|

Kalp kaderdir ve dahi keder

“İnsanız” diyor Gökhan Özcan, Gözağrısı kitabında ve devam ediyor “Ne zaman önü alınmaz bir tufana yakalansak, elimizde olmadan başladığımız yere dönüyoruz. Bu bizim yegâne gerçeğimiz ve bu gerçek, bütün öteki gerçekleri silip süpüren gerçek... Bu bizim doğrumuz ve bu doğru, bütün diğer doğruları hizaya getiren doğru...”

Yeni Şafak ve
04:00 - 14/02/2018 Çarşamba
Güncelleme: 06:06 - 14/02/2018 Çarşamba
Yeni Şafak
​Kalp kaderdir ve dahi keder
​Kalp kaderdir ve dahi keder
BEYZA KARAKAYA

Kalbimizin üstünde kurşuni bir ağırlık taşıdığımız bir zamanı idrak ediyoruz. İçimizde daima “Yaklaşıyor yaklaşmakta olan…” hissi... Ve fakat ne bu hissi içimizden atacak takate ne de bu hissi anlamlandırmaya yetecek “kelimelere” sahibiz. Yalnızca okuduklarımız ve okudukça yazdıklarımızla yaşadığımızı hissediyoruz.

Gökhan Özcan’ın 2000-2010 yılları arasında Gerçek Hayat dergisi ve Yenişafak gazetesinde yayımlanan yazılarını derlediği, 2017 TYB “deneme ödülü”nü alan Gözağrısı kitabı da kalbimizin üstündeki bu ağırlığı azaltan kitaplardan. Her ne kadar uzun, belki tozlu, dikenli yollardan, yıllardan geçip gelmiş olsa da yazıların her biri hem yazıldıkları zamanın ve mekanın izini taşırken, hem de başka bir zamansızlığa ve mekansızlığa hitap ediyorlar.

Kitabın satırları arasında, kâh hiç kimsenin bilmediği, kalbimizin ortasında, göz kapaklarımızın ardında uzanan bir denizin kıyısında, dalgaların sesini dinlerken, kâh bir ormanın derinliklerinde, “yaşlı insanlar gibi damarları yüzüne vurmuş” büyük bir ağacın gölgesinde serinlerken buluyoruz kendimizi.


Dünyanın gizini anlama/anlamlandırma çabasında eşlik eden bir kılavuz niteliğinde olan “Gizli” adlı yazısında Özcan, bir şiire ses verir gibi kalbe düşürüyor sözü. “Dünyanın içinde derya, deryanın içinde bir başka dünya gizli. Suyun içinde yunus, yunusun içinde Yunus gizli. Yokluğun içinde varlık, varlığın içinde yokluk gizli. Sesin içinde sükûnet, sükûnetin içinde ses gizli. Sözün içinde mana, mananın içinde hakikat gizli. Şehrin içinde evler, evlerin içinde şehirler gizli. Hikayelerin içinde hayat, yaşanmışların içinde hiç yaşanmamışlar gizli…”

ŞİİRSEL BİR ÜSLUP

Yazarın büyülü bir tınıyla sorduğu “Neydi geçen zamanı unutulmaz kılan?” sorusunun yankısında, okuyucu hiçbir yerin ortasında, hiçbir şeyin gölgesinde kendisini sigaya çekiyor. Yazar, gözden kaçırdığımız veya görmezden geldiğimiz küçük/ehemmiyetsiz şeylerin ehemmiyetini şiirsel bir üslupla anlatıyor. “Sıradan günlerin güzelliğini” gösterirken, hakiki olanın “Bütün günleri önemseyerek yaşamak” olduğunu idrak etmemize vesile oluyor.

“Kalp kaderdir” diye fısıldıyor okuyucuya. Okuyucu tasdik ediyor ve ilave ediyor “Ve belki de kalp kederdir.” Sanki kelimelerin sırrı aralanıyor kitap nihayet bittiğinde. Kelimeyi yaratana şükürler olsun.

#Gözağrısı
#Gökhan Özcan
6 yıl önce