|

Kudüs’e seyahat seferberliği

Yeni Şafak ve
04:00 - 13/12/2017 mercredi
Güncelleme: 03:18 - 13/12/2017 mercredi
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
PROF. DR. HALİT ÇALIŞ - NEÜ İLAHİYAT FAKÜLTESİ

İslam dininin iki temel bilgi kaynağını oluşturan Kur’an ve Sünnet verilerine göre, Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksâ ve civarıyla ilgili temel özelliklerden bazıları şunlardır:

Vahye dayalı şeriatlerin tamamına göre kutsal bölgedir.

Mescid-i Haram’dan sonra içinde insanların Allah’a ibadet etmeleri amacıyla yapıIan en eski ikinci mabed, Mescid-i Aksâ’dır.

Mescid-i Aksâ, müslümanların ilk kıblesidir.

İsrâ ve Mirac hadisesine merkezlik etmiştir.

Mescid-i Aksâ, Mescid-i Harâm ve Mescid-i Nebî ile birlikte ibadet ve ziyaret amacıyla gidilebilecek üç mübarek mescitten birisidir.

Bu üç mescidde eda edilen ibadet, kişinin evinde tek başına eda ettiği ibadetlere göre çok daha faziletlidir.

Müminler ibadet için bu bölgeye seyahatte bulunmalı, bölgenin dinî kutsallarının muhafazası ile hak ve adaletin egemen olması için maddî-manevî fedakarlıktan kaçınmamalıdırlar.

Beytü’l-Makdis hakkındaki bir soruya cevaben Hz. Peygamber (s.a.): “Oraya gidiniz ve orada namaz kılınız” buyurmuş, o esnada bölgede savaş şartları cari olduğundan, gidemeyenler ne yapsın şeklindeki soruya ise, “aydınlatmada kullanılmak üzere kandil yağı göndersin” buyurmuştur (Ebu Davud, Salât 14).

İRTİBAT CANLI TUTULMALI

Sünnet-i seniyyede genel anlamda Kudüs’e seyahatin teşvik edildiği görülmektedir. Bu teşvik, hikmet-i teşri yani hükmün bu şekilde belirlenmesiyle gözetilen ve gerçekleşmesi arzulanan amaç açısından değerlendirildiğinde, öncelikle, naslarda açıkça belirtilenler veya icma ile sabit olanlar dışında, bir düzenlemenin ya da hükmün münhasıran ve nihaî olarak hikmeti şudur iddiasında bulunulamayacağını belirtmek gerekir. Hal böyle olunca hikmetle ilgili açıklamalar, idrak, kapasite ve lütfu ilâhîye bağlı olarak kulun fark edebildiklerinden ibarettir. Bu noktadan hareketle, sünnet-i seniyyede Mescid-i Aksâ’ya seyahatin teşvik edilmesinin hikmetleri çerçevesinde şunlar söylenebilir:

Mescid-i Aksâ ve civarıyla ilgili âyet-i kerimede ifade edilen, “kudretinin işaretlerinden bir kısmını kuluna göstermek” şeklindeki gerekçenin tahakkuku, yerinde görmeyi gerektirir.

İlahî dinler ve büyük medeniyetler açısından bu mübarek bölge, tarihin her döneminde ilgi odağı olmuştur. Bu coğrafyada yaşayan bütün din mensupları açısından adaletin ve huzurun egemen olduğu dönemler yanında, bölge, özellikle son asırda işgale bağlı çatışma ve zulüm süreçlerine sahne olmuştur. Bu tablo karşısında, adaleti ayakta tutmakla yükümlü bulunan İslam ümmetinin evlatları, bu bölge ile ilgilerini ve irtibatlarını hep canlı tutmalıdırlar. Tarih, yeryüzünde genel emniyet ve adaletin, Mescid-i Aksâ ve muhitinde adaletin hakim olmasına bağlı olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla Kudüs’ün özgürlüğü ve Mescid-i Aksâ hassasiyeti, adaleti gerçekleştirerek yeryüzünde örnek (şâhit) teşkil edecek, her türlü aşırılıktan uzak (vasat) ümmet olmanın zorunlu gereğidir.

Hiç şüphesiz görme, uzaktan bilgilenme gibi değildir. Coğrafyayı, insanların yaşam şartlarını, maruz kaldıkları aşağılanmaları yerinde görmek ve kısmen de olsa tecrübe etmek, Müslüman bilincinin ve sorumluluğunun güçlenmesine katkı sağlayacak, ümmet olmanın gereklerini yerine getirme noktasında motive edici olacaktır. Bu bilincin ve duygunun sürekli diri tutulması için, bir program dahilinde Kudüs ziyaretleri gerçekleştirilmeli ve sürekli hale getirilmelidir.

MÜMİNLERE MORAL MOTİVASYON SAĞLAR

Zor şartlarda hayat süren insanlara en büyük yardım, onlara, yalnız olmadıklarını hissettirmektir. “Şartlar ne kadar ağır olursa olsun mümin kardeşlerimiz bizimle beraberler ve asla yalnız bırakmayacaklar, dertlerimize merhem olacaklar; onların bu samimi ilgileri ve bizim istikametten sapmama noktasındaki kararlılığımıza, zaman içerisinde ilahî inayet de eşlik edecektir” duygusu. Müslümanların bölgeye gerçekleştirdiği ziyaretlerin az ve seyrek, müslüman olmayanların seyahatlerinin ise çok ve sık olması gerçeği de göz önünde bulundurulduğunda, bu husus daha bir önem arz etmektedir. Ziyaretçisi eksik olmayan bir hasta ile hiç uğrayanı olmayan ya da nadiren kapısı çalınan hasta arasındaki moral farkı gibi. Dolayısıyla Müslümanların ziyaretleri, bölgede yaşayan müminlere moral-motivasyon sağlayacak; zalimi/siyonisti ise, tedirgin edecektir.

Ziyaretler, Mescid-i Aksâ muhitinde yaşanılan dramların dünya kamuoyuna taşınıp gündem oluşturmasına katkı sağlar. Görmedin, yaşamadın, bilmiyorsun ki, derinden vicdan sızısı hissedip gündemde tutma çabası gösteresin! Ziyaretler, Müslüman bilincini ve zulme karşı bilenmişlik duygusunu diri tutma noktasında etkin fonksiyon icra edebilir; bu sayede işgalcilerin bölgede estirdiği terör ve sergiledikleri vahşet, etkin ve yaygın biçimde gündemde tutulabilir.

Görüp yaşayarak bilenle, uzaktan bilgi sahibi olanın hissiyatı dolayısıyla duası arasında, içtenlik, samimiyet ve süreklilik bakımından kıyas kabul etmeyecek ölçüde fark vardır. Müminlerin duaları tabir yerindeyse arşı titretmelidir. Bu ise, duaya yürek sızısının eşlik etmesiyle mümkündür.

Başta üç mübarek mescid (Mescid-i Haram, Mescid-i Nebî ve Mescid-i Aksâ) olmak üzere, tarih boyunca İslam kültürünün ve medeniyetinin derin izlerini (İslamî şiarlar) taşıyan bölgeleri ziyaret özendirilmeli ve kolaylaştırılmalıdır. Zira bu ziyaretler, Müslümanlarda tarih bilincinin oluşmasına ve sorumluluk duygusunun güçlenmesine sağlayacağı olumlu katkıyla, İslam ümmetinin yeryüzünün her yerinde onurlu varlığına hizmet edecektir. İslamî şiarlara beşiklik eden bölgelerin ve merkezlerin planlı-programlı ziyareti, Müslümanların yaygın eğitim öğretim faaliyetleri arasında hak ettiği yerini almalıdır.

ÇOK YÖNLÜ KARARLI EYLEM PLANI LAZIM

Bu hikmetlerden bir kısmı her zaman geçerli iken, bazıları dönemsel olarak daha fazla ön plana çıkabilir; bu durum, onu hikmet olmaktan çıkarmaz. Yani demem o ki, dinî bir hükmün hikmetinin, her zaman ve her şartta gerçekleşmesi şart değildir.

İslam ümmetinin onurlu varlığını hazmedemeyenlerin Kudüs üzerinden sergiledikleri son provokatif girişim karşısında, dinî, sosyal, siyasî, iktisadî, askerî çok yönlü ve kararlı eylem planları hazırlanmalı ve kararlılıkla uygulanmalıdır. Bu çerçevede hemen uygulamaya geçirilmesi gereken eylemlerden birisinin, Kudüs’e seyahat seferberliği olduğunu düşünüyorum. Başta ülkemiz olmak üzere aynı ortak eylem paydasında buluşabileceğimiz devletlerle ve İslam coğrafyasının sivil toplum örgütleriyle birlikte Kudüs’e seyahat seferberliği başlatılmalıdır. Bunun için devletler her türlü kolaylığı sağlamalı, seyahat acentaları kâr amacı gütmeden harekete geçmelidir. Kudüs ekseninde İslam ümmetinin izzet ve onur mücadelesini büyük bir azimle ve sabırla sürdüren Filistinli Müslümanlara verilecek en önemli moral desteklerden birisi, onları yurtlarında ziyaret etmektir.

#Kudüs
#Filistin
#İşgal
#İsrail
il y a 6 ans