|

Puşideye tarihi kaydettik

İstanbul'daki türbelerde bulunan Osmanlı Hanedanı’na ait sanduka puşideleri, İstanbul Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü tarafından aslına uygun olarak yeniden yapılıyor. Hanedan türbelerinin yıllarca kapalı ve bakımsız kaldığını söyleyen enstitü müdür yardımcılarından İlkay Belibağlı, "Hanedanla bağımızı puşidelerle onarıyoruz" diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 18/02/2018 الأحد
Güncelleme: 06:01 - 17/02/2018 السبت
Yeni Şafak
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan tarafından da desteklenen bu proje, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde gerçekleştiriliyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan tarafından da desteklenen bu proje, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde gerçekleştiriliyor.

Osmanlı Hanedanı’na ait türbelerdeki Maraş işi puşideleri, İstanbul Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü tarafından aslına uygun olarak yeniden yapılıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan tarafından da desteklenen bu proje, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde gerçekleştiriliyor. Enstitü müdürü Yusuf Gürlek, proje koordinatörü ve çini sanatkârı Ayşe Özkan önderliğinde 3 yıldır yürütülen projede çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Şu an Sultan Ahmet Türbesi'ndeki sanduka puşidelerini yapan ekip, Mihrişah Valide Sultan Türbesi'ndeki sanduka örtülerinin bir kısmını da tamamladı. Biz de bu hafta çalışmaları yerinde görmek için enstitütünün yolunu tuttuk. Kültür tarihimizde puşidelerin önemli bir yer tuttuğunu söyleyen enstitü müdür yardımcılarından İlkay Belibağlı, "Türk süsleme sanatı içinde önemli bir yere sahip olan puşidelerden desen arşivleri hazırlayıp uygun bulunanların üretimini gerçekleştirerek kültür mirasımızı gelecek nesillere aktarmayı amaçlıyoruz" diyor.

ASLINA SADIK KALIYORUZ

Osmanlı Hanedanı’na ait türbelerde bulunan sanduka örtülerinin çok eski durumda olduklarını fark ettiklerini görünce bu konuda bir çalışma yapmaya karar verdiklerini söyleyen İstanbul Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü Müdür Yardımcısı İlkay Belibağlı, "Bu puşidelerin desenleri çok güzeldi. Enstitü olarak desenlerle ilgili bir arşiv oluşturalım ve onları dijital ortama aktararak kitap hazırlayalım istedik. Projemiz, Ayşe Özkan vasıtasıyla Emine Erdoğan'a aktarıldı ve o da projemizi beğenerek himaye etti. Projemizde toplam 23 türbe var. İlk olarak türbelerde fotoğraf çekimi yapılıyor. Sonra sandukaların ölçülerini alıyoruz. Bu arada arkadaşlarımız puşideleri inceliyor. Fotoğraf çıktılarından desenleri çizerek Osmanlı arşivine gidiyoruz ve türbeyle ilgili araştırma yapıyoruz. Puşidelerin aslına sadık kalmaya özen gösteriyoruz, gelenekten kopmuyoruz" diye konuşuyor.


BİR PUŞİDE BİR YILDA İŞLENİYOR

Bu projeye Türkiye'deki 11 tane olgunlaşma enstitüsünün de destek verdiğini ifade eden Belibağlı, "Kayseri, Kütahya, Antalya, Ankara Bursa, Eskişehir,Adana, İzmir, Kahramanmaraş, Trabzon ve Samsun'daki enstitülerimizle birlikte çalışıyoruz. Bir tane yetişkin puşidesinin işlenmesi yaklaşık bir yıl sürüyor. 10 kişiden oluşan ekibimiz titizlikle çalışıyor. Entitülerimizin desteğiyle 11 puşideyi bitirdik. Çalışmalarımızda türbelerin genel özelliklerine de dikkat ediyoruz. Puşide kumaş renklerini ise en yıpranmamış kısmından tespit ediyoruz. Lacivert, bordo, lila ve çok farklı renkte puşideler var" diyerek devam ediyor: "Puşidelerin baş, ayak levhaları ile gövdeleri bulunuyor. Baş levharında genellikle künye yer alıyor. Üstlerinde dualar bulunuyor. Şu an Mihrişah Valide Sultan Türbesi'nde 5 sanduka var. Biz bunun 3 tanesini yeniledik. Şu an iki tanesini de yenilemek üzereyiz. II. Mahmut ve Abdülaziz'in puşidelerindeki inceliğe de hayran kaldık."

GELENEK BİZANSLARA DAYANIYOR

Eski puşidelerin müzeye kaldırılacağını belirten Belibağlı, "Bu zamana kadar herkes puşidelerle ilgili bir şeyler yapmak istemiş fakat detaylı bir çalışma yapılmamış. Bir de türbeler yıllarca kapalı tutulduğu için puşideler çok yıpranmış. Nemli ortamlarda kalıp ıslanmışlar. Biz de yaptığımız bu çalışmayla birlikte tarihe bir şeyler bırakıyoruz. Bu çalışma benim için bir sosyal sorumluluk projesi gibi" şeklinde konuşuyor. Projenin araştırma bölümünde yer alan Derya Adıgüzel ise Türk Dili ve Edebiyatı branşında görev alıyor. Sanat tarihçisi Müşfika Akbulut ile projenin kitaplarını hazırlayan Adıgüzel, " Proje kapsamında toplam 23 kitap yayınlayacağız. Birinci kitabımız yayınlandı. Burada genel olarak Maraş işi ve puşideleri anlattık. Çalışmalarımızda arşivleri karıştırarak puşideyle ilgili masraf dökümlerine ulaştık. Araştırmalarımızda da gördük ki tarihte de puşidelerin aslına uygun olarak yeniden yapılması istenmiş. Bu gelenek Bizanslara kadar gidiyor" ifadelerini kullanıyor.

BAROK TARZI HAKİM

Puşidelerin nasıl işlendiğiyle ilgili herhangi bir bilgiye ulaşamadıklarını söyleyen Müşfika Akbulut ise "Çalışmalarımızda öncelikle Başbakanlık Osmanlı arşivinde belgeleri araştırmakla başladık. Daha sonra İslam Araştırmaları Merkezi başta olmak üzere İstanbul'daki diğer kütüphanelerde kaynak araştırmaları yaptık. Ama puşide geniş bir kavram olduğu için kimler tarafından yapıldığına dair de bilgiye rastlamadık. Biz genel olarak Osmanlı'nın son dönemleri ve 18.yüzyıl puşideleri üzerinde çalışıyoruz. Bu dönem puşidelerinde süslemelerin klasik değil, barok tarzda olduğunu görüyoruz. Sadece Sultan Ahmet'in sanduka puşidesi klasik tarzda. Buradada 36 sanduka var ve hiçbirinin puşidesi yok. Biz bu türbeleri tarihin bize bir emaneti olarak görüyoruz ve bu titizlikle çalışıyoruz" şeklinde konuşuyor.


Kimin yaptığını merak ediyorum

Puşidelerin hatlarını yazan Ömer Faruk Özoğul, puşidelerin üzerinde bulunan yazıların çoğunda celi sülüs tekniğinin kullanıldığını söyleyerek "Türbedeki bu yazılar o dönemlerde möhlüke denen bir aletle yapılıyordu. Bu yazıları bu kadar muntazam nasıl kestiklerini ve bunları kimlerin yaptığını çok merak ediyorum" ifadelerini kullanıyor.


Tarihi kayıt altına alıyoruz

Puşide projesinde tezhip sanatıyla desen çizimi yapan Emine Gençtan "Şu an Sultan Ahmet'in kızının sanduka puşidesini yapıyorum. Kız çocuğu olduğu için de çiçekli motifleri kullanmaya özen gösteriyorum. Geçmişten yola çıkarak yeni şeyler üretmeye çalıyoruz. Dolayısıyla onları gün yüzüne çıkarıp kayıt altına almamız çok önemli" diyor.


Maraş işi yeniden canlandı

Nakış atölye şefi Nesrin Değirmenci ise "Kullandığımız simlerin kararmaması için metal oranlarının yüksek olmasına dikkat ediyoruz. Şu an Sultan Ahmet Türbesi'ndeki sanduka puşideleri üzerine çalışıyoruz. Bu projeyle birlikte Maraş işi yeniden canlandı" diyor. Atölyede çalışan Betül Yetkin de "Hüznümüz, mutluluğumuz, sevgimiz hepsi bu gergefde. Ekip olarak çalıştığımız için aile gibi olduk. Günün 8 saati beraberiz. Biz geçmişteki işlere hayranlıkla bakıyoruz. Umarım ileride yaptığımız işleri görenler 'Bu işleri ne güzel yapmışlar?' derler" diye konuşuyor.


Osmanlı sanatına merak sardım

Azerbaycanlı sanat tarihçisi Humay Adıgüzel Ovaatalan, bu çalışmayla birlikte Türk tarihine ve Osmanlı sanatına ilgi duymaya başladığını söyleyerek "Ben de burada araştırmalar yapıyorum. Türbedarlıkta kendi ülkem ve Türkiye arasında oldukça farklar olduğunu tespit ettim. Desenlerde ve motiflerde de bu işi ne kadar önemsedikleri ortaya çıkıyor. Azerbaycan'da daha sade her şey. Ayrıca puşide bizde bu kadar yaygın değil. Bu eserlerin bu döneme kadar yaşatılması da oldukça dikkatimi çekti" diye konuşuyor.

#Puşide
#Osmanlı
#Gelenek
٪d سنوات قبل