|

Küresel Para Savaşı’nda Türkiye ne yapıyor?

2012 Kasım ayında o tarihte başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan Endonezya’ya yaptığı bir gezide ilginç bir çıkış yapmış ve IMF’nin neden dolar yerine altın kullanmadığını sormuştu. Bu çok önemli bir açıklamaydı. ‘Dünya 5’ten büyüktür’ formülünün adeta yeni küresel para düzenindeki yansıması olacak bir teklifti. Çünkü IMF’nin dolar değil altın kullanması küresel rezerv para olarak dolar değil altın kullanmanın yolunu açacak bir olaydır.

Yeni Şafak ve
04:00 - 24/04/2018 الثلاثاء
Güncelleme: 03:35 - 24/04/2018 الثلاثاء
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
Erkan Öz – Finansal Analist

2008 Krizi’nde batı merkezli finans sistemi çöktü. Biz o zaman sadece Bear Sterns ve Lehman Brothers’ın battığını gördük oysa kurtarma paketleri açılmasaydı bildiğimiz tüm büyük finans kuruluşları iflas etmişti. Çünkü bilgi ekonomisi para ekonomisini bozuyor.

Sistem çökünce dünya merkez bankaları yüzlerce yıllık tarihlerinde bastıkları kağıt paranın 4 katını sadece son 10 yılda bastılar. Böylece başta $ olmak üzere sınırsız basılan kağıt paralara karşı güvensizlik oluştu. Kalp (niteliği bozulmuş) sınırsız kağıt paranın alternatifleri olan sağlam paralara ilgi başladı. Yani altın, gümüş ve sağlam (miktarı sınırlı) kripto-şifre paralara.

Böylece dolar merkezli sisteme karşı yeni bir küresel para savaşı başladı. Bu savaş dolar merkezli sistemin yerine yeni bir küresel para sisteminin nasıl olacağı üzerinde veriliyor. Yeni sisteme tarihte olduğu gibi büyük ihtimalle yeni bir global finansal kriz sonrası geçilecek. Finansal kriz olmazsa ikinci ihtimal büyük bir askeri çatışma.

İLK HAREKET MERKEZ BANKALARINDAN

Yeni para savaşında ilk hareket yine merkez bankalarının kendisinden geldi. 2008 Krizi’ne kadar altında net satıcı olan merkez bankaları birden net alıcı pozisyonuna geçtiler. Alım yapan merkez bankalarının özellikle batılı olmayan merkez bankaları olması dikkat çekici. Çin, Rusya, İran, Meksika, Endonezya, Polonya, Türkiye vb

Çin’in altın alımlarını hızla yükselen bir grafik gösteriyor. Resmi Çin devlet altın rezervleri 2008’deki 600 ton düzeyinden bugün 1842 tona çıktı. Birçok batılı uzman Çin’in devlet olarak aslında en az 3-4 bin ton altın aldığını fakat bunu gizli tuttuğunu iddia ediyor.

Çin yaklaşan küresel krizin farkında. ABD ile bir para savaşına hazırlanıyor. Altın çıkarmak, depolamak ve korumak için ‘Altın Ordusu’ var! Madenlerini sonuna kadar çalıştırıp son yıllarda dünyanın en büyük altın üreticisi haline geldi. Eskiden Güney Afrika en büyük üreticiydi. Son olarak petrolü dolar ile değil altına da çevrilebilen yuan ile alıp satmaya başladı.

Rusya’nın altın rezervleri de hızla artıyor. Rusya her ay, her yıl altın varlıklarını arttırıyor. ABD ambargoları, krizler... bana mısın demiyor! Resmi rezerv 2008’de 400 ton dolaylarındayken bugün 1857 ton. Başkan Putin her fırsatta elinde ‘gerçek’ altın külçeleri ile pozlar veriyor. Mesaj açık: “Biz hazırız” diyor. Ayrıca Rus merkez bankasının depolarında yer alan gerçek gümüş külçelerini gösteren kareler de yayımlanıyor. Demek ki Rus merkez bankası sadece gerçek altın değil gerçek gümüş de biriktiriyor. Yıllardır söylüyorum Merkez Bankamızın gerçek altın yanında gerçek gümüş de alması gerekir. Rusya ayrıca dolar sisteminin çalışmasını sağlayan SWIFT’e alternatif bir yapı kuruyor.

ALTIN GERİ ÇAĞIRMA HAREKETİ

Daha ilginç bir olay ABD’nin bazı yarı sömürgelerinde yaşanıyor. ‘Gold Repatriation’ yani ‘Altın Geri Çağırma’ hareketi dünyada hızla yayılıyor. Özellikle ABD ve İngiltere 2. Dünya Savaşı’nın galibi olarak birçok küçük ülkenin altınlarının ciddi bölümünü kendi merkez bankalarında rehin tutarlar. Bu şekilde bir konumlandırmanın lojistik avantaj olduğu ani alım-satım gerekliliklerinde kolaylık sağladığı da söylenir. Fakat 2008’den sonra çok daha büyük bir finansal kriz geleceğini gören bu küçük ülkeler rehin altınlarını ‘geri çağırma’ya başladı. 2011’den başlayarak önce Chavez, Venezuella’nın 160 ton altınını geri aldı. Sonra başına neler geldi gördük. Daha sonra Almanya altınlarını geri istedi. ABD önce vermeyiz dedi. Sonra oyaladı. En sonunda (artık nasıl bir anlaşma yaptılarsa) ikna oldu. Almanya 500-600 ton altınını geri almayı başardı. Daha büyük bir miktar hala ABD ve İngiltere’de rehin. Bu arada Hollanda 122,5 ton altınını geri aldı. Belçika, İsviçre ve Avusturya gibi ülkelerde de altınlarımızı geri çağıralım kampanyaları başladı. Asıl ilginç olanı ABD’de Texas Eyaleti’nin altınları da New York’ta duruyor. 2015’te Texas bu altınları kendi topraklarına almak istedi. Washington aynı yıl ne yaptı dersiniz. Texas’ta askeri tatbikat! Texaslıların iddiasına göre senaryo: Asi bir eyaletin isyan girişiminin bastırılması!

Olaylar daha da ilginç olabilir mi? Olur! JP Morgan türev araçlarla elinde gümüş olmadığı halde açığa gümüş satarak gümüş fiyatını düşürmekle en çok suçlanan bankadır. “2020 Yeni Ekonomi” adlı kitabımda bu tür açılmış davaların ayrıntılarını bulabilirsiniz. Bu davaların birinde mahkeme ‘JP Morgan’ın gümüş fiyatını etkileme gücü vardır ama bunu yaptığına dair kanıt yoktur’ diye karar vermişti. Takdir sizin... İşte gümüş fiyatlarını sürekli düşürmekle suçlanan bu JP Morgan 2011 yılına kadar neredeyse hiç gerçek gümüş bulundurmazken bu tarihten itibaren dünya tarihinde özel bir kurumun biriktirdiği en büyük gümüş varlığını stoklamaya başladı!! Bankanın gerçek gümüş stokları 2011’de neredeyse 0 düzeyinden bugün 120 milyon ons’a yükselmiş durumda.

KRİPTO PARANIN ÖNEMİ

Bitcoin ve diğer sağlam kripto (şifre) paralara gelince. Büyük devletler görünüşte şifre paralara karşı. Ama hepsi alttan alta kendi şifre paralarını çıkarmaya ya da bu işten kar etmek için gerekli altyapıyı kurmaya çalışıyor.

Önce Rusya’ya bakalım. Ethereum’un kurucusu Rus kökenli Kanadalı programcı Vitalik Buterin ve Başkan Putin şifre paralar alanında işbirliğini daha önce değerlendirdi. Rusya kendi şifre parasını kurmaya hazırlanıyor. Birçok Rus iş adamı şifre para halka arzları yani ICO’larla çoktan piyasada.

Çin görünürde şifre paraları yasaklıyor ama NEO, Tron vb. Çin bağlantılı bir sürü şifre para piyasayı parsellemeye devam ediyor.

Venezuela doları bay-pass etmek için kendi şifre parası ‘Petro’yu çıkardı. Ayrıca diğer şifre paraları da kabul edeceğini açıkladı. Bu Venezuela için Bitcoin vb. ile rezerv tutmaya başlayabileceği anlamına da gelir. ABD’de Arizona ve Georgia eyaletlerinde vergi ödemeleri için şifre paraları kabul etmek üzere yasa tasarıları verildi!

ABD 2008 Krizine kadar 200 yıllık tarihinde 0,8 trilyon dolar basmıştı. Krizden sonra 200 yılda bastığının 4 katından fazlasını yani 3,4 trilyon dolar bastı! Japonya ve İsviçre ise oransal olarak ABD’den de çok para bastılar!!

Bunu basılan parayı ülkenin milli gelirine oranlayınca görüyoruz. Normalde bu oranın yüzde 10 civarı olması gerekir. Bugün ABD %22, Avrupa %40, Japonya %96, İsviçre %126! Dünyanın en çok karşılıksız kağıt para basan ülkeleri İsviçre ve Japonya. Ne tesadüf: Bitcoin’e en iyi davranan ülkeler de bunlar!! Özellikle Japonlar yaklaşan küresel krize Bitcoin ile hazırlanıyor gibiler!

Gördüğünüz gibi devletler ve şirketler harıl harıl yeni bir küresel finansal krize ve dolar sonrası yeni global para sistemine hazırlanıyor. Asıl soru şu: Türkiye ne yapıyor?

2012’DE YAPILAN ÖNEMLİ KONUŞMA

2012 Kasım ayında o tarihte başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan Endonezya’ya yaptığı bir gezide ilginç bir çıkış yapmış ve IMF’nin neden dolar yerine altın kullanmadığını sormuştu. Bu çok önemli bir açıklamaydı. ‘Dünya 5’ten büyüktür’ formülünün adeta yeni küresel para düzeninde ki yansıması olacak bir teklifti. Çünkü IMF’nin dolar değil altın kullanması küresel rezerv para olarak dolar değil altın kullanmanın yolunu açacak bir olaydır.

Bu açıklamanın ardından Türkiye üzerinde bir süredir devam eden küreselci baskılar hızla artış gösterdi. 17-25 Aralık döneminde herhangi bir banka değil Türkiye’nin İran ile doları by-pass edip altınla alışveriş yapmasını sağlayan Halkbank hedef alındı.

Bu arada 2008 döneminde 100 tondan biraz fazla altını olan Türkiye’nin 2011’den itibaren yapmaya başladığı alımlarla altın varlığını bugün 580 tonun üzerine çıkardığını da vurgulayalım.

Erdoğan bu defa Cumhurbaşkanı sıfatı ile 16 Nisan 2018’de IMF’nin altın kullanması önerisini tekrarladı. Aynı hafta Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’den de çok ilginç bir açıklama geldi. Zeybekçi TBMM’de Türkiye ile BAE arasındaki altın ticaretine ilişkin bir soru üzerine şu açıklamayı yaptı:

“2017 yılındaki cari açığımız yaklaşık olarak 51 milyar dolar civarında. Bunun içinde, bir devlet politikasıdır, siz milletvekillerimizle paylaşmakta bir mahzur görmüyorum. Bunun içinde 2017 yılında Merkez Bankamızın kendi varlığı olup da yurt dışında belirli merkezlerde tuttuğu, zamanında parasını ödeyip bu milletin değeri olan altını Türkiye’ye transfer etmesi girişimi var. Bu da 10 milyar doların üzerinde. Yani ithalat olarak görünüyor, bir girdi olarak görünüyor ve cari açığın bir unsuru olarak görünüyor, dış ticaret açığının bir unsuru olarak görünüyor ama aslında değil. 2017’de Birleşik Arap Emirlikleri’nden 4.9 milyar dolar altın ithal etmişiz, 5.4 milyar dolar altın ihraç etmişiz. İsviçre’den 5.2 milyar dolar altın ithal etmişiz. 10 milyar doların üzerinde altın, biraz önce size samimiyetle de açıkladım, Merkez Bankası’nın varlıklarını Türkiye’ye getirmesi var.” Yani 2017’de BAE ve İsviçre’den merkez bankamıza ait 10 milyar dolarlık (bugünkü fiyatlar ile yaklaşık 236 ton) altınımız Türkiye’ye getirilmiş.

CİDDİ HAZIRLIK SAFHASI

Bu arada Merkez Bankamızın 12 Nisan’dan yapılan genel kurul toplantısında açıklanan 2017 yılı raporuna göre TCMB’nin ABD’de tuttuğu 28 ton altını Londra ve İsviçre’ye gönderdiği anlaşılıyor. Yine bakan Zeybekçi özellikle Körfez bölgesinde yer alan ülkelerin altınlarını da sertifikalayarak Türkiye’de tutmak üzere çalışmalar olduğunu belirtti. Bu arada Türkiye Rusya ve İran gibi ülkelerle dolar ve altın dışında kendi para birimi ile de ticaret yapmaya başladı.

Türkiye’ye getirilen altınların neden ithalat kaleminde yer aldığı? Neden Merkez Bankası kayıtlarında hala altınlarımızın yüzde 66’sının Londra’da tutulduğunun görüldüğü açıklanmaya muhtaç. Önümüzdeki dönemde bunlar netleştirilecektir.

Özetlersek, bu verilere göre Türkiye 2011’den itibaren hızla altın alan, yurtdışı ile doları by-pass edip altın ve kendi para birimi ile alışveriş yapan, yurtdışında tuttuğu altınları ABD’den uzaklaştıran ve kendi topraklarına getiren hatta başka ülkelerin altınlarını kendi topraklarına taşımayı planlayan bir ülke. Bu faaliyetlerimiz ile aslında yeni bir küresel finansal krize ve yeni bir global para düzenine bizim de ciddi hazırlık yaptığımız anlaşılıyor.

#Küresel Sermaye
#Türkiye
#Avrupa
٪d سنوات قبل
default-profile-img