|

Gözümü açıp Karagöz'ü gördüm

Kadın Karagöz sanatçıları Geleneksel Türk Tiyatrosu’nun en önemli parçalarından gölge oyunu için emek veriyor. Uzun yıllardan bu yana Karagöz sanatıyla ilgilenen Sibel Tomaç, “Karagöz’ün en önemli özelliği birleştirici unsuru” diyor. Merve İlken, “Ben gözümü açtığımda Karagöz yanı başımdaydı” ifadelerini kullanırken Filiz Aksu ise, “Karagöz elinizden tutup sizi dünyasına çekiyor”şeklinde konuşuyor.

Merve Akbaş
04:00 - 14/10/2018 Pazar
Güncelleme: 13:37 - 13/10/2018 Cumartesi
Yeni Şafak
Sibel Tomaç
Sibel Tomaç

Geleneksel Türk Tiyatrosu’nun en önemli unsurlarından gölge oyunu yani Karagöz Sanatı, UNESCO tarafından ‘Somut Olmayan Kültürel Mirasımız’ olarak tescil edilmiş bir geleneğimiz. Karagöz Derneği tarafından iki yıldır düzenlenen ve Albayrak Medya’nın ana sponsoru olduğu 31 Ekim’e dek devam eden Karagöz Festivali de bu sanatın daha geniş kitleler tarafından takip edilmesini amaçlıyor. Karagöz sanatını merak eden, ilgilenen, üzerine çalışmalar yapan çok sayıda insan var. Tabi kadın Karagöz sanatçıları da... Sibel Tomaç bu konuda yıllardır emek harcayan bir sanatçı. Tomaç, İBB Gösteri Sanatları Merkezi’ndeki eğitimi sırasında Karagöz sanatçısı Alpay Ekler’den de dersler almış. Bu eğitimi sırasında da geleneksel sanatlarla haşır neşir olmuş. Tomaç, bu alandaki çalışmalarını Kocaeli Üniversitesi’ndeki Güzel Sanatlar Fakültesi’ndeki öğrenciliği sırasında da devam ettirmiş. Ardından da şan, resim ve solfej dersleri almış. Tomaç tüm bu eğitimlerin kendisinin Karagöz sanatçılığına yani ‘hayali’ olmasına katkı sağladığını da söylüyor. “Karagöz’ün en önemli özelliği birleştirici unsuru” diyen Tomaç, “Karagöz oyunlarının tümünde Laz, Kürt, Çingene ve Türk farklı özellikleriyle bir çok karakter yer alır. Karagöz ve Hacivat kavga etse de konu hep tatlıya bağlanır. Biz de onun bu yönünden beslenmeliyiz” diyor. Bu sanatın sadece güldürü ve eğlence amaçlı olmadığını belirten Tomaç, “Didaktik bir eğitimden de kaçınmak lazım” diyor. Tomaç, gösterilerinde gelenekle günceli harmanladığını da belirterek, “Benim oyunlarımda Suriyeli bir mülteci, saat satıcısı bir siyahi dostumuz veya mahallemizde karşılaşacağımız diğer karakterler yerlerini alabiliyor. Turist tiplemelerim de var” diyor. Karagöz sanatçısı Merve İlken ise usta hayali Suat Veral’ın yanında çocukluk yaşlarından itibaren çalışmış. Usta çırak ilişkisiyle bu sanatı öğrenmiş. “Ben gözümü açtığımda Karagöz yanı başımdaydı” diyen İlken “Karagöz çok eğlenceli ve çocukluğumu renklendiren bir kahramandı. Hala daha öyle. Bende bu deneyimimle Karagöz sayesinde çocukların dünyalarına inmeye çalışıyor onlarla daha kolay iletişime geçebiliyorum” diyor.


KENDİ ÖĞRENCİMİ YETİŞTİRİYORUM

İlken, Veral ile olan sanat yolculuğunu şu sözlerle anlatıyor: “Karagöz sanatında hem yapım hem oynatım alanında yer almam tam olarak bundan 11 yıl önce başladı. Ama bunun çok daha öncesi var bende. Çünkü bütün sanatsal birikimini bana aktaran, beni yetiştiren ustamın yeğeniyim. Aynı zamanda ahilik geleneğiyle yetişen ve sıralama da 4. kuşakta yer alan bir sanatçıyım. Benden sonra gelen 5. kuşaktaki öğrencim Şevval Veral da yer almakta.” İlken’e göre Karagöz’ün günümüz çocuklarına verecek önemli mesajları da var. İlken ayrıca Karagöz’ün 7’den 77’ye her yaş grubuna hitap edebilen, geniş yelpazeye sahip olduğunu da vurguluyor.


20 YILLIK BİRİKİM

Karagöz sanatçısı Filiz Aksu da uzun zamandır kukla tiyatrosu üzerine çalışıyor. Aksu, Karagöz sanatıyla ilgili çalışmalarıyla da biliniyor. 1994’de, henüz çocukluk yaşlarında Karagöz’le tanıştığını anlatan Aksu, 1997’den itibaren de tiyatro sanatının farklı alanlarında çalışmaya başlamış. Aksu’ya göre Karagöz’ün inanılmaz bir şöhreti var. Aksu şunları söylüyor: “Ayna dediğimiz perdenin arkasına geçer geçmez öyle büyülü bir atmosfere dalıyorsunuz ki Karagöz hemen elinizden tutup sizi dünyasına çekiyor.”


İyileştirici
gücünü kullanmalıyız

Çocuklara verilen sanat temelli eğitimin çok önem taşıdığını vurgulayan Aksu, “Akademik anlamda da ‘Kukla İle Değerler Eğitimini’ bilimsel bir temele oturtmak istiyoruz” diyor. Kadın bir Karagöz sanatçısı olmanın aslında ilginç olmadığını düşünen Aksu, “Hayatta herkesin bir yolu vardır ben de tiyatrodan, kukladan başka bir yolda mutlu ve başarılı olamazdım” diyor. Aksu, yıllardır göz teması kurmayan bir seyircisinin, kendi oyunları sırasında karakterlerle iletişime geçmeye başladığını da anlatıyor ve ekliyor: “Bu sanatların iyileştirici bir gücü de var. Biz de bunu kullanmaya çalışıyoruz.”

#hacivat
#karagöz
6 yıl önce