|

Kördüğümün çözülüşü: Epidemia

Yeni Şafak
23:21 - 12/07/2017 Çarşamba
Güncelleme: 23:33 - 9/08/2017 Çarşamba
Yeni Şafak
​Kördüğümün çözülüşü: Epidemia
​Kördüğümün çözülüşü: Epidemia

Epidemia beş bölümden oluşuyor: “Ether”, “Arziyat”, “Olasılık Hesaplaşmaları”, “Epidemia” ve “Taammüden”. Şair yüzünü “Olasılık Hesaplaşmaları”ndan sonra göstermeye başlıyor. Onun öncesinde bütünüyle ne gerçeğe ne hayal dünyasına dahil edebileceğimiz, çokça sembollerden oluşan, masalsı bir şiiri var Seyhan Arslan’ın. Uzun süre bu tür şiirler yazmış. “Ether”, şairin zaten 2004’de yayımladığı ilk şiir kitabı. Ondan sonra “Arziyat” geliyor. “Ether”de Cahit Zarifoğlu benzeri tamlamalar, mısra kırmaları, sembolizm varken, “Arziyat” çok karanlık, yumruk gibi. Ama “Olasılık Hesaplaşmaları”yla birlikte Seyhan Arslan’ın aydınlık, esprilerle dolu, karşı çıkan, isyan eden, ironik, karanlıkta kendi kendisiyle uğraşmayan şiirleri ortaya çıkıyor. “Ether” ve özellikle “Arziyat”da sürekli kaderle uğraşılması, sürekli çok acı çeken peygamberlerden imgeler devşirilmesi, sürekli “kan”, “yangın”, “ateş”, “kötülük” gibi kelimelerle işin doğrusu aslında okuyucuya çok kapalı kalan bir şiir yazılmıştır. Bu şiirler içe kapanıktır. Kendini suçlayan, doğrayan, saldıran şiirlerdir bunlar. Hatta “ellerime kader kanı bulaştı” diyor şair. Yani her ne kadar şairin kadere ve Allah’a imanında bir sarsılma, şüphe, zayıflık sezinlenmese de, uçlarda bir söylemdir bu. Ayağı pek yere basmıyor.


ATEŞ ÇEMBERİNİN ŞİİRİ

Eğer Seyhan Arslan dosyayı bana gönderseydi ve kitap yayımlanmadan önce bak deseydi, kesinlikle “Olasılık Hesaplaşmaları”ndan öncesini at derdim. Yani kitaba alma. O şiirler sende kalsın. “Ether”den sonra “Olasılık Hesaplaşmaları”yla devam et. Çünkü Tevrat’taki Hz. Eyüp’ün yakarışlarını dinledik, onlara aşinayız. Onun modern bir formunu oluşturmaya gerek yok. Onu zaten biraz da Rimbaud yapmıştı, Illuminations’da. Ya da Lautréamont benzer bir versiyonunu uzun uzun yazmıştı Maldoror’un Şarkıları’nda. Tabii Seyhan Arslan beni dinlemezdi. Çünkü ateş çemberinden geçmeden ferahlamak mümkün değildir. Ferahlığın değerini yalnızca ateş çemberinden geçerek öğrenebiliriz.

Doğrusu “Arziyat”ı bütünüyle gömmek istemem. Onda Hz. Eyüp peygamberin Tevrat’taki feryadına benzer bir feryat, ateşe atılan Hz. İbrahim’in yalnızca dostundan, yani Cenab-ı Allah’tan beklediği yardıma benzer bir yardım beklentisi vardır. “Ey rap” seslenişinde, kadere isyandan ziyade “kader yangınımdan beni çıkaracak yalnızca sensin” tonlamasını duymak mümkündür. Yine de ben sadece “Epidemia” ve “Taammüden”e ulaştırması şartıyla “Arziyat”a tahammül edebilirim.

İşin güzel tarafı; “Ether” ve “Arziyat”a bir kördüğüm dersek, ki demek için çok sebebimiz var, bu kördüğümün “Epidemia”yla çözülmesidir: “kendimi suçladıkça kabahati kadere buldum” ve “en zoru allah’ı kandırmaktı, başaramadım./ sizden başarısız değilim.”. “Epidemia”yla anlamına kavuşuyor “Ether” ve “Arziyat”. Yoksa tek başlarına kördüğümden öte bir anlam ifade etmeyeceklerdi.

Bu manada Epidemia bütünlüklü bir kitap. Tabii “Ether” ve “Arziyat” bölümlerinde dağılmayıp, aynen şairi Seyhan Arslan gibi “Epidemia” bölümüne ulaşabilenler için.

ÖMER YALÇINOVA
#Epidemia
#Arziyat
#Ether
7 yıl önce