|

Maziden gelen bir hatıra

Vahit Taha Kurutlu, Yemenimde Aşk Var adlı kitabında okuru Hicaz-Yemen cephesine çağırıyor ve burada unutamayacağı bir hikayeye tanık ediyor. Tarih romanı sevenlerin beğenerek okuyacağı kitap Vadi Yayınları etiketiyle yayımlandı.

Yeni Şafak
04:00 - 10/11/2018 Cumartesi
Güncelleme: 16:54 - 9/11/2018 Cuma
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
Ceren
YILDIRIM

“Kardeşim İçin Der’a” isimli sinema filminin senaristlerinden Vahit Taha Kurutlu, bu yıl yeni bir yazılı eseri okuyucularına hediye etti: “Yemen’imde Aşk Var” genç bir yazarın bu denli kıymetli ve şahsına münhasır eserler vermesinin öneminden bahsetmeden önce, yoz tarih uydurmacalarının yerini bu milletin geçmişinden gelen gerçekle paralel nitelik taşıyan eserler vermesini son derece kıymetli gördüğümü söylemek sonraki cümleleri çok daha anlamlı kılacaktır.

Kendini “Hicaz-Yemen Cephesi Romanı” olarak tasvir eden roman türündeki “Yemen’imde Aşk Var”, karakterler üzerinden bir anlatımla akıcı ve bağlantılı bir dil örneği gösterir. Zehra Hemşire’den Profesör Muhammed Salih’e özel karakterler üzerinden anlatılan anı niteliğindeki olayların sınırlı bir anlatımla kısıtlı kalmamasının bir nedenini mekansal anlatımın kuvvetinden geçtiğini de unutmamak lazım.


GARİP BİR HOŞLUK

Tihame Çölü’nde sarplık tezatı, Hudeyde’ye giden trenin ilk istasyonu olan kadim Haydarpaşa Garı ve Necid Çölü, “kan mı çekiyor nedir?” dedirten cinsten bir yakınlık kurdurtuyor. Kendi tarihine küskün bir edebiyat camiasından buralara gelindiğini görmek de kendi tarihininin içinde yaşama heyecanından olsa gerek… Aziz’inden Ayşe’sine, Binbaşı Asım’ından Ahmet’ine bizlere 204 sayfalık bir mazi ziyafeti sunuyor Yemen’imde Aşk Var. Eserin baskısını gerçekleştirerek bizlere ulaşmasını ise, Vadi Yayıncılık üstleniyor. Bu arada eserin adının şahsımda uyandırdığı etkiye de değinmeden olmaz; oldum olası zor koşulların güzelliklerin habercisi olduğuna sair bir etki içine düşmüşümdür. Yemen’in tarihsel, kültürel ve hepsinin toplamı olarak duygusal bir yakınlık içinde oluşundan olacak ki “Yemen” ve “Aşk” kelimeleri garip bir hoşluk bırakıyor insanın yüreğinde.

Eser anlatımdaki bir diğer unsur, roman etrafını çepeçevre saran kahramanların ağzından hikayenin büyük bir kısmının idrak edilişi olmuştur. Bu, okuyucuya ulaştırılmak istenen etkinin çizelgedeki yerini birkaç basamak öne çekiyor. Hayali olmayan karakterlerin eserde yer aldığı bilmek de etkiyi doruk noktasına ulaştırıyor denebilir. Tarih romanı severlerin dışında her profilden okuyucunun sevebileceğini de bu nedenle düşünüyorum. Özellikle, “Canımın paresi Hakkı” satırlarıyla başlayacağın mektubu okumamız bunun bir teminatının nişanesidir.

Yazar anlatımların olduğu bölümlerdeki Türkçe’nin özünün iyi yansıtılması da bir başka umut verici incelik arasında yer buldu. Hali hazırda uydurulmuş bir dile esir olmuşken, bilindik sebeplerden daha bi’ fena hale gelmiş dilimizin en azından ciddi eserlerde doğru ve yerinde kullanıldığını görüp okumak, eserin anlattıklarıyla hiç de tezat düşmemiş oldu.

#yemen
#hicaz
5 yıl önce