|

Kriz karşısında Modern Türk Şiiri

Mehmet Can Doğan, özellikle Cumhuriyet’ten 1980’lere Türk şiirinde öne çıkan şair, dergi ve şiir anlayışlarını, edebi toplulukları kimi zaman bir kitap hacminde kimi zaman bir makale sınırları içinde defalarca kaleme almıştır. Doğan’ın Modern Türk Şiiri kitabı da bu alandaki bilgi birikimini yansıtan kapsamlı bir çalışma olmuş.

Yeni Şafak ve
04:00 - 11/04/2018 Çarşamba
Güncelleme: 04:45 - 11/04/2018 Çarşamba
Yeni Şafak
​Kriz karşısında Modern Türk Şiiri
​Kriz karşısında Modern Türk Şiiri

Mehmet Can Doğan şiire, sanatçı olarak katkısının yanında, akademisyen ve eleştirmen kimliğiyle teorik metinler üreterek yönelen bir isim. Özellikle Cumhuriyet’ten 1980’lere Türk şiirinde öne çıkan şair, dergi ve şiir anlayışlarını, edebi toplulukları kimi zaman bir kitap hacminde kimi zaman bir makale sınırları içinde defalarca kaleme almıştır. Yakın zamanda yayımlanan Modern Türk Şiiri de bu çalışmalar arasında değerlendirilebilecek, kimi cepheleri ve çerçevesiyle öncekilerden ayrılacak bir kitap olarak edebi kamunun dikkatine sunulmuştur. Olgular, Eğilimler, Akımlar altbaşlığıyla yayımlanan kitap, Tanzimat’a intihar bahsiyle küçük bir temasta bulunduktan sonra öz Türkçecilikten Sezai Karakoç şiirine Cumhuriyet döneminin panoramasını çiziyor. Mehmet Can Doğan’ın diğer çalışmalarını bilenler, onun Türk şiirinin hafızası olduğunu, dergi koleksiyonlarına ve süreli yayınlara hâkimiyetini, irili ufaklı yayınların künyelerini dahi çalışmalarında kullandığını ve hatta sadece dergiler üzerine çalışmalarını olduğunu da hatırlayacaklardır. Doğan’ın elimizdeki kitabını, elbette önceki çalışmalarını da buraya katıyorum, hatta kitaplarından birine isim verirken “arkeoloji” kelimesini bilinçle tercih ettiğini ve kaleme aldığı yazıların arkeolojiden bir farkının olmadığını dile getirmek isterim, zenginleştiren kaynağın, hâkimiyet kurulan kütüphane arşivi hemen görülür. Modern Türk Şiiri’ni okuyanlar, bu şiirin seyrini takip edeceklerin, şiir üzerine yazılan kitaplardan önce her on yıla istikamet tayin eden bir ya da birkaç derginin olduğunu, gelenek ve modernlik arasındaki tartışmaların bu dergilerde cereyan ettiğini görerek dergi koleksiyonlarına dönmeleri gerçeğini düşünmeden edemeyeceklerdir.


SİYASAL VE KÜLTÜREL YAPILANMANIN ŞİİR FORMU

Kitabının hemen başında Tanpınar’ın “Modern Türk edebiyatı bir medeniyet kriziyle başlar.” sözünü hatırlatan Mehmet Can Doğan, bu krizi başka krizlerin takip ettiğini dile getirerek intihar olgusundan bahseder. Tanzimat’ta kaside biçiminde anlatılarak intiharın yüceltilmiş olmasını medeniyet krizinin bireyde uyandırdığı çözüm önerisini olgusallaştırdığını yazar. Kitabın ikinci makalesi “Öz Türkçe Şiirler” başlığını taşır ve Doğan bu metni “siyasal ve kültürel yapılanmanın şiir formunu nasıl zorladığını gösteren bir olgu” biçiminde tarif eder. Kitabın çekirdeğini oluşturan bu iki yazıya ilave diğer yazı ise “Edebiyat Dünyasında Krizin Adı: Antoloji”dir. Cumhuriyet idaresi altında Avrupa gözetilerek Fransızca yayımlanan bir Türk şiiri antolojisi üzerine kaleme alınan bu yazıyı Doğan “hegemonik ilişkinin edebiyatı ve daha özelde şiiri nasıl çevrelemeye çalıştığını göstermesi bakımından olgusal” olarak tanıtır. Cumhuriyet’in erken döneminde cereyan eden bu üç olguyu kendisine hareket noktası olarak alan Doğan bu olguların şiirin içerisinde bulunduğu krizi görmeyi hazırladığını dile getirir.

“Öz Türkçe Şiirler” yazısı, ulus devletleşme sürecinde politikanın sanat çevreleriyle ilişkisini gösteren önemli tartışmalarımızdan birine yeniden yorumlar getiren bir metin. Bir dönemin sembolü büyük Servet-i Fünun dergisinin öz Türkçecilik cereyanına kendisini kaptırarak Uyanış adını alması, Hakimiyet-i Milliye gazetesinin bir sabah Ulus’a dönüvermesi yazıda görülen hatırlatmalardan. Öz Türkçe etrafında üretilen metinlerde ortaya çıkan düşünme sorununa da değinen Mehmet Can Doğan, “Hafızası bulunmayan sözcüklerin çağrışım gücü ve alanı dil politikasıyla sınırlı kaldığından öz Türkçe metinler, yapay bir hava taşır.” tespitiyle Türkçenin bir asırlık imtihanını vurgular. Yazının sonunda, CHP’nin yayın organı Hakimiyet-i Milliye’de yayımlanan şiirlerle öz Türkçenin yaygınlaştırılmasının hedeflendiği ancak bu şiirin edebiyat dünyasında kabul görmediği vurgulanır.

Modern Türk Şiiri’nin hedefini gösteren önemli metinlerinden bir diğeri daha çok 1935’te Matbuat Umum Müdürlüğünce Fransızca olarak yayımlanan Türk şiiri antolojisinin yarattığı tartışmaları değerlendiren yazıdır. Çağdaş Türk edebiyatını Avrupa’ya tanıtmak üzere hazırlanan antoloji yola çıkışının tersi istikamette büyük tartışmalara sebep olmuş, günlerce farklı kalemler tarafından eleştirilmiştir. Bu yazının ardından kitaba alınan “Şiir Nasıl Ölmüyor?”, Türk matbuatının en meşhur gazetecilik adımlarından olan anketçilikten faydalanılarak hazırlanmıştır. Aktüel edebiyatı biraz takip edenlerin kulağına şu iddianın çalınmadığı neredeyse görülmemiştir: şiir ölüyor. Doğan, ironik bir başlık tercih ederek meseleye yaklaşır ve bu tükenmek bilmez tartışmanın ilk defa –görebildiğim kadarıyla şerhini düşerek- Süs dergisinde Mehmed Rauf’un “Şiir Ölüyor mu?” yazısıyla edebiyatın gündemini girdiğini yazar. Ardından gelen yazı Mehmed Akif şiirinde Hakk, hak ve istiklal kelimelerinin hangi biçimlerde yer aldığını tespit etmeye yönelik bir çalışmadır. İstiklal Marşı’nın son mısraında geçen bu kelimelerin şiirin bütünü içerisindeki bağlamla sınırlı olmadığını düşünen Doğan, “Bu mısradaki her bir kelime, Mehmet Âkif’in dünya görüşünde bir göstergeye karşılık gelir ve bu göstergeler de yenileriyle açılıp genişler. İslam, ahlak, ümmet, insanlık, vatan, hürriyet, hilafet, Osmanlılık, (…) ve izmihlâl, anılan mısraın bağlı olduğu düşünsel zemini belirginleştirir. Bunlar, hâlen tartışılan, ölümcül olduğu kadar toplumları diri tutan kavramlardır.” der. Modern Türk Şiiri, burada kısaca üzerinde durduğumuz yazıların dışında Cumhuriyet’in erken dönemlerinden İkinci Yeni şiirinin bütün ara sokaklarına uzanan bir seyir takip ediyor.

#Modern Türk Şiiri
#Mehmet Can Doğan
6 yıl önce