|

İki Türk’ün Anzaklarla savaşı

1. Dünya Savaşı'nın gizemli kalmış olaylarından biri daha tüm detaylarıyla gün yüzüne çıktı. 1915'te Avustralya'nın ücra bir kasabasında tren baskını gerçekleştiren iki Türk'ün hikayesi, Broken Hill Savaşı’nda Salih Koca tarafından anlatılıyor.

Yeni Şafak
04:00 - 10/11/2018 Cumartesi
Güncelleme: 17:28 - 9/11/2018 Cuma
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
OSMAN ASAF TETİK

Çanakkale cephesine ANZAK askeri taşıdığını düşündükleri trene sabotaj yapan Muhammed ve Abdullah, tarihe ‘Broken Hill Savaşı’ olarak geçen çatışmalar silsilesinin yegane kahramanları oldu. Sultan Reşad’ın cihad ilanı sonrası tüfeklerini kuşanarak ANZAK’lara ilk kurşunu Çanakkale Savaşı’ndan aylar önce sıkan dondurmacı ile kasap, baskın sonrası mevzilendikleri bölgede üzerlerine gönderilen iki yüz kişilik birliğe de uzun süre direndi. Dondurma arabasına çektikleri Türk bayrağıyla okyanusun ortasında emperyalist güçlerle çatışmaya giren bu iki adam hakkında yıllar yılı birçok farklı hikaye anlatıldı. Yazar Salih Koca’nın uzun araştırmaları sonucu roman kurgusuyla kaleme aldığı ‘Broken Hill Savaşı’, Anadolu’dan Avustralya’ya uzanan maceranın gerçeğe en yakın halini ifşa ediyor. İnternette dolaşan abartılı hikayeleri gördüğünde olayın aslına ilişkin araştırma yapmaya başladığını ifade eden Koca, tarihi doğru bilmenin önemine dikkat çekerek, çok emek verdiği romanını şöyle anlatıyor:
NEFES KESEN BİR MACERA

“Asılsız iddialarla insanımızın duyguları erozyona uğratılmamalı. Gerçeği hak ettiği gibi anlattığınızda en uçuk fantastik hikâyelerden bile daha heyecanlı sahneler ortaya çıkabiliyor. Anadolu’dan, Yedi Güzel Adam’ın şehrinden başlayan hikayemiz daha sonra İstanbul üzerinden Trablusgarp Savaşı, Mustafa Kemal, Enver Paşa ve Ömer Muhtar’ın da olduğu bir macera ile devam ediyor. Romanın kahramanları Osmanlı için yardım toplayan Hindistan Müslümanlarına ulaşıp bu altınları Enver Paşa’ya getirmek amacıyla uzun bir deniz yolculuğuna çıkıyorlar... Nefes kesen maceralar yaşanıyor. Onların yanında, çatışmanın tam ortasında, mermilerden patlayan kayalar, bedenlerden akan kanlar, şehadete giden kararlılıkları günlerce aylarca bende, içimde yaşadı. Roman bittiğinde, Broken Hill sokaklarında yaşayan ruhumun yansıması olan yüzüme alışmam birkaç gün aldı. Yaşanan şiddeti asla sansürlemedim, yumuşatmadım. Bunun onlara haksızlık olacağını düşündüm.”


DOĞRUYU BİLMEK ZORUNDAYIZ

“Tarihimizi çok iyi bilmeli, kahramanlıkları, fedakârlıkları ve acıları çok iyi öğrenmeliyiz. Büyük bir tarihin evlatları olarak gelecekte yapacağımız çok şey olduğunu bilip asla moralimizi bozmayıp atalarımızın bizimle olduğunu hissetmek zorundayız. Onlara layık olmak istiyorsak çalışmak, öğrenmek ve bilmek zorundayız. Gençlerin kafa karışıklığını giderecek temel fikirler, olayların doğru anlatılmasıyla oluşur. Unutmamak lazım ki, bizler için kafa karışıklığı geçicidir; medeniyetimizin ruhunu içimizde yaşatmak, her attığımız adımda onun sorumluluğunu hissetmek kalıcıdır, kalıcı olmalıdır. Bu iki cesur savaşçıya dair bir kitap yazarken hissettiğim tek şey sorumluluk duygusuydu. Onların bu unutulmaz serüveni hakkında unutulmaz bir eser yazma çabasıydı. Umarım başarılı olmuşumdur, kararı okuyucu verecektir.”

#broken hill
5 yıl önce