|

Öykü serüvenine eleştirel bakış

Öykü eleştirisi dendiğinde, akla ilk gelen isimlerden biri şüphesiz Ömer Lekesiz olacaktır. İki cilt olarak yayınlanan Öykü Menzilleri kitabı da, Lekesiz’in dergi, gazete ve kitaplarda çeşitli tarihlerde yayınlanan öykü odaklı yazılarından oluşuyor.

Yeni Şafak ve
11:38 - 11/10/2017 Çarşamba
Güncelleme: 11:42 - 11/10/2017 Çarşamba
Yeni Şafak
Ömer Lekesiz'in "Öykü Menzilleri" kitabı yayınlandı.
Ömer Lekesiz'in "Öykü Menzilleri" kitabı yayınlandı.

Öykü ne yazık ki edebiyat dünyasında üzerinde en az konuşulan yazınsal türlerden biri. Şiir olsun, roman olsun, sanatın, edebiyatın diğer türleri, alanları olsun, pek çok kuramsal, poetik çalışmaya muhatap olmuşken, öykü için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Oysa gelişim ve değişim sürecinin belirlenmesi, yeni atılımlar için öykü üzerine yazılar yaşamsal bir önem taşıyor. Bunun için de öykünün estetik yapısına ilişkin tartışmalardan dönüştürücü bir birikim oluşturmak, öyküye ait bir terminoloji ve söylem kanalı açmak gerekiyor. Öykünün, kavramlara, kuruluş ve işleyişini ifade edecek temel bir dile, sanatsal ve estetik değerini ortaya çıkararak ölü noktalarını aydınlatacak kavramsal okumalara ihtiyacı var.

Diğer yandan yazılan öykü yazıları, eleştiriler de sorunlu. Eleştiri, öykü sanatının temel ölçütleriyle değil de duygularla yapıldığı için, o öykücü ile ilgili duygular değiştikçe öyküler hakkındaki yargılar da değişiyor. Eleştirmenlerin andığı, övdüğü, yerdiği isimler tümüyle eleştirmenin o anki duygu grafiğini yansıtıyor. Ve bu süreç içerisinde eleştirmenin önerdiği, beğendiği isimler sürekli değişiyor. İçi boş, kof bu eleştiri, bir anlamda mektuba dönüşüyor, ya korku salmak ya da mavi boncuk dağıtmak için kullanılıyor.

Oysa eleştirmenin öncelikle, ciddi bir kültürel birikime, geçmişi yorumla­ma, geleceği sezebilme öngörüsüne, sanatkârane bir sezgiye ve bit­mek bilmez bir sabra ihtiyacı vardır. Yapı olarak da nefsanî ve kişisel zaaflarından arınmış sağlam bir karaktere sahip olması gerekir. Bu ni­telikleri taşıyan eleştirmenlerin elinden çıkan eleştirilerin, mevcut sanat edebiyat ortamına, okura, yazara ciddi katkılarda bulunacağına şüphe yoktur.

OTUZ YILI AŞAN ÖYKÜ ÇALIŞMALARI

Ülkemizde öykü eleştirisi dendiğinde hakkı teslim edilmesi gereken isimleri Füsun Akatlı, Semih Gümüş, Feridun Andaç, Ömer Lekesiz, Âlim Kahraman olarak sayabiliriz. Diğer yandan öykücü oldukları hâlde Tomris Uyar, Ali Haydar Haksal, Necati Mert, Ramazan Dikmen, Hüseyin Su, Abdullah Harmancı da öykü türüne katkıda bulunan diğer isimler.

Türk edebiyatındaki öykü eleştirisi dendiğinde ilk akla gelen isimlerden biri Ömer lekesiz’dir. Ömer Lekesiz belki de öykü üzerine en çok eleştiri/inceleme/kuram yazıları yazan yazarların başında gelir. Ömer Lekesiz otuz yılı aşkın bir süredir öykü üzerine düşünmekte, öykü üzerine yazmaktadır. Özellikle Yeni Türk Edebiyatında Öykü adlı 5 ciltlik çalışması, her kütüphanede bulunması gereken kıymetli bir eser.

Yeni yayınlanan Öykü Menzilleri kitabı ise iki ciltten oluşuyor. Kitap, Ömer Lekesiz’in çeşitli tarihlerde yayınlanan, kimi dergilerde, kim gazetede, kimi kitaplarda öyküyü odak alan yazılarının bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş. Bir bütünlük taşıması açısından da iyi bir düzenleme yapılmış. Lekesiz bu kitabın oluşumunu girişte şöyle açıklar: “1982’de başlayıp öykü yazılarımı, bu zamana kadar yayımlanmış kitaplarımdaki ilgili bölümlerde toplayarak en azından kaybolmaların, öykü üzerine düşünenlerin onlara kolaylıkla erişmelerini sağlamaya çalıştım. Bugünden geriye dönüp baktığımda ise artık o yazıların müstakil bir kitaba dönüşmeyi hak ettiklerini düşünüyorum. Çünkü o metinlerin, aramızda oluşan zamansal uzaklık nedeniyle, benim için bir başkasının metinleri haline gelseler de, yerli öykü tarihinin, öykücülerin öykü anlayışlarının ve öykülerin bilinmesi bakımından hâlâ bir ihtiyacı haiz olduklarını sanıyorum.”

POLEMİKLER DE VAR

Öykü Menzilleri I’de; öykü tarihine, kuramına ve öykü anlayışlarına mahsus olanlar bir araya getirilmiş. Kitaba “Eleştirinin Mantığı”, “Öykü Mantığı”, “Hikâye, Öykü, Benöykü, Bencilöykü”, “Öykü ve Ayrıntı”, “Ana Hatlarıyla Cumhuriyet Dönemi Türk Öykücülüğü”, “Türk Öykücülüğünde Adalar”, “Arayış ve Arınış Olarak Metafizik Öyküler”, “Kadın Öykücüler” yazılarıyla girilir. Daha sonra çeşitli yazarların öyküleri, öykü anlayışları tartışılır. Kitabın bu son bölümünde; Nâbi-zâde Nâzım, Mehduh Şevket Esendal, Necip Fazıl Kısakürek, Mustafa Kutlu, Samim Kocagöz, Mahmut Özay, Mıdırgıç Margosyan, Orhan Duru, Vüs’at O. Bener, Salim Şengil, Onat Kutlar, Cemal Şakar, Yücel Balku’nun öykücülüğü incelenir.

Öykü Menzilleri II’de ise, öykü kitapları, öykü çalışmaları ve polemikler yer alır. “İns ve Yedi İns”, “Arasat’ta”, “Gül Yetiştiren Adam’dan Eskiler ve Yeniler”, “Gülşefdeli Yemeni”, “Yol Düşleri”, “Aziz Bey Hadisesi”, “Her Ses Bir Ezgi”, “Ayçiçekleri”, “Aşkın Hâlleri”, “Yaz Evi”, “Nun Masalları”, “Cam Irmağı Taş Gemi’de Mananın Öykü Hâli”, “Azizenin Son Günü”, “Muhayyer Makamında Öyküler”, “Parçası Benden ya da Hayatın İmgeleri”, “Gelincikler Geceye Düşer”, “Hayal Günlüğü”, “Gün Akşamsızdır”, “Acı Deniz”, “Üç Güzeller” yazıları tümüyle öykü kitapları üzerinedir. Kitaptaki “Hatırlamalar” başlığı altındaki bölümde; “Fethi Naci’nin Öykü Eleştirileri”, “Nihat Sırrı Efendi İçin Bahar Kasidesi”, “Öykücü Ramazan Dikmen’in Bir Dost Olarak Portresi”, “Zor Yaşadı, Yalnız Öldü Buyrukçu”, “Nezihe Meriç: O Sağlam Duruş”, “Hulki Aktunç”, “Afet Ilgaz’a Rahmet” yazıları yer alır.

Kitapta öykücüler, öykü kitapları incelense de öykü türünün genel sorunları, öykünün kuralları, genel doğruları, birikimleri de tartışılır. Öykü formunun kurallarını standartlaştırarak yüceltilmesi değil; estetik ve sanatsal işlevlerini zenginleştirme, çoğaltma amacı güdülür. İncelemeler; formüllerden ve iddialardan çok, öykünün anlamlı özelliklerini saptamaya yöneliktir. Kitap, öykünün kuramsal temellerine ilişkin yeni görüşler de sunmakta. Yazılar, içerik çözümlemesi yanında düşünsel/kuramsal ağırlıklı denemelerden oluşmakta.

Kitapta pek çok öykücü, dönem, sorun, kural tartışılır. Öykücülüğümüzün gelişme evrelerinin önemli durakları, yönelim ve açılımları, kitaplar öykücüler üzerinden ele alınır. Bu yazılar, öykücülerin dönemsel koşullarını, öykü serüvenlerini ve öykümüze getirdikleri yenilikleri, açılımları tartışır. Öykücülerin biçimsel tutumları irdelenir, izlek ve dil yaklaşımları ortaya çıkarılmaya çalışılır. Öykücülerin yazınsal serüvenlerinin yanında, ülkemizin yaşadığı değişimler, dönüşümler, çalkantılar da gündeme gelir.

OKUR İÇİN ZENGİN BİR KAYNAK

Ömer Lekesiz, ele aldığı öykücülerin yazış biçimlerini, öykü anlayışlarını, yöntemlerini, temalarını ve öykücülüğümüzdeki yerlerini irdelerken, bu yazarların öykücülüğümüze kattıkları çeşitliliği, zenginliği belirlenmeye çalışılır.

Öykü Menzilleri, özellikle bir öykücü okuma listesi çıkaracak okur için zengin bir kaynak. Okunmuş, değerlendirilmiş, bir yargıya varılmış öyküler, öykücüler… Öyküye başladığımız dönemde biz de bu eksikliği yoğun bir şekilde yaşadık. Ankara’da birlikte olduğum arkadaşlarla öyküyle yatıp kalkıyorduk. Öyküye yeni adım atmış gençler olarak, neyi, kimi okuyacak, nereden başlayacaktık, bu türün öncüleri kimlerdi sürekli bunu tartışırdık. Çünkü önümüzde çok sınırlı bir kaynak, çalışma, araştırma vardı. Bunların önemli bir bölümü de tek yanlı bakış açısını yansıtmaktaydı. O dönemde bir yandan dünya yazarlarını izliyor bir yandan da keşfettiğimiz öykücüleri hararetle birbirimize müjdeliyorduk. Bu hem birbirimizi yönlendiren hem de öykü ufkumuzu açan bir işlev görüyordu. Öykü üzerine yazılmış kuramsal kitaplar ise neredeyse yoktu.

Bu anlamda Öykü Menzilleri genç edebiyatçılar, edebiyat tarihçileri için oldukça işlevsel bir kitap olma özelliği taşıyor. Kuşkusuz Ömer Lekesiz’in beğenilerine, itirazlarına, yargılarına katılıp katılmamak ayrı bir husus ama otuz yıldır baktığı yerden öykü tarihimiz nasıl gözüküyor meraka değer doğrusu.

  • Kitabın künyesi:
  • Ömer Lekesiz
  • Öykü
  • Menzilleri I
  • Şule Yayınları
  • 373 Sayfa
#Ömer Lekesiz
#Menziller
#Öykü
#Şule Yayınları
7 yıl önce