|

Güvenlik sorunu olarak NATO

Dünyanın mevcut müesses nizamı her geçen gün iddiasını kaybediyor ve başka bir dünyanın mümkün olduğuna inananlar, tezlerini daha güçlü şekilde dile getiriyor. Müesses dünya düzeninin iflas eden politikasından biri de Somali’ydi. Ülkeyi enkaza dönüştüren politikaların ardında Türkiye’nin güvenlik ve kalkınmayı dengeleyen politikaları örnek bir vaka olarak gözümüzün önünde duruyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 21/11/2017 Salı
Güncelleme: 03:09 - 21/11/2017 Salı
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
İBRAHİM İZGİ

Geçen hafta Brüksel’e ulaştığımda havalimanında gözüme ağır silahlarla donanmış askerler çarptı. Kendi kendime tebessüm ettim. Çünkü aynı günün sabahı bir insani yardım operasyonunun parçası olarak Bağdat’tan gelmiştim. Bağdat Havalimanı’nda gözüme bu kadar silahlı insan çarpmamıştı. Ondan bir gün öncesinde Süleymaniye Havalimanı’nda yine bu kadar güvenlik tedbiri dikkatimi çekmemişti.

Brüksel’i ziyaret nedenim insani yardım konusundaki bir fuara katılmaktı. Çalışma arkadaşlarımdan biri yolculuğumu duyunca “Kendine dikkat et” demişti. Arkadaşım daha önce Brüksel’de biri havalimanı saldırısı olmak üzere iki terör saldırısından canlı kurtulmayı başarmıştı. Abarttığını düşünsem de gördüklerim endişelerine hak vermemi sağladı. Sadece havalimanında değildi güvenlik önlemleri, kalabalığın olduğu her yerde Belçika Ordusu’nun elit birlikleri görevlendirilmişti. Şehir aynı zamanda NATO’nun da başkenti ve bu işleri daha da ilginç bir duruma sokuyor. Güvenlik merkezli bir dünyanın kendi merkezini koruma derdine düşmesi doğrusu karikatür gibi.

ELLERİNDEKİ TEKELİ BIRAKMAK İSTEMİYORLAR

Bu manzaraları anlatmamın sebebi dünyanın içinde bulunduğu karmaşık duruma dikkat çekmek. Belçika’nın terör konusundaki ikircikli tavırları DHKP-C ve FETÖ başta olmak üzere terör örgütlerine kol kanat germesi yine NATO’ya merkezlik yapan bir ülkeye yakışmıyor diye düşünsem de aslında emin de olamıyorum.

Kafamdaki NATO fotoğraflarını çekmeceden çıkarmaya başlıyorum. Kore’ye NATO’ya dahil olmak için asker gönderdiğimiz geliyor aklıma. Ayla ismindeki film geliyor gözümün önüne. Duygusal ve Amerikan askerleriyle birlikte ortak amaç için çarpıştığımız savaş kareleri. Sonra ABD’nin Suriye’nin kuzeyindeki terör unsuru YPG/PKK ile gittiği işbirlikleri geliyor. Karaköy’de NATO’ya girişimiz vesilesiyle adını NATO yapan lokanta geliyor. Sanırım zaman da şartlar da değişiyor ve bildiğimiz NATO’nun yerinde yeller esiyor.

Ertesi gün Kızılay adına katılım gösterdiğimiz fuardaki standları ziyaret ediyorum. Çoğu firma insani krizler için tedarik sağlayan ürünlerini sergiliyor. İnsani yardım pazarındaki çeviklik insan ıstırabını dindirme yönünde umut verse de dünyanın gidişatı konusunda iyimser olmaya imkan tanımıyor. NATO’nun yönetimine heveslenen İskandinav ülkelerinin aynı zamanda insani yardım alanındaki çalışmaları da kimselere bırakmak istemediğini acı bir tebessümle izliyorum.

ANLAMINI YİTİREN “SAVUNMA” BİRLİĞİ

Brüksel, aynı zamanda AB’nin başkenti ve Avrupa ülkeleri PESCO için bir araya geldiler. Tecrübeli gazeteci arkadaşlarla konuştuğumuzda AB ordusu olarak lanse edilen PESCO girişiminin aslında tam da NATO’nun yerini almaya namzet savunma işbirliği olduğu söyleniyor. Avrupa ülkeleri savunma sanayi konusunda birbirleriyle daha yakından çalışacaklar. Türkiye’nin savunma sanayisinde NATO dışındaki üretici ülkelerle işbirlikleri aklıma geliyor ve bunlara NATO çevrelerinden gösterilen tepkiler. Soğuk Savaş doktrinlerine bağlı kalan NATO’nun gün geçtikçe çaptan düştüğünü ve anlamını yitirdiğini görmek mümkün.

NATO tatbikatı sırasında Mustafa Kemal Atatürk ve Recep Tayyip Erdoğan’ı hedefe koyan ittifak mensubunun haberleri basına yansıyor ve Türkiye’de NATO karşıtı hava giderek belirginlik kazanıyor.

MÜESSES DÜNYA DÜZENİNİN İFLASI

Bugüne kadar yazılan, çizilenlerden biraz farklı olarak NATO’nun stratejilerinde değil bizatihi varlık sebebinde bir problem olduğunu düşünenlerdenim. İkinci Dünya Savaşı ertesi kurumlarda yaşanan tıkanma ve temsil kabiliyetinin gösterdiği zaaflar, güvenlik kurumlarını bizzat güvenlik tehdidi haline getiriyor. Askeri tedarikçilerin elinde oyuncak olan NATO, anlamsız savaşların ve irrasyonel işbirliklerinin içinde debeleniyor.

Dünyanın mevcut müesses nizamı her geçen gün iddiasını kaybediyor ve başka bir dünyanın mümkün olduğuna inananlar, tezlerini daha güçlü şekilde dile getiriyor. Müesses dünya düzeninin iflas eden politikasından biri de Somali’ydi. Ülkeyi enkaza dönüştüren politikaların ardında Türkiye’nin güvenlik ve kalkınmayı dengeleyen politikaları örnek bir vaka olarak gözümüzün önünde duruyor.

Batı ülkelerinde sokaklara daha fazla askeri birlik sevk etmek durumu çözmek yerine daha da karmaşık hale getiriyor. Askeri müdahaleci, darbeci NATO alışkanlıklarının da 15 Temmuz’da duvara tosladığını söylemeye gerek yok.

Özet olarak problemlerin değiştiğini görmeden eski çözümleri dayatanlar gün gelir sorunun kendisi haline gelirler. NATO için de durum bu, Birleşmiş Milletler için de.

#NATO
#Türkiye
6 yıl önce