|

Kurban ya da kahraman değiliz

Filistinli Samir, Wissam ve Adnan Joubran kardeşlerin kurduğu Le Trio Joubran, İstanbul’da konser verdi. Samir Joubran, “Kimliğimizi ifade etmek için ille de kelimelere ihtiyacımız yok. Bu müziğin arkasındaki metafor acımız ve mücadelemizdir. Biz kurban veya kahraman olmak istemiyoruz. Sadece müzisyen olmak istiyoruz” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 25/02/2018 Pazar
Güncelleme: 06:49 - 24/02/2018 Cumartesi
Yeni Şafak
Filistinli Samir, Wissam ve Adnan Joubran kardeşlerin kurduğu Le Trio Joubran
Filistinli Samir, Wissam ve Adnan Joubran kardeşlerin kurduğu Le Trio Joubran

Filistinli udi kardeşler Le Trio Joubran İstanbul’da CRR Caz Şubatı kapsamında Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda sahne aldı. Konser öncesi Samir Joubran ile bir araya geldik. “Kimliğimizi ifade etmek için ille de kelimelere ihtiyacımız yok. Bu müziğin arkasındaki metafor acımız ve mücadelemizdir” diyen Joubran, kahraman veya kurban olmak istemediklerini müzisyen olmak istediklerinin altını çiziyor. Dört nesildir devam eden “udi” geleneğine sahip bir ailenin Samir, Wissam ve Adnan adlı kardeşlerinden oluşan grup, enstrümanlarını vücutlarının bir parçası gibi kullanıyor. CRR sahnesinde de öyleydiler. Makamlar arası yaptıkları doğaçlama geçişler izleyenleri büyüledi.

* Babanız enstrüman yapımcısı anneniz solist. Biraz aile geçmişini müzikle olan bağınız üzerinden anlatır mısınız?

Babam aslında üçüncü jenerasyon. Ud yapımı çok daha eskilere dayanıyor. Benden önce ud kültürü vardı. Ud bizim aile mirasımız. Ben daha çocukken neredeyse her gün evimize müzisyenler gelip meşk ederlerdi, enstrümanlarını tamir ettirirlerdi. Futbolcu olmamam gayet normal. Filistinli bir aile olarak ud bizim kimliğimiz. Aynı zamanda Arap müziği için bir sembol.

MAHMUT DERVİŞ FİLİSTİN’İN DİĞER ADI
* Mahmud Derviş’in sizi çok etkilediğini biliyorum. Sizin için ne ifade ediyor?

Mahmut Derviş Filistin ve Arap dünyasının en büyük şairi. Belki de son 20. yüzyıl dünyanın en büyük şairi. Onunla ilk defa 1996’ta tanıştım. O şiirlerinde Filistin kimliğini oluşturdu. Şiirlerine udumla eşlik etmek istemiştim. O şiir okurken birinin çalmasını istemiyordu. Sonra ikna oldu. Hoşuna gitti ve 13 yıl birlikte performanslar yaptık. Enstrümantal müziğin sözü yok. Mahmut Derviş’in şiirleri bizim şarkılarımıza değer ve anlam kattı. Ölümünden sonra sesini müziklerimizde kullanmaya devam ettik. Mahmut Derviş, Filistin’in diğer adıdır.

* Başka şairler var mı etkilendiğiniz?

Birçok şair bize gelip aynı Mahmut Derviş’le yaptığımız gibi kayıtlar yapmak istiyor ama biz reddediyoruz. Biz bu projeye Mahmut Derviş’le başladık ve onunla bitirdik.

* Filistin’deki şu anki müzik sahnesi nasıl?

Çok olumlu ve büyük bir hareketlilik var. Çok fazla orkestra, müzisyen, yeni ve yetenekli şarkıcılar var. Eksik olan müzik piyasası. Plak şirketi, yapımcı ve menajer eksikliği var. Müziğin kaynağı, sanatçısı var ama pazarı yok. Ancak bu da gerçekleşecek diye düşünüyorum. Filistin’de kaliteli müzik yapan kim olursa olsun gurur duyuyorum.


DÜŞMAN YATAK ODAMIZDA
* Yaptığınız müziğin sözleri yok. Enstrümantal müzik ile Filistin’i nasıl anlatıyorsunuz?

Sahneye çıktığımda konuşuyorum. Fikirlerimi söylüyorum. Röportajlarda görüşlerimi ifade ediyorum. Biz Filisitinliyiz. Enstrümantal müzik çalsak bile bu müziğin arkasındaki metafor acımız ve mücadelemizdir. Kimliğimizi ifade etmek için ille de kelimelere ihtiyacımız yok. Ayrıca Filistinli müzisyenler olduğumuzu söyelemeye de gerek yok. Biz Filistin’den gelen müzisyenleriz.

* Filistinli müzisyen ile Filistin’den gelen müzisyen arasında ne fark var?

Fark şu: Filistinli müzisyen olunca insanlar beni kurban veya kahraman gördükleri için alkışlıyorlar. Filistin’den gelen müzisyensem benim müziğimi alkışlıyorlar. Tabi ki benim Filistinli olduğumu bilip bununla gurur duyuyorlar. Ben kahraman veya kurban olmak istemiyorum. Sadece bir müzisyen olmak istiyorum. Müzisyen olduğunuzda özgürlüğünüzle daha doğru bir şekilde savaşırsınız. Elbette kimliğimizi ve siyasi yönümüzü ifade eden meseleler hatta politik meseleler var.

* Bir Filistinli olarak dünyayı rahat dolaşabiliyor musunuz?

Evet, şu an Paris’te yaşıyoruz. Paris’ten dünyanın her yerine rahatlıkla seyahat ediyoruz. Fakat Ramallah’tan Kudüs’e gitmeye kalktığımızda işler çok zor. Bu normal artık. Çünkü düşman yatak odanızdaysa mutfağa gitmek çok zordur.

* Paris’te yaşamak sizin seçiminiz mi?

Bu bir seçim değildi. Paris farklı kültürlere de saygı duyulan kültürel bir şehir. Farklı kültürlerin içinde barındığı bir şehir. Ancak bu Filistin’i terk ettiğimiz anlamına da gelmiyor. Hala Filistin’de yaşıyoruz. Konserler veriyoruz.

  • Beklediğinize değecek bir albüm yaptık
  • * Son albümünüz 2011’de çıkmıştı. Yeni albüm bekliyoruz sizden. Ne zaman düşünüyorsunuz?Geçen hafta albüm kaydını bitirdik. Bu yılın sonunda da çıkacak. Bu ay sonu çıkarmayı düşünüyorduk ama büyük bir prodüksiyon oduğu için yıl sonu beklememiz gerekiyor. Ama beklediğinize değecek. Bu albüm sadece Trio Joubran albümü olmayacak. Birçok şarkıcı ve enstrüman olacak albümde. Hatta bir tane de Türkiye’den orkestra var.
#Filistin
#Le Trio Joubran
#Müzik
6 yıl önce