|

İğde kokulu kitaplar

Bige Güven Kızılay’ın insanın içine umut düşüren, kıpır kıpır eden kitabı var elimde: Hayal Ağacım İğde. Satırlar arasında gezerken hayatı güzelleştiren şeyin aslında insanın kendi bakış açısı olduğunu düşünmeye başlıyorsunuz. Kızılay, okurunun kalbini hafifleterek yaşama sevinci müjdeliyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 13/06/2018 Çarşamba
Güncelleme: 07:00 - 13/06/2018 Çarşamba
Yeni Şafak
​İğde kokulu kitaplar
​İğde kokulu kitaplar

Okurları bilir Genç yazarlardan Bige Güven Kızılay’ın yazdığı Hayal Ağacım kitabı bundan üç yıl önce raflarda yerini almış ve büyük beğeni kazanmıştı hatta halen liselerde Edebiyat derslerinde okutuluyor. İşte şimdi yazarımız bu kitabın ikincisi diğeceğimiz Hayal Ağacım İğde kitabıyla yeniden okurun karşısında. Bige Güven Kızılay kitabında günümüzde yaygın görülen şikayet ve memnuniyetsizliğin aksine, eski güzel günlerin “olması gereken” kadim erdemleri hatırlatılıyor. Umudun da umutsuzluk kadar bulaşıcı olduğu düşüncesinden hareketle kaleme alınmış bir kitap. Birlik beraberliğin, kardeşliğin, benzer değerler etrafında bileşmenin, aslında birbirimize ne kadar benzer olduğumuzun kanıtı gündelik anektodlarla bezenmiş olması, ifadeleri çok daha samimi ve içten bir akışla sunuyor okuyucuya. Bige Güven Kızılay, Önsöz’ü okurlarına bırakarak yazar olarak farkını da sergilemiş. “Anılar ve şimdiki zaman arasında yıldızlı bir köprü” diyen de var, “Gerçek masalların anlatıcısı” diye tarif eden de. “İçimdeki ben karşımda konuşuyor gibi hissederek okuyorum “ diye ifade eden okuruna bakılırsa, bu düşünceleri paylaşan azımsanmayacak bir çoğunluk söz konusu.

Satırlar arasında gezerken, hayatta her şeyin bir bakış açısı meselesi olduğunu anlıyorsunuz. Hayal Ağacım İğde, bir anlamda bize hiç farkında olmadığımız, veya varlığını unuttuğumuz pencereleri işaret ediyor. İyilikle kötülüğün sonsuz mücadelesinde iyiliğin ne tarafta olduğunu, zayıf ve güçlü yanlarını irdeliyor. Didaktik ve kibirli olmadan anlatması da en önemli farkı. Son derece zarif manevralarla kurgulanmış bir kitap. Farkında bile olmadan bir konunun başka bir konuya bağlanışına hayretle şahit oluyorsunuz.


FARKLI KAYNAKLARDAN BESLENİYOR

Yazarın şiire ve düşünürlere verdiği değer de satırların arasında güçlü biçimde hissediliyor. İlmek ilmek işlenmiş düşünceler, bir şairin kıtalarıyla son bulduğunda, aslında bir anlamda o şair tarafından onaylanmış duygusu veriyor. Edip Cansever’den Mevlana’ya, Aziz Nesin’den Kızılderili deyişlerine, Halil Cibran’dan Che Guevera’ya dek çok geniş bir yelpazede ilham veren ifadelerle desteklenmiş .

İlk Hayal Ağacım’da olduğu gibi, İğde’de de yine Portreler bölümü var. Normalde yan yana yazılı olsalar ortak hiç bir noktaları yoktur diyeceğimiz, apayrı sosyal statülerden gelen kişilerin şahane bir ortak noktalarını olduğunu keşfediyorsunuz : “insana verdikleri değer”. Onları bir sınıf dolusu öğrenci, ya da bir sokak dolusu komşu, sinema perdesinin veya tiyatro sahnesinin önünde oturan binlerce seyirci, ya da binlerce hasta karşısında vazgeçilmez yapan, sevilesi yapan detayın tam da bu olduğunu anlıyorsunuz bölümü bitirirken.

Özetle Hayal Ağacım yazılarının aslında bir tavır, bir duruş olduğunu söylemek mümkün. Tamamen farklıymış gibi görünen birçok elementin, esasında çok temel bir takım değerlerin etrafında ayakta kalabildiğinin tarifi. Hayatın farklılıklarla çeşitlenip güzelleştiğini, ancak bunun ortak paydaları yok etmediğinin kanıtı hikayeler var içinde. Ve günümüz Türkiye’sinde bizi karamsarlığa, umutsuzluğa düşüren her ne varsa onları yenmenin yolları, gelecek korkusuyla baş etmenin reçetesini bulabileceğiniz samimi bir kitap.

#Hayal Ağacım İğde
#Bige Güven Kızılay
6 yıl önce