. Yılında Savaş ve Toplum: Eve Dönen Asker”
“Birinci Dünya Savaşı’nın 100. Yılında Savaş ve Toplum: Eve Dönen Asker”

Dört yıl süren ve milyonlarca insanın can verdiği Birinci Dünya Savaşı 100 yıl önce sona erdi. Devletlerin yeniden sınırlarını çizen bu savaş anısına önemli bir kongre gerçekleşiyor. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ile Türk Dil Kurumu’nun ortaklaşa düzenlediği “Birinci Dünya Savaşı’nın 100. Yılında Savaş ve Toplum: Eve Dönen Asker” başlıklı Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi önceki gün başladı. Dün başlayan ve bugün sona erecek olan kongrede savaşın açtığı yaralar, tarihi boyutu, toplumsal yansımaları ve edebiyattaki yeri ele alınıyor.

İSTANBUL'U FETHEDEN HALK

Birinci Dünya Savaşı bugüne kadar pek çok yazar tarafından kaleme alındı. Peki Türk edebiyatında nasıl işlendi? Cumhuriyetin ilk yıllarından 1950'lere kadar yazılan romanlar resmi tarihe paralel yazıldı. Refik Halit Karay, Halide Edip Adıvar gibi yazarlar bu anlamda öne çıkan isimler diyebiliriz. Ancak 1950’lerden sonra Tarık Buğra, Kemal Tahir gibi yazarlar ‘resmi olmayan tarih’ üzerinden eserler vererek bu ezberi bozdular. 1950’lere kadar yazılan romanlar üzerine inceleme yapan Zeki Taştan, bu romanlarda Kurtuluş Savaşı'na gönderme yapılarak halkın verdiği mücadelenin ve kahramanlıkların öne çıkarıldığını dile getirdi. Örnek olarak da dönemin popüler romanlarından olan Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu’nun 1928 yılında yazdığı İstanbul'u fetheden halk kahramanını anlatan Kara Davut adlı eserini gösterdi.


ELLİLERDEN SONRA EZBER BOZULDU

“Romancının Tarihle İmtihanı: Ayşe Kulin’in Veda Romanında İşgal İstanbul’u” başlıklı bir sunum yapan Ali Şükrü Çoruk ise cumhuriyetten sonra yazılan romanlarda halkın kurtuluş için mücadele verirken Ankara üzerinden sürdürülen bu özgürlük mücadelesi karşısında İstanbul hükümetinin kayıtsız kaldığı üzerine bugüne kadar çok şey yazılıp çizildiğini hatırlatarak 'Cumhuriyetçi bir yazar olan' Kulin’in "Veda" romanında bu ezberi bozduğuna dikkat çekti. Çoruk, Damat Ferit Paşa Hükümeti’nde görev yapan dedesi Ahmet Reşat Paşa’nın belge ve hatıralarından yola çıkarak yazdığı romanda İstanbul'da da Milli Mücadele'ye destek verildiğini ileri süren Kulin'in romanda yer yer gerçeğin dışına çıktığını belirtti. Peki savaş karşıtı yazarlarımız var mıydı? Bu sorunun cevabını ise Halim Kara cevapladı. Ahmet Haşim’in pek çok hikayesinde savaşın soğuk yüzüne değindiğini belirten Kara yine Tanpınar’ın savaş karşıtı söylemlerini Huzur romanında dile getirdiği bölümlerinden örnekler sundu. (Bugün sona erecek kongre için ayrıntılı bilgi: http://cdn.istanbul.edu.tr/FileHandler2.ashx?f=kongre_programi-son.pdf)


Tarihi yeniden yazdırdı

Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin, İ. Ü. Rektörü Prof. Dr. Sedat Murat , Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hayati Develi ve Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağrıcı’nın açılışını yaptığı kongreye akademi dünyasından çok sayıda isim katıldı. Gülsevin, savaş sırasında ve savaşların ardından kaçınılmaz bir şekilde dil politikalarında değişmelerin yaşandığını söyledi. Develi ise, savaşın ölümcül ve yıkıcı bir olgu olduğunu hatırlatarak edebiyatın bir yandan savaşın bu yıkıcı tablosunu ortaya koyarken diğer yandan da kahramanlıklardan ve zaferlerden bahsettiğini söyledi. İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sedat Murat, başta Birinci Dünya Savaşı olmak üzere savaşların toplumlar üzerinde yıkıcı etkiler bıraktığını, kongrenin savaşın etkilerini geniş bir bakış açısıyla ele almayı amaçladığını belirtti.

#Savaş
#Barış
6 yıl önce