|

İran’da ekonomi yol ayrımında mı?

Gelecek iki yıllık (belki de daha uzun) periyotta, İran’ı siyasi ve ekonomik olarak sıkıntılı günler bekliyor. İran’ı önümüzdeki dönemde bekleyen zorlu süreçte, kriz yönetimi kapasitesine sahip kadroların iş başına geleceği, bu minvalde bazı tasfiyelere gidileceği düşünülmektedir. Muhtemelen önümüzdeki günlerde bu türden yeni haberler gelecektir.

Yeni Şafak ve
04:00 - 29/07/2018 Pazar
Güncelleme: 03:38 - 29/07/2018 Pazar
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
Prof. Dr. Murat ASLAN -İran Araştırmaları Merkezi -İRAM ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İktisat Bölümü

İran’da ekonomi yönetiminde bazı önemli pozisyonlarda değişiklikler olacağına yönelik haberler son bir aydır İran kamuoyunun önemli bir gündem maddesiydi. Bu çerçevede önemli bir gelişme 25 Temmuz Çarşamba günü yaşandı ve Merkez Bankası Başkanı değiştirildi. 2013 yılından beri Merkez Bankası başkanı olarak görev yapan Veliyullah Seyf görevinden alındı. Bu göreve, Ekonomi Bakanlığı’nın teklifi ve Bakanlar Kurulu’nun onayıyla Abdunnasır Himmeti getirildi.

Ekonomi yönetimi bağlamında yine önemli bir makam olan Bütçe ve Planlama Teşkilatı başkanının da değiştirileceğine yönelik haberler var. Söz konusu teşkilatın hâlihazırdaki başkanı Muhammed Bekir Novbaht’ın Ruhani’ye istifasını verdiği ancak Ruhani’nin istifayı kabul etmediği söyleniyor. İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin ilk döneminde ekonomi bakanı olarak görev yapan Ali Tayyip Niya’nın ismi gerek Merkez Bankası başkanlığı ve gerekse de Bütçe ve Planlama Teşkilatı’nın başkanlığı için basında dile getirilmişti. Ancak İran’da ekonomi yönetiminin parçalı yapısı ve karar alma süreçlerindeki sıkıntı gibi nedenlerle Ali Tayyip Niya’nın bu teklifleri reddettiği öne sürülüyor. Değişimle ilgili diğer bir iddia Ekonomi ve Finans Bakanı Mesud Kerbasiyan’ın yerine İran’da hisse ve menkul kıymetler borsalarını regülasyondan sorumlu ofisin başkanı Şapur Muhammed’in getirileceği yönünde.

ESNAF GÖSTERİLERİNİN ASLİ SEBEBİ

Banker zedelerin gösterileri, 2017’nin son günlerinde başlayan ve 2018’in ilk günlerine değin süren protestolar, su kesintisi eylemleri ve son olarak geçtiğimiz ay Tahran esnafının yaptığı gösterilerinin tamamı, ekonomik kötü gidişten ve bunun yarattığı sosyoekonomik sorunlardan (işsizlik, enflasyon, yolsuzluk vb.) kaynaklanmaktadır. Nükleer anlaşmadan çekilme hususunda ABD başkanı Trump’ın söylem dozajını arttırması, İran para biriminin başta ABD Doları olmak üzere diğer para birimleri karşısında sert bir şekilde düşmesine neden oldu.

9 Mayıs’ta ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesi nedeniyle İran ekonomisine ilişkin belirsizliklerde ciddi düzeyde artış var. Yaptırımlar henüz devreye girmemesine rağmen ABD’deki resmî ağızlarının İran’a ilişkin oldukça sert ifadeler kullanmaları önümüzdeki sürecin çetinleşeceğini gösteriyor.

2013 sonrası Batı ve ABD ile ilişkilerin daha makul bir düzlemde devam ettirilmesi yönünde atılan adımlardan arzu edilen fayda sağlanamadı. İran’daki şahin kanat, 2013 yılından itibaren yürütülen bu çabalara karşı çıkmasa da Ruhani tarafından oluşturulan bir ekipçe yürütülen uzlaşma politikalarına şüpheyle yaklaştı. Ruhani ve ekibinin yürüttüğü ve belli bir düzeyde başarılı olan uzlaşmacı politika, ABD Başkanı Trump’ın nükleer anlaşmadan çıkacağına yönelik açıklamalarıyla sallanmaya başlamış ve ABD’nin anlaşmadan çekilmesiyle anlaşmanın artık sürdürülemeyeceği anlaşılmıştır.

ŞAHİNLERİN YÜKSELİŞİ

Siyaset biliminde önemli bir tartışma alanı bir devletin: (A) ticari/ekonomi ve (B) ideoloji (güvenlik) arasındaki tercih sıralamasını nasıl yapması gerektiği üzerinedir. Çalkantılı olmayan normal dönemlerde uygulanan politikalar ve bu tip dönemlerde yönetim koltuğunda oturan yöneticilerin becerileri ve işleri yönetme kapasiteleri yeterli görülebilir. Ancak kriz dönemlerinde durum çok farklı bir karakteristiğe bürünür.

ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesiyle aslında nükleer anlaşma yürürlüğünü kaybetmese de fiilî olarak geçerliliğini yitirmiştir. Ruhani tarafından kurgulanan normalleşme stratejisinin artık işlemeyeceği oldukça açık bir şekilde görünmektedir. Ruhani’nin tasarladığı normalleşme stratejisi ve bu amaçla bir araya gelen ekip, her ne kadar normalleşme ve A seçeneğini öne taşımaya çalışan bir rota takip etse de İran’da şahin kanadın zaten şüpheyle yaklaştığı bu seçeneğin rafa kaldırılacağı ve dolayısıyla önümüzdeki dönemde B seçeneğinin artık temel paradigma olacağı açık bir şekilde görülmektedir.

Ekonomi yönetiminde yapılan değişiklik yukarıda açıklanmaya çalışılan referanslar üzerinden yorumlanabilir. Ekonomik anlamda İran ekonomisi zaten işsizlik, enflasyon, gelir dağılımı çarpıklığı, yolsuzluk vb. birçok sorunla karşı karşıya gelmiş durumda. Nitekim yukarıda da zikredildiği gibi bu sorunların sosyal dinamikleri harekete geçirip büyük katılımlı toplumsal olaylara evirilme ihtimali bulunmakta.

SIKINTILI GÜNLER KAPIDA

Merkez Bankası başkanlığına getirilen Himmeti aslında bir iktisat profesörü ve ayrıca finans ile sigortacılık alanında ciddi tecrübeye sahip. Himmeti, Sina Bankası ve İran Millî Bankası’nın uzun yıllar genel müdürlüğünü yaptı ve ayrıca İran’a özel sigortanın getirilmesi ve kurumsallaşmasında en önemli rol oynadı. İki hafta kadar önce Pekin’e büyükelçi atanan Himmeti apar topar İran’a dönecek. Ekonomi ve finans alanında konuyu ele alan köşe yazarlarına tarafından önümüzdeki zorlu dönem için her ne kadar Abdunnasır Himmeti en iyi opsiyon olmasa da 61 yaşındaki bu deneyimli bürokratın mevcut konjonktürün gerekleri dikkate alındığında bağlamında iyi bir seçim olduğu söyleniyor.

Gelecek iki yıllık (belki de daha uzun) periyotta, İran’ı siyasi ve ekonomik olarak sıkıntılı günler bekliyor. İran’ı önümüzdeki dönemde bekleyen zorlu süreçte, kriz yönetimi kapasitesine sahip kadroların iş başına geleceği, bu minvalde bazı tasfiyelere gidileceğini düşünülmektedir. Muhtemelen önümüzdeki günlerde bu türden yeni haberler gelecektir.

#İran
#Yaptırım
6 yıl önce