|

Kıbrıs sadece Kıbrıs mıdır?

Kıbrıs konusunda 20 yıldan uzun süredir yazılar kaleme alan Mehmet Hasgüler'in “Kıbrıs & Siyasi El Kitabı ve Sözlüğü” kitabı Alfa Yayınları'ndan çıktı.Hasgüler kitabında, zengin geçmiş kültürü, dini ve etnik kimlikleriyle adanın öyküsünü anlattığını dile getiriyor.

Yeni Şafak
06:00 - 10/03/2018 Saturday
Güncelleme: 12:47 - 27/03/2018 Tuesday
Yeni Şafak
Mehmet Hasgüler
Mehmet Hasgüler
FERZENDE KAYA

Mehmet Hasgüler’i Kıbrıs üzerine yazdığı eserlerden tanıyoruz. İstikrarlı bir şekilde 20 yıldan fazladır aynı alanda çalışıyor, Kıbrıs’ın A’sından Z’sine, siyasetinden tarihine, kültüründen mutfağına, her şeyine hâkim. Şimdiye kadar yirmiden fazla esere imza attı. Son olarak Alfa Yayınları’ndan çıkan kitabı Kıbrıs & Siyasi El Kitabı ve Sözlüğü, Kıbrıs’a dair mini bir ansiklopedi gibi… Şimdiler de Kıbrıs YÖK’ü olarak bilinen YÖDAK Başkan Yardımcılığı görevini sürdüren Prof. Dr. Mehmet Hasgüler, aynı zamanda Ak Parti Siyaset Akademisi’nde de uluslararası ilişkiler dersleri veriyor. Mehmet Hasgüler ile Kıbrıs & Siyasi El Kitabı ve Sözlüğü üzerine konuştuk.

Kıbrıs üzerine yeni bir kitapla çıktınız okurunuz karşısına. Bu Kıbrıs üzerine kaçıncı kitabınız?

Ortak yaptığımız kitapları da sayarsak 25 oldu…

Bir sözlükle karşı karşıyayız. Ne kadar sürede hazırladınız?

Uzun bir süre aldığını söyleyebilirim. Doğrusu çalışmanın en zor yanı içinde kavramsal-kurumsal ve aktörler bağlamında bir inceleme olmasıdır. Bundan ötürü de bulmakta zorlandığımız şahsi öyküler en zor yanıydı çalışmanın… Öyle ki yazma kısmı sanırım en kolay olandı…


Kategorilerde neler var? İlginç başlıklar var mı, bilinmeyen yönler, ayrıntılar neler?

Kıbrıs’ın tarihsel öyküsü gerçekten çok yönlü sınıflandırma yapmaya uygundur. Bundan ötürü de bir liderin hayat hikâyesinden kavramsal ve kurumsal çerçeveye mevzuyu taşımak okuyucuyu sıkmadan ve kolayca kafasında kategoriler oluşturmaya yardımcı oluyor. Okuyucunun Kıbrıs’tan sıkıldığını söyler yayınevleri… Bunun sebebi sürekli müzakere edilip de çözüme varmamış bir konu olmasından kaynaklandığı kadar alandaki epeyce sıkıcı çalışmalarımızın olmasıdır. Kıbrıs aslında hala hamaset ile malul bir konu olmaya devam ediyor. Hâlbuki Kıbrıs’ın kendi doğal akışında Venedik, Lüzinyan, Osmanlı ve kendi iç dinamiklerindeki halkarın öyküsü hiç de öyle değil. Bilinmeyen yönlere gelindiğinde ise yeni kavramlar ışığında farklı ve özgün bir Kıbrıs anlatılmaya çalışılıyor. Türkiye’nin siyasi yaşamında önemli yeri olan birçok lider de kitapta başlık başlık anlatılıyor. Bunları alfabetik olarak açıp kolayca okumak mümkün… Özellikle yeni kavramlarla konuya derinlik kazandıracak bir yaklaşım da söz konusu…

Kıbrıs’ın siyasi mevzudan çıkıp, kültürüyle, geçmişiyle, tarihiyle gündemimize gelmesini bekliyorduk, bu oldu diyebilir miyiz?

Bu kitap aslında tam da bunu yapıyor… Zengin geçmiş kültürü, dini ve etnik kimlikleriyle adanın öyküsü çok daha ilginçtir. Buradan itibaren Kıbrıs’ın güçlü yönü de bu zaten… Sanki Kıbrıs bir uyuşmazlık dosyasının dışında hiçbir özelliğe sahip değilmiş gibi teknik olarak kim haklı kim haksız şeklinde bir totolojik okuma son derece sakıncalı… Aslında Kıbrıs sevgisi de bu totolojiden beslenmediği halde yayınlar ve incelemeler bunun üzerinden yapılıyor. Bunun iki sakıncası var. İlki Türk milleti mevzudan duygusal olarak kopartılıyor. İkincisi uluslararası alanda konuşacak malzeme bulmakta zor durumda bırakıyor. Öyle ki Filistin konusunda onlarca argümanla özellikle muhafazakar kesim konuşabilirken Kıbrıs’ın Hala Sultan’ı bile doğru dürüst bilinmediğinden sahiplenilmiyor. Öyle de sahiplenilmediğinde mutlaka başkaları sahiplenir.

Bu yönüyle amaca hizmet ediyor mu kitabınız? Yola çıkarken ne düşündünüz?

Sizin yukardaki sorunuza tam da yanıt vermek için hazırladığımı ilk olarak söylemeliyim. İkincisi Türk milletiyle Kıbrıs arasında duygusal bağ kurma arayışı. Üçüncüsü uluslararası alanda bu konuya farklı açılardan vakıf olunduğunda daha iyi savunma yapılacağı… Dördüncüsü ise medya en basit şehirlerin, partilerin, kurumların ve daha nice şeyin sanki Kıbrıs’ta çivi yazısıyla iletişim kuruluyor gibi İstanbul basın yayın dünyasında haberler ve yorumların yanlış yazılmasını önlemek.

O zaman bu sözlük kimlere hitap ediyor? Okura, gazeteciye, yazara, akademisyene mi? Bu kadar geniş mi kapsamı?

Bu açıdan yukarda söylediğim gibi sözlük gençler başta olmak üzere basın yayın dünyasına, kültürel ve dini konulara ilgi duyanlara, araştırmacılara ve siyaset içinde özellikle Kıbrıs konusunda ahkâm kesen “Kıbrısçılara” yazılmıştır. Öte yandan Kıbrıs’ın tarihini, kültürel mirasını, Osmanlı izlerini, mutfağını merak eden okura da hitap etmektedir. Nitekim Kıbrıs’ın bu yönü hiç bilinmemektedir.

Sırada Kıbrıs Külliyatı’ndan başka proje var mı?

Elbette… Yirmi yıl çalışınca biriken çok başlık oluyor. O başlıklar altında üretmeye devam edeceğiz.

Kıbrıs & Siyasi El Kitabı ve Sözlüğü

Mehmet Hasgüler

Alfa Yayınları

640 Sayfa

#Kıbrıs
#Mehmet Hasgüler
6 years ago