|

Hizbullah Suud’a boyun eğmez

Yeni Şafak
04:00 - 13/11/2017 الإثنين
Güncelleme: 03:23 - 13/11/2017 الإثنين
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
Hussein Dakroub - Lübnanlı gazeteci

Suriye’de devam eden savaşta müttefikleriyle sahip olduğu askeri üstünlükle cesaretlenen Hizbullah’ın, Suudi Arabistan’ın, Başbakan Saad Hariri’nin geçen haftaki şok istifasından sonra örgütün Lübnan hükümetinin dışında bırakılması isteğine boyun eğmesinin olası olmadığı uzmanlar tarafından Çarşamba günü dile getirildi.

Uzmanlar ayrıca, Hizbullah’ın, Suudi Arabistan’ın, örgüte ve örgütün yöneticisi İran’a karşı yarattığı siyasi gerilimle mücadele etmek için çok sayıda seçeneği olduğuna dair kendilerine oldukça güvendiklerini belirtiyor.

GÜÇ VE NÜFUZ MÜCADELESİ

Analistler, Hizbullah olmadan Lübnan hükümetini hariç bırakırken, Suudilerin İran destekli Şii partisini hükümet dışında tutma kararını, Suudi Arabistan ve İran’ın, Suriye, Irak, Yemen ve Lübnan’da karşıt tarafları desteklediği dengesiz bölgede şiddetli güç ve nüfuz mücadelesine bağlıyor.

Lübnan Üniversitesi ve Beyrut Amerikan Üniversitesi’nde Uluslararası hukuk profesörü olarak görev yapan Şefik Masri, kabine oluşumu bir yana, Lübnan’da Hizbullah’ın rızası olmadan hiçbir şeyin yapılamayacağını söyledi.

Daily Star’a konuşan Masri, “Hizbullah’ın müttefikleri; Amal Hareketi, Bağımsız Vatanseverler Hareketi ve milletvekili Süleyman Frangieh de Hizbullah olmadan yeni hükümet içinde yer almayacaktır” ifadelerini kullandı.

Hariri’nin istifasıyla oluşan siyasi çıkmaza son verilmesi için bir yanda Hariri’nin Lübnan’a dönmesinin beklendiğini belirten Masri, çözümler arasında Mayıs 2018’de düzenlenecek seçimleri denetlemesi için Hariri’ye teknokrat hükümet oluşturma görevi verilmesi olduğunu da kaydetti.

Masri, “Diğer bir çözüm, olan hükümeti Hariri’nin başbakanlığı altında, Suudi Arabistan’ı ve hükümetin özellikle Suriye’deki savaş ve diğer bölgesel çatışmalara karşı benimsediği ayrılma politikasına sadık kalmadığını savunan Lübnanlıların büyük bir kısmını yatıştırmak için Lübnan’ın dış politikasında ufak bir değişiklikle görevde tutmak” şeklinde konuştu.

“Tabi ki bunu, Hizbullah’ın Suudi Arabistan’a karşı kendi kampanyasını sonlandırması takip etmeli” diyen Masri, krize çözümün, seçimleri denetleyecek “tarafsız ve geçici bir hükümet” oluşturması da olabileceğini ekledi.

HİZBULLAH OLMADAN
HÜKÜMET KURULAMAZ

Hizbullah’a yakın bir kaynak ise, Lübnan’da Hizbullah olmadan bir hükümet oluşturulamayacağı konusunda kendinen oldukça emin. Kaynak, The Daily Star’a, “Mağluplar, kendi şartlarını galipler üzerine dayatamaz. Bu nedenle Hizbullah, dahil olmadığı hiçbir hükümeti kabul etmeyecek” şeklinde konuştu.

İsmi açıklanmayan kaynak, Hizbullah’ın, parlamento seçimlerini denitleyecek siyasi partilerin dahil olmadığı bir teknokrat hükümet kurulması tekliflerini reddettiğini belirterek, “Bu mesele imkansız değilse de oldukça zor. Hizbullah rahat çünkü Suriye’de olduğu gibi, avantajın, her zaman savaş meydanında üstün olanda olduğunu biliyor” dedi.

Siyasi analist Mario Ebu Zeyd, Lübnan’da istikrarı sürdürmenin, Hizbullah’ın Hariri’nin istifası ve Suudi Arabistan’ın istekleriyle mücadelesi arasında olduğunu söylüyor. Zeyd, “İlk olarak, Hariri’nin istifasıyla oluşan siyasi şokun etkisini azaltmaya ve durumu sakinleştirmeye çalışan Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın tepkisini zaten gördük. İkinci olarak, Hizbullah, Lübnan içindeki güvenlik durumunu istikrarsızlaştırmaya yönelik bir alaka göstermedi ki, Suriye içinde savaşıyor ve çatışmada kendi pozisyonunu garanti altına almaya çalıştı ve şimdi de Esed’e destekle gerçekleştirdiği müdahaleden çıkar sağlamaya bakıyor” dedi.

Zeyd ayrıca, “Üçüncü olarak, Suudilerin Hizbullah ve İran’la yüzleşme kararı, İran’ın Ortadoğu’daki etkisini sınırlandırmaya çalışan ABD Başkanı Donald Trump tarafından ifade edilen ABD desteğini de arkasına aldı” dedi.

“Bu nedenle Hizbullah, mücadelede yalnız değil ve İran’ı tamamen arkasına alacak” şeklinde konuşan Zeyd, Hizbullah’ın hükümetin dışında tutulmayı kabul edip etmeyeceği konusunda ise, “Hizbullah zaten, İran ve Suudi Arabistan arasında bir anlaşmaya varılmasından sonra son hükümetin oluşturulmasına katkı sağladı. Bu yüzden şu anki ortamda, Suudi Arabistan ve İran arasındaki bu anlaşmanın kullanım tarihi geçti. Hizbullah, hükümet içinde adamakıllı bir Sünni temsilci olmadan kendi kendine hükümete dahil olamaz” ifadelerini kullandı.

Zeyd, “Eğer olursa, Hizbullah ülkenin iç güvenlik durumunu istikrarsızlaştırmaya katkı sağlar” diye ekledi.

Hariri, bölgede artan İran etkisini ve müdahalesini ve hayatı için endişe ettiğini dile getirerek geçtiğimiz Cumartesi günü Riyad’dan televizyondan yayınlanan konuşmasıyla başbakanlıktan istifa ettiğini duyurmuştu. Siyasi analist Kasım Kasır, Hizbullah’ın, kendisini hükümetten zorla çıkarmak için “Suudi- Amerikan isteği”ni kabul etmeyeceğinin altını çizdi.

The Daily Star’a konuşan Kasır, “Hizbullah zayıf değil ve Suudi Arabistan’la bu mücadelede yalnız değil. Parti, Sözcü Nebi Berri ve Bağımsız Vatanseverler Hareketi (FPM) ile müttefik” ifadelerini kullandı. Kasır, “Berri, Hizbullah’ın olmadığı bir hükümette yer almayacak. FPM ve milletvekili Süleyman Frangieh de öyle. Milletvekili Velid Jumblatt de, ancak Hizbullahla bir düzenlemeden sonra hükümete katılacak” dedi.

KORKU POLİTİKASI YÜRÜTÜLÜYOR

Kasr, “Hizbullah, Suudilerin şartlarına boyun eğmeyecek ve zaten taviz vermek için zayıf bir pozisyonda değil” şeklinde konuştu. Hariri’nin istifasının Suudi-İran çekişmesinin bir parçası olduğunu belirten Kasr, “Bölgesel bazda, Suudi Arabistan ve İran’ın korku politikasıyla hareket ettiği bir aşamadayız. Yerel bazda, istifa krizinin çözümü için Hariri’nin Lübnan’a dönmesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Ancak Basri, Hizbullah’ın, kendisine cephe alan kavgacı Suudlara karşı sınırlı seçeneği olduğu görüşünde. Basri, “Hizbullah ABD’nin ekonomik yaptırımlarıyla karşı karşıya ve Suudi Arabistan ve diğer Arap ülkeleri partiye karşı. Dahası, Lübnanlıların, Müslümanların ve Hristiyanların büyük bir çoğunluğu partinin iç politikalarından ve Suriye’deki savaşa müdahil olmasından mutlu değil. Ayrıca, Hizbullah’ın Suriye savaşındaki fedakarlıklarından dolayı Rusya ve İran tarafından ödüllendirileceğine dair hiçbir işaret yok” dedi.

Yine de, Kasır ve diğer analistler, Hizbullah’ın dahil olduğu bir hükümet oluşturulmasına cevap olarak Lübnan’a karşı Suudilerin ekonomik yaptırım uygulama ihtimalini gözden çıkarmıyor. Kasır, “Suudi Arabistan, Lübnan’a baskıyı artırmak için son çare olarak ekonomik yaptırmlara başvurabilir. Ancak burada soru: Lübnan’daki istikrara yönelik desteklerini sürekli dile getiren ABD ve Avrupa Birliği, Lübnan’ın istikrarsızlaştırılmasına göz mü yumacak” sorusunu sordu.

Riyad yönetiminin Lübnan’a yönelik yaptırımları zaten ima ettiğini kaydeden Zeyd, “Suudi yetkililerin, Hizbullah’ın Lübnan’daki ekonomik durumdan faydalanma yetkisini kısıtlamak için ekonomik yaptırımlara ne kadar istekli olduklarını ifade ettiklerini zaten duyduk. Buna ek olarak zaten ABD, organizasyonun yetkilerini kısıtlamkak için Lübnan’ın içinde ve dışında Hizbullah’a ve ona bağlı unsurlara sert yaptırımlar uyguluyor” şeklinde konuştu.

* The Daily Star gazetesinde 09.11.2017 tarihinde yayınlanmıştır.

Çeviri: Fatma Nur Aktaş

#Lübnan
#Hizbullah
٪d سنوات قبل