|

İsyan etmek şarttı

Suriye'deki iç savaşın ilk günlerine odaklanan ve olayların özünü anlatmayı hedefleyen "Kardeşim İçin Dera" filmi önümüzdeki günlerde vizyonda olacak. Tek amaçlarının bir derdi anlatmak olduğunu söyleyen filmin yönetmeni Murat Onbul, "Bu filmi izleyenler Suriyeli kardeşlerimizle empati kuracaklar. Onların nasıl bir zorlu süreçten geçtiklerini görecekler. İlk isyanın başladığı Dera ile derdin özünü anlattığımıza şahit olacaklar"diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 8/04/2018 Pazar
Güncelleme: 05:43 - 8/04/2018 Pazar
Yeni Şafak
Derdimizin özü ilk isyanda saklı
Derdimizin özü ilk isyanda saklı

Kardeşim İçin Dera filmi Suriye'de isyan ve ayaklanmaların ilk başlangıç yeri olan Dera kasabasında olanları anlatıyor. Yapımcılığı ve senaristliğini Halis Cahit Kurutlu'nun yaptığı filmin yönetmenliğini Murat Onbul üstleniyor. Suriye konusundaki söylemlerin büyük çoğunluğunun nefret barındığını belirten yönetmen, sözlerini şöyle sürdüyor: " Bir yerden sonra insan olarak vicdanınız el vermiyor. Siz de duyduklarınız karşısında sesinizi yükseltiyorsunuz. Bu yöntem hiç sağlıklı değil. Ben hep oradaki sorunun özünün anlatılması gerektiğini düşünüyordum. İşte bu film projesi tam da olayların özünü anlatıyor. "

* Bu filmin yönetmenliğini yapmaya nasıl karar verdiniz ?

Bir arkadaşım vasıtası ile filmin yapımcısı Halis Cahit Kurutlu ile tanıştım. Filmlerini bana anlattılar ve birlikte çalışmayı teklif ettiler. Onlar gerçek bir sorunu ve bir derdi anlatmak peşindeydiler. Ben de böyle bir filmin içinde yer almak istiyordum.

* "Kardeşim İçin Dera" filminde Suriye meselesi Dera kasabası üzerinden anlatılıyor. Neden bu kasabayı seçtiniz ?

Suriye'de yaşanan olayların şu anını anlatmak zor. Ancak bu savaşın başlangıcı çok net. Dera kasabası da zulüm ve işkenceye karşı başlatılmış ilk başkaldırının hikayesini taşıyor. Ayaklanmaların zeminini hazırlayan ve insanları yurtlarından eden süreci en iyi buradan verebilirdik.


* Film tamamen gerçek olaylara dayanıyor değil mi ?

Filmin büyük bir kısmı gerçek olaylara dayanıyor. Kurgusal olan yerler var. Takdir edersiniz derdimizi bir film estetiğiyle anlatmamız gerekiyor. Yoksa başka türlüsü film değil, belgesel olurdu. Kurgusal kısım ise gerçeği örtmek ya da değiştirmek amaçlı değil, filmi seyirlik kılmak için çekildi. Senaristler de bu bölümleri zaten gerçeklikten kopmadan yazdıkları için hikayedeki bütünlük bozulmadı.

* Siz bu filmden önce Suriye meselesiyle ne kadar ilgiliydiniz ?

Suriye konusundaki söylemlerin maalesef büyük çoğunluğu nefret barındırıyor. Bir yerden sonra insan olarak vicdanınız el vermiyor. Siz de duyduklarınız karşısında sesinizi yükseltiyorsunuz. Hiç istemeyeceğiniz tartışmaların ortasında kalıyorsunuz. Bu yöntem hiç sağlıklı değil. Ben hep oradaki sorunun özünün anlatılması gerektiğini düşünüyordum. Bireysel olarak bu konuda ne yapabilirim diye düşünürken çok şükür bu film pojesi önüme geldi.


* Yani filmde Suriyeliler'in derdinin özünü anlatılıyor ?

Evet tam da öyle yapıyoruz. Bu filmi izleyenler Suriyeli kardeşlerimizle empati kuracaklar. Onların nasıl bir zorlu süreçten geçtiklerini görecekler. Zaten anlattığımız olaylar yüzyıllar önce yaşanmadı. İnternette Dera üzerine çok küçük bir araştırma yaparlarsa ne anlatmak istediğimizi tüm gerçekliğiyle görecekler.

* Filmin kahramanı olan Ali'de bu haberlerde yer alan kurbanlardan biri değil mi ?

Ali, aynı çileyi çekmiş bir çok kişiyi temsil ediyor. Aslında onun ayaklanmalarla hiçbir ilgisi yok. Kardeşini kurtarmak ve barış içinde yaşamak için kasabasına dönüyor. Olaylar öyle bir hale geliyor ki , Ali eylemleri yöneten kişi oluyor.

* Siz filmin hazırlık aşamasında olayları birebir yaşayanlarla görüştünüz mü ?

Filmde danışman olarak olaylar yaşandığında orada olan beş kişiyle görüşmeler yapıldı. Ben Dera'da üç kurşunla yaralanmış ve tedavisinin ardından Türkiye'de üniversite okuyan pırıl pırıl bir genç ile görüştüm. Onun anlattıkları beni çok sarstı. Şunu söylebilirim, filmde gösterilen dehşet dolu sahneler, onun yaşadıkları yanında yetersiz kalır.

* Filmin Türkiye ile ilgili boyutu nedir ?

Suriyeliler bizim kardeşimiz. Biz kardeşlerimiz için film yaptık ve onların derdini anlattık. Kardeş olduğumuzu hatırlatmak istedik. Türkiye'ye sığınanların nelere mecbur kaldıklarını, yurtlarını neden terk etmek zorunda olduklarını, göstermek istedik. Birlikte kardeşce yaşamak için birbirimizi anlamalıyız.

* Sizce filminiz gişe yapar mı ?

İyi işlerin içinde olduğum zaman gişede ne olacağını hiç düşünmüyorum. Elbette yapımcıların emekleri ve filmin büyük kitlelere ulaşması için gişede başarılı olmasını isterim. Film ne kadar çok insan izlerse, Suriye'de olanlar hakkında daha gerçekçi bir bakış açısı gelişir.


BİR DAĞA ÇIK, FİLM ÇEK VE PARAYI TOPLA

* Son yıllarda Türk sinema sektöründe bir gelişme ve ilerleme var değil mi? Siz bunu bir yönetmen olarak nasıl değerlendiryorusunuz ?

Türk sinemasında gelişme mi yoksa film artışı mı var? İkisi birbirinden faklı şeyler. Geçen yıl sinemaya 70 milyon seyirci gitmiş. Bu çok yüksek bir rakam ve beraberinde büyük kazançları da getiriyor. Sinema seyircisinin yapımcıya ve dağıtımcıya getirisi büyük.

* Bunlar iyi değil mi ?

Bu durum kolay para kazanma şekli haline geliyor. Kaliteli işler değil, para getiren işler ön plana çıkıyor. Yani sinema değil, bir ticari faaliyet gelişti.

* Popüler olmayan filme yer yok mu diyorsunuz?

Bakın , son günlerde vizyonda en çok hangi filmler var. Askeri operasyonların olduğu filmleri görürsünüz. Bunu vatanseverlik için mi yapmıyorlar.Asla böyle bir niyetleri yok. Çünkü bu filmlerden kesin kar edeceklerini biliyorlar. 500 bin liralık bir bütçe ile dağ başına git, insanların duygularını sömür ve para kazan. Gerçek bir vatansever isen büyük bütçeli, hikayesi sağlam, profesyonel bir ekibi olan, yurtdışına da derdini anlatacağın kaliteli filmler çekersin. Böyle üçüncü sınıf kahramanlık filmleri çekip, parama bakayım demezsin.

* Bir süre sonra büyük paralar kazanan yapımcılar nitelikli filme yönelmezler mi?

Bu konuda ümidim var. Artık doygunluğa ulaşan yapımcılar gişe kaygısı gütmeyen iyi filmler çekmek için adımlar atıyorlar.

  • Özel sektör iyi şlere bakmaz
  • * Sizin filminiz Kültür Bakanlığı desteğiyle çekildi. Bu anlamda olumlu gelişmeler var değil mi ?
  • Devletin değiştirdiği çok şey var. Kültür Bakanlığı derdi olan, iyi ve kaliteli işlere destek oluyor. Bu sektör adına özellikle TRT alternatif projelerin hayat bulduğu bir kurum oldu. Mesela benimde bir süre yönetmenliğini yaptığım "Leyla ve Mecnun" dizisi fenomen olmuştu. Hiçbir özel televizyon kanalı bu diziyi üç dört bölümden fazla yayınlamazdı. Çünkü özel sektörde kaliteli ve iyi iş para etmez. Bu diziTRT'de 104 bölüm sürdü.Bu işin vizyonunu görüpdesteklediler. Daha birçok iyi projenin arkasında durdular. Devletin vizyonu bu doğrultuda epey gelişti ve daha iyiye gidiyor.
#Suriye
#Sİnema
#Kardeşim İçin Dera
6 yıl önce