|

Hristiyanlıkta tasvir yasağı

Nuh Yılmaz’ın İslam’da Resim Yasağı Söylemi adlı kitabı resmin sadece Müslüman çevrelerde tartışma konusunu olmadığını aynı şekilde Hristiyan dünyasının da tartışma konularının başında geldiğine dikkat çekiyor. Yılmaz’a göre resim düşmanlığının kaynağı aslında Avrupa.

Yeni Şafak ve
04:00 - 14/09/2017 Perşembe
Güncelleme: 00:16 - 14/09/2017 Perşembe
Yeni Şafak
Hristiyanlıkta tasvir yasağı
Hristiyanlıkta tasvir yasağı
YAKUP ÖZTÜRK

Nuh Yılmaz’ın İslam’da Resim Yasağı Söylemi başlıklı çalışması, İslam ve görsel sanatlar ilişkisine birkaç açıdan farklı yorumlar getirmesiyle dikkate değer görülmeli. Şimdiye kadar İslam’ın tasvir, imaj, imge, ikon vs. unsurlara yaklaşımı, doğrudan İslam nazariyatı içerisinde değerlendirilmişken, bu kitapta meselenin bir İslam meselesi olmadığı, batının kendi varlık sahasını genişletmek için İslam üzerinde tahakküm kurmak üzere İslam’ın ikonografiye düşman olduğu tezini ürettiği ileri sürülür. Avrupamerkezci söylem, tarihe, edebiyata, siyasete bakışımızda nasıl kurtulamadığımız bir paradigma inşa etmişse İslam’da resim söz konusu olduğunda da aynı çerçeveden bakmaya bizi zorlamıştır. Nuh Yılmaz, Müslümanların imge ile ilişkisini Avrupamerkezci sanat anlayışında İslamî ikonoklazma etrafında ele alınmasından duyduğu rahatsızlığı göstermek adına bu çalışmayı gerçekleştirmiştir. Farklı dinlere mensup kişilerin, milletlerin resme bakışı, kültürel, siyasî, sosyal bakış açıları üzerinden değerlendiriliyorken, İslam sanatının ya da Müslümanların sanatla ilişkilerinin teolojiyle sınırlandırılarak konuşulması bu Avrupamerkezci anlayışın bir neticesidir. İslam’da Resim Yasağı Söylemi, bu açıdan, Kur’an ve hadislerde resim ve tasvire bakış nasıldı, ulema, fukahanın görüşleri nelerdi benzeri sorulara cevap arayan bir kitap değil. Bilakis, meselenin İslam’ın bir meselesi olmadığını söyleyen, batının kendi ürettiği ve kendisine hapsedilmesi gerektiğini ileri süren bir kitap var karşımızda.

İKONLAR İBADETE ENGEL TARTIŞMASI

Antik Yunan, Bizans ve Avrupa Hıristiyan topluluklarının ikonografiye bakışında sürekli değişimler görülmüştür. Aydınlanma sonrası ortaya çıkan mezheplerde ayrışmanın temelinde, ikonların ibadetleri gölgeleyecek biçimde çevreyi kuşatması vardır. Protestanlığın, Katoliklere bakışındaki sert tutumun esasında, resim ve görsel unsurların, boyutlu nesnelerin tanrının yüceliğini gölgelediği düşüncesi görülür. Nuh Yılmaz, İslami İkonoklazma Tezi kavramsallaştırmasıyla batının İslam sanatlara bakışını yorumlar. Bu yorumların dikkat çekici cephelerinden biri de sömürgecilik sonrası batının doğu ile karşılaşmasıdır. Sömürgeciliğin Müslüman coğrafyalara ilerlemesi neticesinde kendi sanatlarına benzemeyen birtakım çalışmalarla karşılaşan batılıların bu çalışmaları tanımlamak için kullandıkları kavrama İslam sanatı sorunu demişlerdir. Bu tezin kökeninde, Müslüman sanatçıların imge ile sorunu olduğu, evrensel sanat üretmeyi bu sebepten gerçekleştirmelerinin mümkün olmadığı, ancak “dekoratif” eşyalar yapabilecekleri söylenerek “Hıristiyan ve Müslüman arasındaki ontolojik farkı pekiştirme” hedeflenmiştir.

Aydınlanma öncesi dönemde batının yasakçı tutumunu gösteren ikonoklazma, Yılmaz’ın vurguladığı üzere batının kendisine yakıştıramadığı bir gerçekliğin Müslümanlara atfedilmesi amacından başka bir şey değildir. Bütün bu manzaraya rağmen daha tehlikeli olan ise İslami İkonoklazma Tezinin Müslümanlar tarafından kabullenilmiş olmasıdır. “İslami İkonoklazma Tezi, performatif anlamda küresel Müslüman kimliğinin tecrübe ettiği problemleri içselleştirerek tersinden bu söylemin asli bir parçası hâline gelmiş görünmektedir.”

RESİM DÜŞMANLIĞININ
KAYNAĞI AVRUPA

Afganistan’ın Bamyan şehrinde Bamyan Budaları adıyla anılan dünyanın en yüksek iki Buda heykelinin Taliban tarafından yıkılması, 2005’te Danimarka’da bir gazetede Hz. Muhammed’e saldıran ve hakaret eden karikatürlerin yayımlanması İslam’ın ikonoklast (ikonları ortadan kaldırma) yani put, imaj, ikon, imge kırıcı bir din olduğu söyleminin yeniden konuşulmasına sebep olmuştur. Nuh Yılmaz’ın çalışması bu hadiseleri kendisine kaynak almıştır. İslam’ın ikon düşmanı ve tasviri yasaklayan bir din olduğu düşüncesi, bu kitapta Avrupamerkezci düşüncenin bir ürünü olarak tarif edilmekte, İslam’da tasvir yasağının olduğuna dair söylemin batı icadı olduğu dile getirilmektedir.


Nuh Yılmaz, İslamî ikonoklazma tezini tartışırken ikonoklazma ve İslamî ikonoklazma kavramlarını birbirinden ayrı iki düşünme biçimi olarak ele almak gerektiğini söyledikten sonra bu tezin nasıl inşa edildiğini göstermek için ikonoklazmanın “soykütüğünü yapmak” gerektiğini dile getirir. İkon, zaman içerisinde önünde ibadet edilen imge anlamına kavuşmuş bir kavramdır. İmge ve kırmak kelimelerinden meydana gelen ikonoklast 720 yılına ait bir mektupta bir papazın kilisesinden dini portreleri çıkarmasını tasvir eder.

Müslümanlarla ilgili ikonoklazma kavramı Reform hareketlerinden sonra ortaya çıkmıştır. Kitap, İslam’da belli tasvirlere karşı bir yasak olmadığını iddia etmiyor ya da İslam tarihinde hiç ikonoklazmayla karşılaşılmadığını söylemiyor ancak Müslümanların tasvirle aralarındaki ilişkinin “sorunlu” bir ilişki olmadığına dikkat çekiliyor. İslamî ikonoklazma etrafında cereyan eden tartışmaların İslam ve ikonoklazmayla değil, “Avrupa’nın kendisini modern dünyada inşa etme biçimiyle ilgili” olduğunun söylenmesi bu çalışmanın temel iddiasıdır: “Bu söylem Müslümanlara ya da İslam’a indirgenemez.”

HRİSTİYAN MEZHEPLERİN İKONA BAKIŞI FARKLI

İslamî ikonoklazmanın hiyerarşi, ayrıcalık, baskı, barbarlık gibi kavramlarla düşünüldüğünü hatırlatan Yılmaz, bunun kontrol etme, bastırma, yönetme çerçevesinde hatırlandığını dile getirir. İslam’da Resim Yasağı Söylemi, İslam’da ikonoklazma tezinin Avrupa’da sanat ve din tartışmaları merkezinde inşa edildiğini bundan dolayı da tarihî bir gerçeklik değil Avrupamerkezci bir gerçeklik olduğunu dile getirir. Avrupamerkezcilik, Yılmaz’ın vurgusuyla, Müslümanların kelime dağarını değiştirmeye ve tercüme yoluyla sunulan hazır kelime kalıplarını içselleştirmeye zorlar. Bu da Müslümanların kendi sorunlarını kendi lügatıyla değil ithal bir dil üzerinden konuşmalarına sebep olur. Avrupamerkezci söylem sanatın ne olduğunu tarif etme cüretini kendisinde gördüğü için İslam’ın sanatla irtibatını da adlandırmaya çalışır.

Bu tez, İslam’dan kaynaklanan bir iddiadan daha çok Aydınlanma sonrası sekülerliğin sınırlarını tayin etmek için ortaya atılmıştır. Bu tezin elini kolaylaştıran, ona malzeme devşiren disiplin ise oryantalizmdir. Bu disiplin ve yüklendiği misyon kitapta “İslam’ı ve Müslümanları zamansal ve mekânsal olarak şimdiden uzaklaştıran” bir söylem biçiminde tarif edilir. İslam’ın radikal söylemlere indirgenip, küçük bir topluluğun dini olduğunu göstermeye çalışan söylem ve hareketlerle İslami İkonoklazma Tezi’nin ortaya çıkışı arasında bir fark yoktur.

Hıristiyan mezheplerinin ikona bakışı da kitapta ele alınan konulardan. Protestanların ikonoklazmaya yaklaşımı batı dünyasındaki en meşhur ikon tartışmalarındandı. Kitabın bu kısımları, batı ve Hıristiyan tarihi hususunda bir hafıza yenilemesidir. Martin Luther, Calvin, Karlstadt ve akstivist bazı ikonoklastların görüşlerine bu kısımda rastlamak mümkün.

#Nuh Yılmaz
#Hristiyanlık
#Resim
#İkon
7 yıl önce