|

Kültürel iktidar bize ne söyler?

Pınar Yayınları arasında çıkan Türkiye’nin Yeni Kültürü kitabında yazar Ercan Yıldırım dünden bugüne siyasi yapılanma üzerinden kültürel iktidarı mercek altına alıyor. Yıldırım bu çalışmayı ortaya koyarken önemli tespitlerde bulunuyor.

Yeni Şafak
04:00 - 10/11/2018 Cumartesi
Güncelleme: 17:02 - 9/11/2018 Cuma
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
HALİL İBRAHİM İZGİ

Ercan Yıldırım, İtibar, Star Açık Görüş, Umran ve Hece’de yayınlanan “kültürel iktidar” yazılarını Türkiye’nin Yeni Kültürü ismindeki kitapta bir araya getirdi. Star Açık Görüş’ü dışında tutarsak diğer mecralar dergi olarak yayın hayatlarına devam ediyorlar. Bu durum her şeyden önce düşünce birikimimizin dergiler eliyle oluştuğu gerçeğinin altını çiziyor. Yazarın kültür endüstrisinin aktörleri arasında yer almaması yazıların serinkanlı ve gündelik telaştan uzak ele alınmasını sağlıyor. Bu da uzun soluklu düşünmek için sağlıklı bir zemin sunuyor. Ancak yine dergi merkezli yazıların bazı handikapları kitapta kendini gösteriyor. Güncelden uzak kalmama refleksi, güncelden teoriye ulaşırken yürünmesi gereken lüzumlu yollar kitabın temel dayanak noktasını zaman zaman perdeliyor.

Kültürel iktidar elbette farklı yönleri olan bir mevzu ve düşünce disiplini bu alanda ortaya konulacak çalışmalar son derece gerekli. Yıldırım, konuları tartarken terazinin bir ucuna kapitalizmi koymuş. Bu kefede zaman zaman sekülerizm de yer alabiliyor. Küresellik ve popüler kültüre yapılan atıflar adeta bir olay yeri inceleme hassasiyetiyle yapılmış. Popüler kültür ürünleri üzerinden açıklanan durumlar anlaşılmayı kolaylaştırdığı gibi kültürel kümelenmeleri de mücessem hale getiriyor.


METALAŞAN DEĞERLER

Türkiye’nin Yeni Kültürü’nün kırılma noktalarından birini 15 Temmuz oluşturuyor. Ercan Yıldırım, sıcak bir konu hakkında yaptığı soğukkanlı değerlendirmelerle hamasetin içine düşme tuzağından düşünce pusulasıyla kurtuluyor. Hamasetin kimi zaman payanda yaptığı kıymetleri de rehin alınmaktan kurtararak başka bir düzleme taşıyor. Anadolu irfanı ve kerim devlete yapılan olumlu vurgular son dönemlerde yeşeren neoliberal düşünce ikliminden soyutlanıyor. Yıldırım’ın İslami kesime yaptığı eleştiriler arasında değerlerin metalaştırılması, kapitalizmin araçlarına teslim olmak ve lümpenleşme temayülleri bulunuyor. Kitabın içinden yeni bir kültür ikliminin ipuçlarını çıkarmak hayli zor. Bu, içinde yaşadığımız dönemin gerçekliğinden de uzak olurdu. Türkiye’nin Yeni Kültürü’nü yola çıkmadan önce sıfır noktasında alınan bir durum raporu olarak görmek ve tayin edilecek yol için tavsiye niteliğinde okumak fayda sağlayabilir.

Kültür cephesinde yapılan savaşların iktidar belirlemede etkin olduğunu söylemek mümkün. Diğer taraftan: “Mağluplar galipleri taklit eder.” Türkiye’deki kültürel iktidarın çatışma alanı da sadece ülke coğrafyasıyla mahdut değil. Küresel sistem, küresel sistemin taşıyıcı aktörleri ve yerli distribütörler olarak tasnif edilen ayaklardan herhangi birine dokunulduğu zaman diğerlerinin ortak saldırısına muhatap olan bir cephe hattı tasvir ediliyor. Bunun için önerilen yöntemse direniş hatlarını sağlamlaştırmak, safları sıkı tutmak ve eğer mümkünse neoliberal kuşatmayı kırmak için müttefikler bulmak. Bunun nasıl hayata geçeceğinin ipuçları da kitapta fazlasıyla mevcut. Türkiye’nin Yeni Kültürü sonunda soru işareti taşıyan bir kitap. Soru işareti hem ontolojik temellere hem de gündelik uygulamalara verilecek cevaplarla şekillenecek. Cevaplar elbette bazen seslendireceğimiz bazen duyacağımız bazen de sadece göreceğimiz şekillerde tezahür ediyor.

#türkiyenin yeni kültürü
5 yıl önce